jakoben yazar profili

jakoben kapak fotoğrafı
jakoben profil fotoğrafı
rozet
kafa izninde
karma: 211 tanım: 55 başlık: 4 takipçi: 2

son tanımları


asgari ücret

sırf okudu diye ömrünün geri kalanını hiçbir değer üretmeyip oturduğu yerden paşalar gibi yaşayan memurlar ile sırf oku(ya)madığı için hayatının geri kalanında köle gibi çalışarak, muazzam katma değer ve hizmet yaratan işçilerin birlikte varolduğu yerde adaletten bahsetmek mümkün müdür?
ayrıca (bkz: gelir eşitliğinin adaletsizlik olması)
devamını gör...

gelir eşitliğinin adaletsizlik olması

not: ben gelir eşitsizliğinden değil kimi branşlarda karşılaştırmalı olarak gelir eşitlemenin adaletsizliğinden bahsediyorum.
bu konu, uzun zamandır zihnimi meşgul etmekte. örneğin siyaset bilimi bölümünde araştırma görevlisi ve tai’de mühendis olan iki kişiyi karşılaştıralım; tai’deki arkadaşın maaşı, asistanlarınkinden bir miktar daha fazla. buna rağmen tai mühendisleri, f-35, atak gibi hava araçlarının milyonluk parçalarını üreterek muazzam bir katma değer, hizmet ve istihdam yaratıyor/oluşturuyorlar. diğer taraftan asistan, elle tutulur herhangi bir değer üretmeden, nerdeyse aynı parayı kazanıyor. şu an bir asistanın maaşı yaklaşık 6.500 lira. yeni açılan üniversitelerde bu durum, 7.500’e kadar çıkıyor. dünyada ilk 500’de tek bir üniversitemiz yokken, yeni açılan bir üniversitede en düşük asistan maaşının, milyonluk değer üreten bir mühendisle aynı olması doğru mu? veya örneğin kamu kurumlarında (dışişleri gibi gerçekten mesai yapan, çalışanlar hariç) haybeden açılan ve oturmaktan başka bir işi olmayan uzman yardımcılarıyla pratisyen hekimlerin neredeyse aynı maaşı alması da aklıma ilk gelen örneklerden birisi. benim savım, asistanlar veya uzman yardımcıları az alsın değil çünkü türkiye’de insanca yaşayabilmek için bile 6.500₺ yeterli değil. fakat bir doktorun, bir mühendisin (kamu veya özelde) maaşları, sektörde diğer branşlarla eşitleniyor ve ortaya büyük bir adaletsizlik çıkıyor. bu durum insanları, değer üreten mesleklerden uzaklaşmaya itmektedir. kimse kusura bakmasın ama bir uluslararası ilişkiler ile tıpın kazanılması veya okunması ve sonrasında yaptığı işler aynı değerde mi? mesleklerin ekonomik cazibesi olmayacaksa, katma değer nasıl üretilecek?
sonuçta en parlak mühendislerimiz, doktorlarımız kapağı yurtdışına atmaya çalışıyor.
devamını gör...

şehit annesini telefonla ak parti kongresi’ne bağlamak

başkan erdoğan’a kim bu aklı veriyorsa, bilsin ki en büyük düşmanı o’dur.
link
devamını gör...

abd dışişleri bakanlığının 13 şehide dair başsağlığı mesajı

türk bürokrasisiyle alakası yok, daha bu hafta sonu abd, kuzey ırak’tan suriye’ye ypg için tırlar dolusu mühimmat gönderdi. link
bu sözlükte gündemi takip eden ve olayları geniş bir perspektiften yorumlayabilen az sayıda insan var. gerçekten bazı önemli başlıkların altında yazılanlara hayret ediyorum. abd’nin mevcut dış politikasını bilmeden türk bürokratları suçlamak da neyin nesi.
devamını gör...

4 aşamalı yeniden kuruluş anayasası

maalesef başkan erdoğan; pelikancılar, ulusalcılar ve kripto fetöcüler tarafından sarmalanmış durumda. bu anayasa tartışmasını başlatan bıyıklı beyefendinin geçmişine bakınız. kimse kusura bakmasın, bu işin 2013 öncesi sonrası yok.
anayasa tartışması, fetö’nün ve pelikancıların yarım kalmış bir hesabıdır. ılımlı islam, çözüm süreci, demokratikleşme safsataları, anayasa değişikliği gibi türk devleti’nin altına dinamit döşeyen projeler, abd’nin bu örgütler üzerinden dayattığı şer politikalarıdır. anayasayı ve laikliği tartışmaya açan, türkçe ve türk devleti’nin adını, bayrağını ve hatta yönetim sistemini de tartışmaya açar. böylece sil baştan 2011’e geri döneriz.
devamını gör...

14 şubat 2021 13 vatandaşımızın şehit edilmesi

13 şehidimiz, barış süreci denilen ihanet döneminin bitirilmesi akabinde 1’er yıl arayla kaçırılan asker ve polislerden oluşmaktadır.
öncelikle şu kesin ki, erdoğan’ın geçtiğimiz çarşamba vereceği müjde, rahmetlilerin kurtarılması ile ilgili olacaktı fakat bu harekatı gerçekleştirecek özel kuvvetler timi, henüz helikopterden iner inmez teröristlerin saldırısına uğradı ve bildiğiniz üzere 3 askerimiz şehit oldu. burada büyük bir istihbarat açığı var ki, kuvvetle muhtemel kripto fetöcüler harekat planını cia üzerinden pkk’ya bildirdi. yani, gara’daki teröristler, grubun geleceğini ve hatta nereye ineceklerini bile biliyorlardı ve saatlerce ihalar tarafından izlenen bölgede kamufle olmayı başardılar. grup iner inmez de saldırdılar.
daha geçtiğimiz günlerde üst düzey bir fetöcü kurmay subay, deşifre edilerek göz altına alındı. durum o kadar vahim ki, bu fetöcü subayın teğmen nişanını bizatihi fetonun kendisi takmıştı. 2020 yaş’ta terfi ettirilen bu şahıs, kara kuvvetleri komutanlığı istihbarat başkanlığına getirilmiş!!
ezcümle, yaşı yetenler bilirler ki, fetöcüler gözde elemanlarını, fetönün kendi dersanelerine bile göndermez, çoğunlukla final ve sınav dersanelerine gönderirlerdi. işte bu elemanlar, rütbeli asker, yüksek mevkideki memur oldular. altından da girsen üstünden de çıksan bu kriptoları bulmak neredeyse imkansız.
hayatında bırak basit bir mağarayı, dağ görmemiş insanların operasyonun başarısızlığı konusunda işkembe-i kübradan sallamaları çok kolay. 6 yıl boyunca devletin, esirlerin nerede olduğunu araştırmadığını, işin peşini bıraktığını mı sanıyorsunuz. yavrucaklar, siz, medyanın verdiği kadarından haberdarsınız, şu an türk istihbaratının veya askerinin nerede ne yaptığından doğal olarak haberiniz yok. medya size her gün ayrı bir gündem sunar, siz de duyarlı bireyler olarak onu hemen yutarsınız. ertesi gün farklı bir vakayla gelir ve siz de dünü unutursunuz. bu 13 kişi, 6 yıldan beri gara’da tutulmadı, ülke ülke, mağara mağara gezdirildi. şu zaman, gara’da, binlerce mağaranın hangisinde olduğunun istihbaratını alabilmek bile büyük bir iştir. cia destekli pkk istihbaratını boş mu sanıyorsunuz. suriye ovasında, onlarca istihbaratın örgütünün ortasında bağdadi yıllarca saklanabildi.
sonuç olarak, tsk içerisinde fetöcü kriptolar, kritik bir operasyonun detaylı planını bilecek kadar üst düzey kadrolarda yer alıyor. istihbarat, önce kendinden başlayarak çok sıkı mesai yapması gerekiyor. durum vahim.
devamını gör...

