solistliğini (bkz: ali tekbaş)’ın üstlendiği klasik kürt müziğini farklı enstrümanlarla buluşturarak kendilerine özgün bir müzik yapan gruptur.
özelllikle hakkari bölgesinin müziğini, ezgisini ön plana çıkaran grup, müthiş ötesi sahne performansına sahip olmasıyla dinleyicisini çokça halay başı yaptırıyor sonra bakıyorsunuz aynı kişi ağlıyor.
yirmi bir ekim akşamı kadıköy moda sahnesinde ilk defa dinleme fırsatı bulduğum lawje hakkında bunları hissettim.
dünyanın en güsel bahçesinde seni görsem, izlesem bir kahve yanında sigara içsek. sonra müzenin içindeki iskender lahdi’ni, ilk aşk şiiri, antik yunan tanrıları ve sonra ülkemin dağlarından gelenleri izlesek.
ne zaman yaşar kemal ile ilgili bir şeyler görsem zihnimde onun cenazesindeki haydar ertem’in okuduğu buşiir geliyor. şiir yanılmıyorsam adnan yücele ait. yaşama tutunma kaynağını oluşturan yazarları unutmak mümkün değil. yaşar kemal, bunların en başında geliyor.
sabahtan beri ne zaman yalnız kalsam başıma gelen durum. bi daha göremediğim, konuşma fırsatı bulmadığım, numaralarını hala silemediğim abilerin acısı var. unutmak mümkün değil. bu yaşamın, bu ülkenin bir bedeli de bu sanırım.
“ diyarbakır’ın sur ilçesinde 2 aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında yaşanan çatışmalarda ölen hakan arslan’ın kemiklerini 7 yıl sonra bir torba içinde babası ali rıza arslan’a teslim edildi. “
ne denilir, ne yazılır, ne yapılır inanın bilmiyorum. bildiğim bir şey var. hakan’ın bütün ailesi onu tanıyanlar bundan sonra onu tanıyacaklar onun kemiklerine ona insanca bir tabutu çok görenler ve yapılanları hiç unutmayacak. bu babaya yaşatılan bu acıyı kimse unutmayacak.
sekiz albümü olan, kendine has tarzıyla kürt müziğini blues’le buluşturan müthiş ötesi parçalar yapan kürt sanatçı gitarist. onu dinlerken kaybolmak mümkün.
dokuzuncu albümünü bugünlerde çıkarıyor.
en sevdiğim üç eseri
o bir kahraman dağların ilk komutanı. öldükten sonraki yıllarda onun anısını yaşatmak adına doğan erkek çocuklara onun ismi çok verilmiş. bende onlardan biriyim.
‘’
özgür kazaklar arasında ufak bir parça toprağı olan bir derebeyinin içki fabrikası kurmak için gönderdiği içki uzmanı konuk gelmeseydi, muhtar da kuşkusuz çoktan uyumuş olacaktı.
konuk, meryem ana kandilinin bulunduğu başköşede oturuyordu. bu kısa boylu, şişmanca, hep gülen ve içlerinde sanki kısa piposunu içmekten duyduğu haz okunan ufak gözlü bir adamdı.
konuk sık sık tükürüyor ve piposunun dışına taşan kül haline gelmiş tütünü parmağıyla bastırıyordu.
başları üzerindeki duman bulutu hızla çoğalıyor, konuk, mavimtırak siyah bir dumana bürünüyordu.
sanki bir içki fabrikasının geniş bacası, damda oturmaktan sıkılarak gezmek istemiş, muhtarın evine gelerek törenle masa başına kurulmuş gibi görünüyordu.
konuğun dudaklarında kısa ve sık bıyıklar sarkıyordu. ama bu bıyıklar duman bulutları arasından o kadar belirsiz görünüyordu ki, sanki içki uzmanının ambar kedisinin hakkını yiyerek yakalayıp ağzında tuttuğu bir fareyi andırıyordu. ‘’
mayıs gecesi - gogol
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.