bu aralar ltsm machine learning tarafında tırmaladığım hobim. salak salak şeyler yapıyorum gibi hissediyorum, para kazanmak gibi bir amacım yok, büyük ihtimalle günde 3000-5000 çağrı alan bir çağrı merkezinde 4 senedir dirsek çürütüyorum. yüksek lisansım falan da var. *
bunlar hep yenikalebirliğe ilk yarı üst basmayı bilmediğimizden oluyor, saçma sapan hobiler.
hezeyanla biten bir yurtdışı seyahati, atatürk havalimanına ineceğim, oradan merter mcdonalds, oradan kuzene kaçacağım.
tutturdu gelirken bir şeyler al, slav ülke, en fazla vodka getiririm o da biliyorum, sevmiyor.
istediği ballı jack, olur dedim alayım.
yol yorgunluğu, 10 gibi parka geçtik, biraladık, eve geçtik, dedim benim dinlenmem lazım, yatalım.
"şunun tadına bakalım da öyle yatalım" dedi, "uykuluk yaparsın."
jack sevmememe rağmen * "tamam" dedim, "içelim ikişer tane".
abi öksürük şurubu gibi, 1 litreyi ne zaman bitirdik, sabah 6 ne zaman oldu, biz ne zaman balkondan aşağı işer oldu, nasıl adamlar olduk anlamadım.
yattık uyuduk, 5 saat sonra kalktım ama vücut, özellikle beyin rebootlamıyor. yok, hiç kendimde değilim, midem devamlı ağzımda.
servis>otobüs, sanırım pamukkaleydi. zaten midem ağzımda, yanımdaki eleman çıkardı ayakkabılarını, birini kıçının altına aldı, 5-6 kez streç filmle çevirdiği kavurmalı ekmek arasını çıkardı...
en son uzun yol otobüs yolcuğum oydu, 8 sene olmuş.
15 yaşımda okula giderken camına başıma koyduğum otobüste farkına varmıştım annemin ve babamın öleceğini. o dakikadan sonra sürpriz değildi, öleceklerdi, ve büyük ihtimalle bu ben hayattayken olacaktı.
babam, dünyada en sevdiğim, en çok saydı duyduğum, yanlışları da olsa idolüm olacak biriydi. babaydı. ben de öyle olmalıydım.
iyi kötü birçok yanı vardı. iyi yanları o kadar ağır basmış ki, kötü yanlarını öldükten 10 sene sonra ancak görmeye başladım. aşkım gözü körmüş.
babam öldüğünde 3 gün yemek yemedim ve hiç kimseyle konuşmadım, 10 paketten fazla sigara içmişimdir.
o gün sadece babam ölmedi a sözlük. bir yanım da öldü. ardından elinde büyüdüğüm anneannem öldü, ağlayamadım bile. ardından dedem öldü, yine ben indim o çukura, ama göz yaşı akmadı.
her ölende biz de ölüyoruz, şanslı olanlar biraz daha yaşıyor. eğer hayattaysa babanıza "babam olduğun için çok şanslıyım" diyin, benim için, gerçekten hiç zararı yok size.
olur ya, olur.
o da olur, olmasa, öbürü olur.
hiçbiri olmasa, bir şey illa ki olur.
çok da şey değil, olacak şeyin sonu da yok, hiç anlamazsın bambaşka bir şey olur.
ağaç dalları gibi ama sonu yok. dalların sonu var ama bizimkinin sonu yok, olur.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.