7 şubat 2021 takvim gazetesi'nin alışveriş tavsiyeleri

takvim, alınıp okunacak bir gazete değildir. söz konusu haberi birinci sayfadan vermesi, halkın ‘açız’ demesine bir karşılık, ‘aslında açgözlüsünüz’ imasını yapmaya çalıştığını düşünüyorum çünkü böylesi bir içerik birinci sayfadan verilmez.
ancak, içeriğe bilimsel açıdan bakıldığında, tek bir yanlışı da yoktur. siz vakayı “istediğimi alamıyorum” minvalinde anlarken, bilimsel bakış, gereksiz harcamayı önleme veya parasal tasarrufu olarak anlatır. avrupa’nın aydınlanması da bu iki konuyla doğrudan alakalıdır. batının psikoloji ile ilgili literatürünü tarayabilirsiniz, hatta ben yıllar önce okuduğum bir makalede, insanlar açken alışverişe çıktığında sadece gıda değil örneğin elektronik gibi yemekle alakalı olmayan ürünleri de alma isteği artıyormuş diye bir bölüm geçiyordu.
burada tartışılması gerek husus, alışveriş davranışlarından ziyade türkiye’de insanlar bırakın istediğini alabilmeyi temel ihtiyaçlarını alıp alamadığıdır.
devamını gör...

geceye ingilizce bir söz bırak

this is the end.
devamını gör...

boğaziçi üniversitesi'ne hukuk fakültesi ve iletişim fakültesi kurulması

size kemal gözler hoca’nın kurbağa manastırı isimli çeviri-yazısını bırakıyorum. bireysel olarak ben böyle bir kitabın varlığına pek ikna olmadım fakat bunu bir kenara bırakırsak, hoca’nın anlattığı hikaye tam da akademinin son 15 yılını özetliyor.
buradan
devamını gör...

yök anadolu projesi

ya şu tepkilere sadece gülüyorum. türkiye’de yaşamak insanları ya aptallaştırıyor ya da faşist bir bencilliğe itiyor. gerekçeye bak, üniversitelerin kalitesi düşer :) abi tam bir komedi ya. bakın gençler, kaliteli köklü dediğiniz hacettepe üniversitesi’nin tıp fakültesini çıkarın, kalıbımı basarım ki dünya sıralamasında ilk 2000’e giremez, net. ne yani hacettepe hukuk mu köklü? köklü üniversitelere bak, bir tane 500’de olanı yok. israil’in bile 2 üniversitesi var :) böyle ipe sapa gelmez gerekçelerle kendinizi kandırmayın. harç ödemediğin, üstüne bir de burs aldığın ‘devlet’ okulunun kaynaklarını paylaşmak istemiyorsun. oldu olacak üniversitelerin tapusunu da öğrencilerin üzerine yapsınlar.
yurtdışında istediğim üniversitenin kaynaklarını kullanabilme, derslerini alabilme hakkım vardı. kimse de demedi ki kalitemizi düşürdün :)
devamını gör...

radyoda çalan şarkıyı sansürlemek

radyo dinlerken daje cat’in boss b**ch şarkısı çalmaya başladı. bir de ne duyayım; malum kelimeler sansürlenerek şarkının adeta akışıyla oynanmış. inanamadım, çok şaşırdım ve videoya aldım,
buradan
yorumu sizlere bırakıyorum.
devamını gör...

eğitim hayatında alınmış en düşük sınav notu

hayatım boyunca hiç kopya çekmedim, her zaman başarılı bir öğrenciydim. fakat lise 1’de çalışmadan sınava gelen öğrencilerin ne hissettiğini merak o kadar merak etmiştim ki bir sınava çalışmadan gitmeye karar verdim. sözele yakın olan, düşük alacağım için de sonrasında sonrasında rahatça toparlayabileceğim biyoloji dersinin sınavına hiç tekrar yapmadan, çalışmadan, yaprak çevirmeden girdim. o kadar kötü bir durumdu ki herkes takır takır kağıdı doldururken benim içim acıyordu ve dakikalar geçmek bilmiyordu. o sınavdan 16 aldım ama o bir hafta boyunca vicdan azabından kurtulamadım. sanki dünyanın en günahkar, en zavallı, en paspal, en işe yaramaz, en tembel, en gereksiz insanıydım. ve şunu anladım, çalışmadan sınava girmekle, bunu alışkanlık haline getirenlerin duygularını anlamam imkansızdı çünkü ben başarısızlığı çok nadir tatmıştım. halbuki onlar durumlarından gayet memnundu çünkü başarısızlık, onlar için sıradan bir şeydi.
devamını gör...

osmanlı döneminde sözlük olsaydı alınabilecek nickler

terakki
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar

hizliresim.com/5aO2Gd
versay’ın ünlü aynalı salonu. müzeyi kapatacak olan görevlilerin ittire kaktıra bizi çıkarmaya çalışmaları arasında, salonda kimsecikler yokken bu kareyi alma fırsatı yakalamıştım.
devamını gör...

türk halkının cahil kalma nedeni

kesinlikle avrupa’nın yaşadığı aydınlanma çağını yakalamamayışımızdan (bu ne biçim kelime oldu böyle be) kaynaklıdır. aslında bu durum, tüm doğu toplumları için geçerlidir diyebiliriz. hep deriz ya savaşta sıfırı tüketen uluslar (almanya, g. kore gibi) nasıl oldu da kaldıkları yerden devam etti. üstelik bunları sömürgesi de yoktu. tek başına aydınlanma olgusu, bunu açıklayabilmektedir.
devamını gör...

yılın kelimesi

bulaş.
devamını gör...

türklere hiç benzemiyorsun

türklerin yurtdışında sıkça duyduğu cümle kalıbıdır; oh you don’t look turkish. hatta bazı durumlarda türkler bile birbirleri hakkında bu kanıya varırlar. bunun aşağılayıcı yönü olsa da daha çok insanları belli kriterlere göre kodlamanın bir sonucudur. yani batılıların doğu insanı algısı; millet olarak arap, kapsayıcı üst niteleme olarak ise ortadoğulu imgesi üzerine kuruludur. öyle ki türk denince akıllarında ortadoğulu profili canlanır. arap diyerek bir kodlama yaptığımı düşünmeyin, ben sadece batılıların ortadoğu insanı olgusunu nasıl kavramsallaştırdıklarını ifade ediyorum. dolayısıyla uzun gözlemlerim neticesinde şu yargılara vardım; teniniz esmerden daha koyu renge sahipse zaten direkt ortadoğulu olarak yaftalanıyorsunuz. eğer teniniz esmer veya daha açık tonlarda, kıl renginiz siyah ve bakımsızsanız yine arap olarak kategorize ediliyorsunuz. sonuç olarak teniniz esmerden daha koyu değilse ve “bakımlıysanız(giyim, saç-sakal vs)”, batılıların aklı karışıyor. şöyle ki; eğer esmerseniz, kıl renginiz siyahsa ve bakımlıysanız ispanyol; teniniz daha açık, kıl renginiz siyah ve bakımlıysanız da italyan veya yunan olarak düşünülüyorsunuz. hatta öyle ki sizinle muhabbete italyanca veya ispanyolca başlıyorlar. aslında türkiye’yle beraber bu 3 ülke akdeniz iklimine sahip ve insanları da hem fiziksel hem de tavır olarak birbirlerine benziyor. ezcümle, batılıların aklındaki türk algısı, türkiye’de develerin ve çöllerin olduğunun sanılması gibi, arap imgesine, daha kapsayıcı kavramla söylenirse ortadoğulu (fiziksel özellikler bakımından) imgesine atfediliyor. bu tektipleştirme durumu maalesef her toplumda mevcut. örneğin bizim de suriyeli vatandaşları hep esmer sakallı kara kaş kara göz düşünmemiz gibi. halbuki tek başına esad bile bu iddiayı çürütüyor.
devamını gör...

yakından görülen en ünlü kişi

prens charles ile tokalaştım.
devamını gör...

yemeyi sevdiğiniz en abes şey

muşmuladır.
devamını gör...

çocuklara iki isim verme modası

1990’da bizimkilerin de katıldığı moda :) neredeyse tüm akranlarım iki isimli.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim