ethempertevefendi yazar profili

ethempertevefendi kapak fotoğrafı
ethempertevefendi profil fotoğrafı
rozet
karma: 5102 tanım: 364 başlık: 30 takipçi: 75

son tanımları | başucu eserleri


alman ordusu

abd, sovyetler ve britanya imparatorluğu tarafından dümdüz edilmiş ordudur. ikinci dünya savaşındaki kadar total bir yenilgiyi yaşamış başka bir ordu vardır elbet ama bu kadar spektaküler bir yenilgi yaşamış başka bir ordu yoktur. müttefikler almanya'yı resmen ilk çağa göndermişlerdir.
devamını gör...

khalkedon

rum ortodoks ve latin katolik kiliselerinin ayrılması 451 yılındaki bu konseyde olmamıştır. bu konseyde birbirinden ayrılan kiliseler koptik ve süryani kiliseleri ile o zaman daha ayrılmamış olan "batı" kiliseleridir. hatta ikiye değil üçe bölünme gibi bir şey söz konusudur. koptik, süryani ve günümüzdeki adlandırmaları ile ortodoks/katolik. yanlış bilmiyorsam ermeni kilisesi ve gürcü kilisesi de koptik kilisesinin pozisyonunu benimsemişler fakat sonradan gürcü kilisesi ortodoks/katolik kilisesinin pozisyonuna dönmüştür. tartışılan mesele oldukça absürt bir teslis ayrışmasından çıkmıştır. isa ilahi mi insani mi ve bu iki özelliği bünyesinde nasıl barındırıyor gibi tartışma.
devamını gör...

josef stalin

stalin'in, gavurların definitive dediği biyografisi stephen kotkin tarafından yazılmakta. yazar sovyet döneminde kapalı olan ve sonradan açılan arşiv belgelerini de kullandığı için definitive oluyor bu biyografi. ilk cildi türkçe'ye çevrildi, üçüncü ve son cildi ise henüz yayınlanmadı, yakında yayınlanacak. stalin, hitler ve mao kalibresinde bir adam. buradaki kalibre kelimesini iyi manada kullanmıyorum tabii ki. yani onlar gibi milyonlarca kişinin ölümüne sebep olmuş totaliter bir fanatikten bahsediyoruz. eric hoffer'ın true believer dediği tarzda bir adam. ideolojisine fanatik düzeyde bağlı olduğu için sonuçlarının milyonlarca ölü olup olmayacağına bakmadan uygulamaya koymuştur kendine göre yapılması gerekenleri. nitekim toprak mülkiyetinin kollektifleştirilmesi bu şekilde bir sonuç doğurmuştur. kazakistan'da göçebe nüfusun yerleşik hayata zorla geçirilmeye çalışılması da. bir de tasfiye hareketleri ve gulaglar var tabii ki. adam leningrad'ın dörtte birini tutuklatıp gulag'a gönderiyor baba. gulag deyip geçmemek lazım, ölüm oranı nazi kamplarından hallice.
devamını gör...

meditasyona başlamak

yaklaşık altı yedi senedir düzenli olarak yapıyorum ve uuu beybi, muazzam bir olay. herkesin yapabileceğini zannetmiyorum. biraz disiplin istiyor. konunun spiritüalizm vb. boyutu beni ilgilendirmiyor, çünkü evrende maddeden başka bir şey olmadığını düşünen bir materyalistim. birileri bana bir şey mi dayattı onu da bilemiyorum fakat bana iyi geldiğini kesinlikle söyleyebilirim. uzun seanslar sırasında yaşadığım bazı tecrübeleri kelimeler ile izah etmem mümkün değil. olayın daha mundane faydalarına gelirsek, öncelikle, konsantrasyonu muazzam ölçüde artırıyor. duygu durumlarının ya da gelip giden düşüncelerin sizi kontrol etmesine ket vurabilir hale geliyorsunuz. amaçlardan bir tanesi kendiliğinden oluşan düşüncelere yargılamadan yaklaşabilmek. bu kafa yapısını meditasyon seanslarının ötesinde gündelik hayatınıza genişleşletmeye başladığınızda çok daha fazla anı dolu yaşamaya başlıyorsunuz. fakat asıl mesele konsantrasyonun artması, stresin azalması, düşüncelerin ve duygu durumlarının esiri olmamak değil, asıl mesele ben dediğimiz şeyin olmadığının farkına varmak. yani "ben" duygusu da o gelip geçen, kendi kendine gelen düşüncelerden bir düşünce sadece. herkes bu görüşü yakalayabilir mi bilmiyorum. bu biraz hani şu belirli bir şekilde bakıldığında oradaki yüzü gördüğümüz çizimlere benziyor. yani bir şey oluyor ve ben hissinin olmadığını tecrübe ediyorsunuz, herkese olur mu bilmem.

edit: olayın eğri büğrü durmak ile hiçbir alakası yok. istediğiniz gibi durabilirsiniz. ama oturarak daha iyi randıman alacağınız kesin gibi.
devamını gör...

yazarların top 5 metal grubu

metallica
slayer
sepultura
devamını gör...

tanrının olmama ihtimali

ihtimali mi?
devamını gör...

niall ferguson

ayaan hirsi ali, ferguson'un karısıymış. şaşırdım.
devamını gör...

komünizm denildiğinde akla gelenler

tarihin gördüğü en berbat totaliter rejimler, gulaglar, toplama kampları, milyonlarca kişinin öldürüldüğü tasfiyeler, korku, baskı, kabus.
devamını gör...

tucker carlson

amerikali gazeteci. içinde yaşadığımız sürreal dünyanın en mükemmel örneklerinden birini vermiştir. muhafazakar olduğunu iddia eden bir amerikalı gazeteci moskova metrosu güzellemesi ile rusya propagandası yapmakta!! moskova metrosu, bilmeyenler için söyleyeyim, soğuk savaş döneminde sovyetlerin en büyük propaganda malzemesi idi. ne kadar mükemmel bir metroloları olduğunu anlatarak kendi sistemlerinin daha iyi olduğunu göstermeye çalışılardı. hatta stalin döneminde iç kamuoyuna yönelik propaganda kapitalist ülkelerin metrosunun olmadığı idi. şimdi aynı propagandayı sağcı bir amerikalı gazeteciden dinliyoruz.
devamını gör...

ekolojik kıyamet

çevresel kuznets eğrisi denen şey, zamanında ortaya atılmış ama doğrulanmamış bir şeydir. koskaca adamların çevresel kuznets eğrisinin varlığına inanmaları bu adamlar nasıl bu kadar salak olabilir diye düşündürmüştür beni hep. bu eğrilerin dönemsel ve yerel olarak gözlemlenmesinin sebebi gelişmiş ülkelerin demir çelik, madencilik, petro-kimya gibi ağır üretim sanayilerini az gelişmiş ülkelere kaydımalarından kaynaklanmaktaır. yani çevresel bozulma küresel düzeyde artarak devam etmekte, yalnızca gelişmiş ülkelerden az gelişmiş ülkeler kaymaktadır.

dış güç editi: konunun dış güç ile bir alakası yoktur. konu fizik yasaları ile alakalıdır. insanlara sunulan kaynaklar, hizmetler de dahil, doğadan alınarak dönüştürülür ve onlara sunulur. yani, refah seviyesi dediğimiz şey arttıkça çevreye olan müdahalemiz de artar. insanlara bazı ürünler sunmak için madenleri çıkarmak, okyanuslarda hayvanları avlamak, malları bir yerden bir yere taşımak, tarım arazileri açmak, devasa data centerler kurmak vb. şeyler gerekir. refah seviyesi artttığında yalnızca bazı bölgelerde ve geçici olarak çevresel etki düşüyor gibi görünüyorsa bunun sebebi başka yerlerde bu düşüşten çok daha büyük etkilerin ortaya çıkması sebebiyledir. konu aslında o kadar açık ki. bazı aklı evveller ekonominin çevreye etki etmeden büyümeye devam edeceğine inanmak istiyor ve bunun için istatistiklerle (sadece bazı bölgelere, bazı etki biçimlerine ve bu etkilerin dönemlik sonuçlarına odaklanarak) oyun oynuyorlar. sonuçta doğanın başına gelenler ortada. biyoçeşitlilikte yaşanan çöküş, iklimin değişmesi, okyanusların asit seviyesinin artması, vahşi ekosistemlerin yok edilmesi artarak devam ediyor ve son 50 yıldır muazzam bir biçimde ivmelenerek artırıyor. insanların refaha ulaştıkça daha çevreci olmaları, refaha ulaştıkça daha fazla tüketmeleri sebebiyle çevrede etki yapmalarına maalesef engellememektedir. bu etkiler hollanda'da değil de çin'de oluşuyor olsa da.
devamını gör...

modern kafanın ağaca yaklaşımı

doğaya yaklaşımımızın ne modern yaklaşım ile ne de ilkel yaklaşım ile bir alakası vardır. insanoğlunun doğaya yaklaşımı yalnızca ve yalnızca elindeki teknolojik güç ile alakalıdır. doğa ile insan arasındaki ilişki basit bir fiziksel ilişkidir. insanın elinde doğayı değişikliğe uğratabilecek fiziksel araçlar varsa onu değişikliğe uğratır yani ona zarar verir. bu fiziksel araçların kapsamı ve gücü ne kadar fazla ise doğaya verdiği zarar da o kadar fazladır. "canı var" gözü ile bakması bunu kesinlikle değiştirmez.
devamını gör...

aydınlanma

axial dinlerin kendilerini değiştirme zorunluluğu hissetmelerine sebep olan düşünce ekolüdür. bu ekolün koyduğu temel değerler aslında günümüz dünyasında temel değerler olarak yerleşmiştir. mesela günümüzde caner taslaman, yaşar nuri öztürk, edip yüksel gibi adamlar islam'ın aslında "öyle" olmadığını "böyle" olduğunu söylerler ya, işte "böyle"den kastettikleri aydınlanmanın ortaya koyduğu değerler ve dünya görüşüdür, "öyle" ise islam'dan yüzyıllar boyu geleneksel olarak anlaşılan şeydir. yani ideolojik olarak dominant hale gelmiş bir akımdır, doğrudan onun değerlerine ve dünya görüşüne karşı çıkabilen pek yoktur.
devamını gör...

artık haber izlememek

yalnızca yabancı basını takip ediyorum. türkiye gündemi o kadar sığ ve tekdüze ki, kişinin ufkunu daraltıyor. ki zaten yabancı basında çıkan türkiye haberleri, birkaç haftada bir de çıksalar, takip edilmeye değer şeylerden bahsediyorlar ve türkiye gündemine de çok yabancı kalmıyor insan.
devamını gör...

tanrı

tanrı, homo sapiens'in aşırı derecede gelişen korteksi yüzünden ortaya çıkmış hayali bir varlıktır. çevremizde hareket eden bir takım varlıklar olduğunu düşünme eğilimi, hem av olmamak hem de av olabilecek potansiyelleri değerlendirmek için evrimsel süreçte ortaya çıkmıştır. yani çevremizdeki çalılıkarda hareket eden bir şeyler olduğunu düşünmek, bunun farkına varmak. bir şey olmasa da orada bir şey olduğunu düşünmek evrimsel açıdan, hayatta kalmak için daha yeğdir. elbette bu eğilim false positive sonuçlara varmamıza sebep olmaktadır ve bu false positive'ler doğa üstü bir takım fenomenlerin varlığı şeklinde yorumlanmıştır. daha sonra bunların başımıza gelen bir takım müsibetlere ya da iyi şeylere sebep olduğu şeklinde inançlar gelişmiştir. tek tanrılı, doktriner dinlerin ortaya çıkması ise, bu doğa üstü varlıklar ile ilgilenen ruhban sınıfının ordaya çıkması ile alakalıdır. doğa üstü bu tarz varlıklara inanç, toplumsal düzeni sağlamak için kullanılmışır. insanları sürekli izleyen bir tanrı, sosyal anlamda faydalı olacak, toplumsal kohezyanu artıracak davranışların teşvik edilmesi için kullanılmıştır. uzun lafın kısası, doğa üstü fenomenlerin kökeni beynimizin olmayan şeyleri var gibi görme eğilimindedir ve aşırı derecede gelişmiş korteksimiz de bu şeyler üzerine spekülasyon yapma, onlar hakkında hayal kurma, hayatımızı nasıl etkilediği, bize nasıl kurallar koyduğu konusunda hikayeler uydurma konusunda oldukça beceriklidir. tanrı, işte buralardan sökun ederek günümüze kadar gelmektedir. özgür mü değil mi, neden bile bile kötülüğü yarattı, kaldıramayacağı taşı yaratır mı falan gibi, kafamızı hayali bir varlığın nitelikleri üzerinde düşünmeye iten şey korteksimizin bu aşırı gelişmişliğidir.
devamını gör...

cemre demirel

ahlakın temelinin dinler olduğu gibi birkaç yüzyıl öncesinden kalma argümanlar ile inancını meşrulaştırmaya çalışmaktadır. muhtemelen yeterince evrimsel biyoloji/psikoloji bilmemesi ve yalnızca kulaktan dolma klasik humanist kaynaklardan beslenmesi sebebi ile artık çoktan aşılmış bu argümanı tekrarlayıp durmaktadır. iyi ve kötü kavramları, adalet kavramı, yanımızdakine yardım etmek, onu aldatmamak, empati vb. kavramlar evrimsel süreçte gelişen duygulardır ve temel motivasyonları küçük gruplar halinde beraber yaşayan homo sapiens'in grup halinde yardımlaşarak hareket etmesini sağlamak içindir. bu sebeple yakınlarımıza sempati duyarız, adaletli olmak isteriz, grup içerisindeki kohezyonu korumak için zorbalık yapanları sevmeyiz vb. fakat bunlar genelde bize yakın olanlara, yani akraba ve sürekli vakit geçirdiğimiz arkadaşlarımıza yönelik duyduğumuz doğal hislerdir. tanımadığımız insanlara yönelik bu tarz hisler duysak da, onlara yardım etme potansiyelimiz daha düşüktür. bu sebeple avcı-toplayıcı zamanlarda bu doğal (evrimsel süreçte kendiliğinden gelişmesi anlamında) ahlakın çeperi, içinde bulunduğumuz grupla sınırlı olmuştur ve yabancıları kapsamamıştır. farklı farklı avcı-toplayıcılar grupları kendilerine "insan," "gerçek insan" gibi isimler verirler ve kendi grupları dışındaki insanları gerçek insanlar gibi görmezler. tarımdan sonra, insan toplumları kalabalıklaştıkça, dinler bu evrimsel kökende gelen temel duygular üzerine daha ayrıntılı ahlaki sistemler kurmuşlardır. gittikçe genişleyen çemberler (moral circle expansion) halinde daha uzaktaki insan grupları ahlak sistemlerinin içine dahil edilmiştir. günümüzde geldiğimiz noktada hayvanlar dahi bu genişleyen çemberin içine dahil edilme noktasına gelmiştir. dinların, düşünce akımlarının, felsefelerin etik ve ahlak sistemleri evrimsel sürecimizden gelen bu içkin hisler üzerine kuruludur. sebep ve sonuçları birbirine karıştırmamak gerekmektedir.
devamını gör...

tanrı özgür müdür sorusu

tanrı, homo sapiens'in aşırı derecede gelişen korteksi yüzünden ortaya çıkmış hayali bir varlıktır. çevremizde hareket eden bir takım varlıklar olduğunu düşünme eğilimi, hem av olmamak hem de av olabilecek potansiyelleri değerlendirmek için evrimsel süreçte ortaya çıkmıştır. yani çevremizdeki çalılıkarda hareket eden bir şeyler olduğunu düşünmek, bunun farkına varmak. bir şey olmasa da orada bir şey olduğunu düşünmek evrimsel açıdan, hayatta kalmak için daha yeğdir. elbette bu eğilim false positive sonuçlara varmamıza sebep olmaktadır ve bu false positive'ler doğa üstü bir takım fenomenlerin varlığı şeklinde yorumlanmıştır. daha sonra bunların başımıza gelen bir takım müsibetlere ya da iyi şeylere sebep olduğu şeklinde inançlar gelişmiştir. tek tanrılı, doktriner dinlerin ortaya çıkması ise, bu doğa üstü varlıklar ile ilgilenen ruhban sınıfının ordaya çıkması ile alakalıdır. doğa üstü bu tarz varlıklara inanç, toplumsal düzeni sağlamak için kullanılmışır. insanları sürekli izleyen bir tanrı, sosyal anlamda faydalı olacak, toplumsal kohezyanu artıracak davranışların teşvik edilmesi için kullanılmıştır. uzun lafın kısası, doğa üstü fenomenlerin kökeni beynimizin olmayan şeyleri var gibi görme eğilimindedir ve aşırı derecede gelişmiş korteksimiz de bu şeyler üzerine spekülasyon yapma, onlar hakkında hayal kurma, hayatımızı nasıl etkilediği, bize nasıl kurallar koyduğu konusunda hikayeler uydurma konusunda oldukça beceriklidir. tanrı, işte buralardan sökun ederek günümüze kadar gelmektedir. özgür mü değil mi, neden bile bile kötülüğü yarattı, kaldıramayacağı taşı yaratır mı falan gibi, kafamızı hayali bir varlığın nitelikleri üzerinde düşünmeye iten şey korteksimizin bu aşırı gelişmişliğidir.
devamını gör...

dünyadaki en iyi mizahın türkiye'de olması

ingilizce bilmeyenlerin avuntusudur.
devamını gör...

pelikan m800

biraz pahalı ve rafine bir zevk.
devamını gör...

true detective

birinci sezonu iyi başlayıp kötü devam etmiştir.
devamını gör...

rakı içen adamın kaliteli olması

raki içen adamı bilmem ama rakının kendisi kalitesizdir. anasonlu olmasının bile bir sebebi var, çünkü çok boktan. şalgam ile içilmesinin bir sebebi var, çünkü tadı çok berbat. o kadar teşrifat istemesinin bir sebebi var, çünkü tadı kötü ve tek başına gitmiyor. şarap, viski, bira kuruyemiş ile bile gider. çünkü tadları güzel. hatta iyi şarap ve viski tek başına dahi gidir ve rakı ile kıyaslanamaz bile.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim