skai yazar profili

skai kapak fotoğrafı
skai profil fotoğrafı
rozet
karma: 1869 tanım: 235 başlık: 8 takipçi: 59

son tanımları | başucu eserleri


kırmızı zambak

1921 nobel edebiyat ödülü'nü alan anatole france'ın kitabıdır. kitabın sonu bende bir hüzün oluşturmuştur. şöyle ki;
dechartre'ın tasarımı olan kırmızı zambak mücevherini kendi kuyumcusuna yaptırıp o özel günde herkesin içinde takıp, aşkını gizlice yüreğine iliştirmiş olan therese... aynı gün, o kırmızı zambak nedeniyle ellerini kanatacağını, ruhunu yaralayacağını nereden bilebilirdi.
“ufak bir rastlantı, geçmişte kalmış takıntılı bir sevgilinin tavrı ve kendisine artık bütünüyle yabancı gelen iki cümlelik aşk itirafı.” işte buydu yaşamının felaketi martin kontesinin. geç bulduğu aşkını erken yitirmesi bundandı. kıskançlık dechartre'ı yiyip bitirmiş, güvenini sarsmıştı. kendisine ‘ seni seviyorum ' derken son derece dürüst olan o biricik therese'i bu yüzden affedememiş, bir yanlış anlamaya kurban vermişti aşkını.
ardından hatasını anlasa da şöyle dedi therese'e ”başka birinde bağışlanabilecek bir şey sizde bağışlanamaz." ona bu denli güçlü duygular beslerken, geçmişte yaşadığı olayları bile zihninden uzak tutamıyor, kendisini şu anda aldatılmış sayıyordu. therese biricikti, tekti, sonsuzdu, zamana sahip değildi ki. geçmiş onun şimdisiydi, geleceğiydi. dechartre onu böyle arzuluyordu işte. her şeyiyle.
therese ise şöyle demişti gitmeden önce “ küçükken...mermer nympların önünde ölmek isterken ne büyük bir önsezim varmış.”
peki kitapta anlatılan son bulduktan sonra ne oldu? therese nasıl yaşadı hayatının geri kalanını, dechartre nasıl yaşadı?
therese'in o kırmızı zambak'ı çıkarıp attığını sanmıyorum. dechartre'ın hatasını anlayıp, çektiği acıya son vermek düşüncesiyle ona doğru koştuğunu da...
devamını gör...

kurt ini

2018'de çıkmış, dram/ korku filmidir. film, şili'nin güneyinde, fanatik bir alman tarikatından kaçarak bir eve sığınan küçük maria'nın öyküsünü anlatır. filmle ilgili söylemek istediğim tek bir konu var, o da filmin son sahnesinin bana ‘kurtlarla koşan kadınlar’ kitabını anımsatması.
şöyle söylüyordu kurt: ben hep senin içindeydim.
kızımızın aslında bütün bir film boyunca kaçtığı şey kendisiymiş. ve içinde bulunduğu tehlikeli durumdan kurtulmak için tekrardan kendisinden yardım istiyor, sürekli kaçıp, derinlere ittiği benliğinden.
kurtlarla koşan kadınlar kitabında şöyle bir cümle geçer, “ormana gitmem gerek ve kurtla karşılaşmam gerek yoksa hayatım asla başlamayacak!” buna tanıdığım bir isim, orman da benim kurt da benim, diye bir yorum eklemişti. oldukça hoşuma gitmişti bu yorum. ve bu filmde de ormana gidip kurtla karşılaşan karakterimiz, sonrasında kurdun kendisi olduğunu görüyor. en azından ben böyle olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...

anna karina

fransız yeni dalga filmleri denince akla gelen ilk isimlerden. film boyunca sadece susup baksa, yine izlerim yine etkilenirim. çünkü gözlerinde başlıbaşına derin bir anlam var oyuncumuzun, öyle ki en sevdiğim kadın oyuncudur kendisi. sadece oyuncu değil aynı zamanda şarkıcı, senarist ve yönetmendir de. godard'ın en güzel filmlerini karina'ya oynatması, 7 yıllık birliktelikleri, ve ardından karina'nın 3 evlilik daha yapması, bilmiyorum; üzüyor beni her düşündüğümde. o hep godard ile beraber gelecek aklıma, bande a part, vivre sa vie filmleriyle...
devamını gör...

swann'ların tarafı

proust kitabın başı sayılabilecek bir sayfada -hatta 3 sayfada- muhteşem bir anlatıda bulunuyor. hepimiz zaman zaman bir kokuda, bir görüntüde, bir seste ve bir tatta aniden geçmişlere gömülmüş bir anıyı tekrardan yaşar, aynı duygulara kapılırız. kimi zaman bu anı suyun üstünde yüzer gibidir, kimi zaman da yalnızca duygular tanıdıktır ve gizli kalmış olan anıyı derinlerden çekip çıkarmaya çalışırız. işte proust, içtiğim çaydaki madlen kırıntıları damağıma değdiği an aldığım tat bende farklı duygular uyandırdı ,mutlu oldum aniden ve halamın yıllar önce bana madlen verdiği o an zihnimde canlandı, gibi basit bir ifade kullanmak yerine 3 sayfa boyunca böyle bir anı yaşadığımızda; hissettiğimiz, sorguladığımız, endişelendiğimiz, hatırladığımız, rahatladığımız şeyleri ve belki bazen 3 saniye süren bu eylemleri anlatıyor. okuyucudaysa oluşan duygu, merak. sarıp sarmalıyor proust bizi; bu derin, yavaş ve geniş anlatımda kaybolmamızı veya çekip gitmemizi engelleyen bir anlatı, bir üslup benimsiyor. bir çayda, halanızın size ikram ettiği keki hatırlamaya başlıyorsunuz siz de. hayır, yaşanmamış olsa da - öyle değil. yaşandı, çaydaki tadı ve duyguyu sizde yaşadınız.

okudukça güncelleme gelecektir.
devamını gör...

birini olduğu gibi kabul etmek

birini olduğu gibi kabul etmeye karar vermek, aslında eskiden o kişide takıldığın ve seni üzen veya sinirlendiren şeylere karşı daha umursamaz olduğunu gösterir. artık çok da fark etmez, olduğu gibi olsun evresine geçiş yapmışsındır hayırlı olsun.
devamını gör...

değişik isimleri olan müzik grupları

henry the lee
lalalar
rak-ı plaki
dandadadan
alternatif dinlediğim için benden bir cacık olmayacağını öğrendiğim bir başlık oldu, tşk
devamını gör...

kırmızı pazartesi


santiago nasar'ın öldürüleceğini daha kitabın en başından biliyoruz da, son sayfalarında annesinin kapıyı kapatarak aslında bilmeden onun katillerine kolaylık sağladığını öğrenmek insanı derinden sarsıyor.
“santiago nasar'ın içeri girmek için ancak birkaç saniyeye ihtiyacı varken kapı kapanıvermişti.”
oğlunu kurtardığını sanan bir anne, katillerin önünde apaçık bırakılmış olan bir oğul.

bir toplumun nasıl da önyargılar içinde batıp kaldığını anlatan bir roman. herkes her şeyin farkında, kimse hiçbir şey yapmak istemiyor. insanoğlunun en masum olanının bile korkunç şeyler yapabildiğini anlamamış bir beyin, çevresinde yaşanan ve yaşanacak olan olaylara sadece izleyici kalıp umursamazca yaşayan, bir beden. toplumun beyni ve bedeni bu ölçüde şekillenerek bize soru işaretleriyle dolu bir cinayet vakası bırakıyor. kitabın dili olması gereken sadelikte ve akıcılıkta. aşırı felsefi kalıplar içeren kitaplara hayran olan biri olarak söylüyorum, cinayet olayının öncesi ve sonrası ancak böyle bir dille anlatılırdı, felsefenin dar veya geniş kalıplarına sığdırmaya çalışılarak değil. felsefe yaptığını felsefe yapmadan anlat, kitabı.
devamını gör...

