bir yerde başlayan, özellikle alt-kültür ve akımların benzer koşullarda fakat gelenekçiliğin ağır bastığı toplumlardaki yozlaşması ve gelenek kültürüne göre şekillendirilmesi ile alakalı bir yazı.
" belirli koşullar ve kurallara tepki olarak doğan kültürlerin zamanla yer altından çıkıp yayılması her zaman tehlikelidir. burada ki tehlike kültürel değişim değil, aksine büyüyen kültürün değiştirilmeye ve sisteme adapte edilmeye çalışılmasında yatar. bunun en belirgin hali gelenekçi toplumlar ve farklı altyapıya sahip toplumlara ait bireylerin, bu kültürleri benimseyişi ile gerçekleşir.
bölgesel değişim iki şekilde meydana gelir.
a) bölgeye has özellikler ile akımın/kültürün zenginleştirilmesi ve içselleştirilmesi.
b) geleneksel çizgiyi aşamayarak bir gri bölge oluşturması ve sonunda yıkılması.
türkiye için b maddesinden bahsedeceğiz daha çok bu yazıda.
yeraltı kültürü ve alt kültür temsilcilerinin, genel olarak ülkemizde karşılaştığı en büyük problem bölgesel adaptasyondur. gelenekçilerin tepkisi ise daha aşağılarda yer alır. ene büyük problemin adaptasyon olmasının sebebi ise, bölgesel ve toplumsal koşulları iyi bir şekilde analiz etmeden kabullenilmesidir. ikinci sebep ise kültürel bozumdur ki bunun altında gene bilgisizlik yatar.
herhangi bir alt kültür/yeraltı kültürünün, kültürel bozuma(dezenformasyon) uğramasının sebepleri en baştan saymamız gerekir ise:
a) kültürün doğduğu koşulları irdelememek
b) kültürün bır kısmını benimsemek veya bir kısmına kültürel emperyalizm ile maruz kalmak
c) din karşıtı, dine tepki olarak doğan kültürlerin veya alt kültürün bu alanlarını bölge koşullarına göre değerlendirmemek, analiz etmemek.
d) rasyonel yaklaşım yerine, romantik yaklaşımların daha çok tercih edilmesi.
e) alt kültür faşistliği
f) gelenekçi yapı içinde kültürü izin verilen sınırlarda yaşamaya çalışmak.
görüldüğü gibi 6 temel sorunumuz var. ki bu hemen tüm köktenci ve gelenekçi toplumların, algı, yaşam biçimini değiştiren tüm akımlarla karşılaştığında ortaya çıkan sorunlar. şimdi inceleyelim biraz biraz bu sorunlar neymiş.
a) kültürün doğduğu koşulları irdelememek, bilmemek:
ülkemizde görülen en büyük sıkıntılardan biridir bu. temelinde okumamak ve yaşanılan toplumu tanımamak yatar. alt kültürler koşullardan çok, o koşulları ortaya koyanlara karşı durur fakat bu her toplumda, özellikle eski toplumlarda farklılaştığı için bir bozumuna ugrar. çünkü benzer koşullar olsa bile kaynak farklı olduğundan doğan bu tepki koşulları eleştirmekten başka hiç bir işe yaramaz ve zaman içinde kendini tekrar eder.
b) kültürün bır kısmını benimsemek veya bir kısmına kültürel emperyalizm ile maruz kalmak.
bu iş poserlıktan daha farklıdır çünkü sisteme karşı tepki olarak çıkan bu kültürlerin "ışıklı", "parlak", "gösterişli" yerlerini almakta yatar. bir diğer yolu kültürel emperyalizmdir. eğer kültür temsilcileri parlak yerlerini almayı seçerlerse oto sansür uygulamış olurlar. kültürel emperyalizmde ise sistem gerekli yerlere kendi sansürünü zaten yerleştirir.
c) din karşıtı, dine tepki olarak doğan kültürlerin veya alt kültürün bu alanlarını bölge koşullarına göre değerlendirmemek, analiz etmemek.
burada ki sorun basittir. genellikle ağır hristiyanlık eleştirisi ve karşıtlığı içeren manifestoların temel alınıp islamın koşullarına yapılandırmak yerine, birebir uygulanmaya çalışılmasında yatar. bu durum argüman ve analiz eksikliğine ve kısır döngüye yol açar.
d) rasyonel yaklaşım yerine, romantik yaklaşımların daha çok tercih edilmesi.
gelenekçi toplumların yapı olarak romantik olmalarından kaynaklanır. ideolojik romantizm, dini romantizm, milli romantizm vb. rasyonelizmin hareket getirmesi ve eli taşın altına koymak anlamına gelmesi için çok daha başka ve büyük bir problemdir.
e) alt kültür faşistliği :
bu oldukça büyük bir sorun. çünkü alt kültürü benimsemiş, kimlik haline getirmiş kişiler kendi aralarında çatışırlar. bunun sebebi romantik yaklaşımdır. daha da vahimi, geliştirilmeye çalışılmayan kültürü, toplumsal kodlar(gelenekler) karşısında yenik ilan ederek onun belli kısmını yaşamaya çalışmakta veya sadece tehlikesiz yanlarına yanaşmakta yatar. örnek vermek gerekirse bu iki duruma, belli bir yaştan sonra belli giyim tarzlarını giymeyi eleştirmek, belli hareket ve davranışları uygunsuz bulmak.bunları olgunluk, oturmuşluk, sorumluluk gibi kavramlarla açıklamaya çalışmak. bu örnek üzerinde durulması gerekir. bir nevi kişinin kendine ihanetidir.
bir diğer tür faşistlik ise, kültür/akım temsilcilerinin birbirlerini beğenmemeleri. toplumdaki samimiyetsizliğin yansımasından başka bir şey değildir. ve çok vahimdir.
f) gelenekçi yapı içinde kültürü izin verilen sınırlarda yaşamaya çalışmak.
kültürü, düşünceyi zenginleştirmek yerine kültürü piç etmek. örnek vermek gerekirse türk emolar, türk punklar, arabesk rapçiler vesaire. en azından müzikler örnekleri böyle."
(bkz:
muhazafakar kaos: korkak devrimi)
devamını gör...