kitapların pahalı olduğu gerçeği

eduardo galenao, kucaklaşmanın kitabı isimli eserinde konuyla ilgili şu cümleyi kullanmış.
“ polisin kitap yasaklamasına gerek kalmadı: yalnızca fiyatları, kitapların yasaklanmasına yetiyor. ”
devamını gör...

dostoyevski romanlarını hiç okumamış insanların kayıtsızlığı

dostoyevski okumuş insanların kayıtsızlığı ile yarışır
devamını gör...

benzer vibe veren yabancı ve türk ünlüler

rami malek - tufan kaner
çok benzemiyorlar belki ama kara sevda izlerken tufan aklıma hep mr. robotcuğumuzu getiriyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bozkırkurdu

normal sözlük entel yazarlarının okuması gereken bir kitap diye düşünüyorum, zaten entel olmayanları okumaz, okusa da ilk 60 sayfadan hiçbir şey anlamaz. ben zorlandım açıkçası, huzursuzluğun kitabından bile daha ağır bir dille karşılaştım kitabın ilk çeyreğinde. kitap entelektüel geçinen ve orta sınıf halkını hor gören insanlara yönelik bir eleştiri aslında. bu müzikte, kitapta ve filmde sürekli soylu bir hüzün ve uysal bir neşe arayan, hatta duygularında dahi hep kontrol sahibi olmaya çalışan, yüce bir düşünür bunu yapmaz edaları içinde sürekli mutluluğu es geçip yalnız başına ölümü bekleyen insanlara karşı oluşturulan bir deney odası. deney kitabı. siz de bir entelseniz ve hâlâ bu kitabı okumadıysanız, üstüne lucifer'ı falan hor görüyorsanız, buyrun sihirli tiyatroya. denek olmaya hazır mısınız?
devamını gör...

kitap önerileri

eduardo galenao - kucaklaşmanın kitabı
georges perec - uyanış \ kayboluş\ mekan feşmekan
cemil meriç - jurnal 1 ve 2
devamını gör...

altıncı koğuş

kitapta üç metafor var.
birincisi; sevgili doktorcuğumuz andrey yefimıç'a deli yaftası vurulması.
ikincisi; en akıllı delimiz olan gramov'un realist düşünceleri.
üçüncüsü ise; bu iki varlığın birbirlerini çok iyi anlayıp diğer insanlarla geliştirdikleri sohbetlerden daha ileri bir konuşma gerçekleştirebilmeleri.
andrey yefimıç, bilgili, kültürlü, sürekli okuyan bir o kadar da çevresinde dönen pisliklere göz yumacak kadar nazik (korkak) bir insan. çevresinde artık konuşabileceği zeki bir insan olmamasından yakınıp duruyor. derken karşısına akli dengesini kaybetmiş olan hastamız gramov çıkıyor. aslında karşısına çıkmıyor. o hep altıncı koğuştaydı, onun dışarı çıkması dahi yasaktı. doktorumuz hadi bir koğuşun önünden geçeyim ya, diye düşündüğü bir gün kendisinin bağırışlarını duyunca bir konuşmaya girişiyorlar ve doktor bu gençten pek etkileniyor. zeka parıltıları görüyor adamımızda. peki doktorun dışardaki çevresi bunları görünce ne düşünüyor? delirdi diyorlar, aklını kaçırdı. ne yapsa da bu insanları aksine ikna edemeyen doktorumuz , “ uyuma numarası yapan bir insanı uyandıramazsın ” cümlesinin kanıtı. sonra ne mi oluyor, kitabı yazayım şuraya daha makbule geçer, çok spoi verdim çok. yorum mu yani, kitap özeti gibi oldu. seslerinizi duyuyorum.
akıllılar mı delidir, deliler mi akıllı? arada ne gibi incelikler var, çok açıkça anlatıyor kitap. kendini ispat etmeye çalışmanın dayanılmaz acısına karşılık pes eden bir andrey yefimıç. oysa o, acı çekmek insanın zihninde olan bir şeydir, düşünmezsen acın kaybolur, düşüncesine sahipti. o dyojen'den örnekler veren bir insandı. acıya dayanamadı..
bir de gramov var ki, acılar içinde büyüdü ve doktorun düşüncesine şiddetle karşı çıktı. o hâlâ o koğuşta, mücadele ediyor. kendini insanlara ispat etmeye çalışmanın acısı içinde, her bağırışında nikita'dan dayak yiyor.
devamını gör...

celladına aşık olmuşsa bir millet

millet demeye ne hacet,
devamını gör...

kızların bir şey söylemeden önce bir şey söyleyeceğim demesi

bir şey sorabilir miyim, diye mesaj atan o erkek kişisini unuttuk mu.
devamını gör...

türk kızının alınan iltifata sadece teşekkür etmesi

iltifat duymak için mi iltifat ediyorsunuz, anlamıyorum ki? iltifat edilince gülümsenir ve teşekkür edilir. illa karşı iltifatta bulunmak şart mı yani. zaten bir şey eklemeliyim diye düşünüp söylenen her cümle kişinin gerçek düşüncesi falan değil, yapmacık bir düşünce olur. başka zaman, karşı iltifatta bulunulur; gerçek düşüncelerle. o an bir şeyler denilince, benim böyle olduğum ben sana iltifat edince mi aklına geldi, diyor insan. yapmacık abi yapmacık.
devamını gör...

dorian gray'in portresi


yapılan tek bir hata, onca akıllı ve zeki oluşunuzu heba eder. sizi aptallaştırır. dorian gray, zeki ve güzel yaşadı, çirkin ve aptal öldü. insanlığa utanç verdi, utanç duyulması gereken yönlerimizi göz önüne serdi. kusursuz güzelliğin olduğu yerde, kusursuz çirkinlikler kol gezer. dorian gray de kusursuz güzel olan bedeninin içindeki kusursuz çirkin bir ruh ile nefes alıp veriyordu. yazarın ona verdiği sonu hak etmişti şüphesiz, fakat yine de bu kadar aptal olması da beni üzdü. lord henry, onu görünce ne düşünecek, ne hissedecek, olan biteni anlayabilecek mi? düşündürür.

not: dorian gray'in portresi, sayfa 181; güzelliğin farkında olan ve hayatta hiçbir şeyi umursamadan anı yaşayan bir beyefendinin eşsiz güzelliğine tanık olarak çevirdiğiniz sayfalardan sonra, bu durumun nasıl bir felakete dönüşeceğini fark ettiren, şeytani bir olaya şahitlik edip ani şoka girmenize neden olan bir sayfadır. tehlikelidir, sayfanın kapısı size açılmadan, kilitleri kırıp içeri girmeye çalışmayınız.
devamını gör...

mesaj atsam mı atmasam mı tereddütü

3 saniyeden uzun düşünüyorsanız atmayın
devamını gör...

sevmek vs sevilmek

sevince ve karşılık alamayınca, hissizleşebiliyor insan. tabii sevgisinin derecesine göre değişen de bir durumdur bu. bundan daha kötü bir şey var mı, hissiz olmak hiç de cool veya güzel bir şey değil. neşeyi ve acıyı hissedemiyorsunuz, sevginizi aşıp, durumu kabullendikten sonra. acı çekmekten daha elem.

pekii, seviliyorsunuz fakat karşıdaki kişiyi sevmiyorsunuz, bir de sürekli iletişim halinde olmaya devam ediyorsanız, bu da felaket derecede nefrete sürüklüyor insanı. “ sevmediğiniz birinin her duygusunu, hareketini küçümseye başlarsınız çünkü. ”
devamını gör...

tekrar tekrar okunan kitap

georges perec - uyuyan adam
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim