hem arkadaş hem düşman. bunun bütün gün boyunca konuşması, saçmalaması ve sinir bozması ne kadar ciddi bir durumdur? bilgili arkadaşlardan üç beş kelime bekliyorum.
devamını gör...
valla nick'imden anlayacağın üzere biz gül gibi geçinip gidiyoruz arada kavga ettiğimiz oluyor tabi ki
devamını gör...
susmuyor abi susmuyor gece gündüz hep konuşuyor
devamını gör...
çok gerekli bir sestir, bu ses gürültülü ortamda hepsini bırakıp onu dinleyiniz.
devamını gör...
asla susmuyor. o değilde karşılık verince de deli damgası yiyorsun. nolacaksa böyle.
devamını gör...
ara ara kendi içinde aşk acısı çeker. sonra dış ses ona kes lan okumaya devam et der.

ama dış ses diye bir tur daha ağlar ve sonra dış sese boyun eğer. dış ses uyuyunca iç ses bu sefer uykunda beyne sinyali gönderir o da ne? sabah gördüğün rüyayı iç sesinle halı deseni bakarken konuşur bulursun kendini.


gün sonunda kazandığını sanan dış ses sabah ve uyku saatlerinde malesef kaybetmeye her zaman mahkumdur. ta ki iç ses hazretlerinin kendine yeni bir fantezi buluşuna dek.

iç sesin yaptığını kimse size yapamaz. zalımsın iç ses.
devamını gör...
can yoldaşım. eskiden kendisi çok acımasız eleştirirdi beni, pek iyi anlaşamazdık. ama son zamanlarda aramız biraz düzelmeye başladı. daha şefkatli yaklaşıyoe bana sağolsun. kendisi konuşur da konuşur.
devamını gör...
uçak inip tekerler yere değdiği an pilot için "frene bas ulan frene bas" diyen ses.
devamını gör...
sen misin olric
devamını gör...
en güzel edebiyat örneklerinin vedat türkali'de okunan olaydır. hep de ikircikli kalınır iç ses ile.
devamını gör...
istiyor ki hep ben konuşayım benim dediğim olsun hep bir üste çıkma çabası
ama karsilikli konuştukça anlasabiliriz anlatamıyorum
devamını gör...
durmadan ama durmadan konuşur.
devamını gör...
insanın herhangi bir ses çıkartmadan beyninde oluşturduğu monolog veya diyalog. monolog daha çok kişisel çıkarımların, durum değerlendirmelerinin, öz eleştirilerin, hatta en çok da kişinin kendisine anlık olarak komut vermesinin "haydi, kalkıp yüzümü yıkayayım", "şimdi şuradan karşıya geçeyim", gibi beyinde cümlelere ve sese dönüşmesidir. her sabah güne hemen hemen hepimiz bir iç ses monologla başlamıyor muyuz?

diyalog ise daha çok herhangi birisiyle bir konu hakkında konuşmadan önce beynimizde yaptığımız kurgu konuşmadır. hoşlandığımız birisine açılmadan önce kafamızda kurguladığımız konuşma gibi. tabi ki hiçbir zaman gerçekleşmeyecek bir iletişim üzerine de beynimizde hayal ürünü diyaloglar oluşturabiliriz. bu da hoşlandığınız kişiye açılamadığınızın bir göstergesidir. * ya da gerçekleşen bir iletişim üzerine de tekrar diyaloglar yaratabiliriz. bu da hoşlandığınız kişiyle yapılan konuşmanın iyi geçmesi veya kötü geçmesi sonucu akşam beyninizde o diyaloğun tekrarlanması veya bambaşka bir şekilde hayal edilerek de olabilir. neticede olumlu veya olumsuz kafanızda soru işareti kalmadı, güzel olan o.

bir de iç ses aracılığıyla insanın kendi kendisiyle diyalog kurması olayı var. "-nicho bunu böyle yapmalısın. -neden öyle yapayım ki? -doğru olan bu. -doğru olduğuna kim karar veriyor? sen mi, ben mi?.." gibi, şizofreniyle ilgisi olmayan (gerçi son soru biraz şizofrenik olabilir), kendi kendimizle yaptığımız diyaloglar da gizli konuşma ya da özel konuşma olarak adlandırılıyor. genelde en eğlenceli, ya da en sinir bozucu olan da bu.

herhangi bir sessiz okuma yaparken de beyin sanki iç konuşma yapıyor gibi faaliyet gösteriyor. hatta bu bazen başkasının ses tonuyla gerçekleşiyor. insanın kendi iç sesinin başka bir sese bürünmesi gerçekten çok ilginç. ama eminim ki hepimizin kendimizce hoşumuza giden bir iç ses tonu var. kendi sesimizi kaydedip de dinlediğimizde, ilginç, daha farklı bulmamızın, biraz da yadırgamamızın sebebi tam olarak bu da olabilir. aslında yadırgama tadındaki duygu kendi sesimizi dışarıdan bir gözlemci gibi tecrübe etme duygusu. günlük hayatta birisiyle konuşurken elbette kendi ses tonumuza şahit oluyoruz fakat beyin karşıdaki insanla olan diyaloğa odaklanıyor. peki şarkı söylediğimizde?

beyin şarkı söylerken de kendi sesini dışarıdan bir gözlemci olarak algılamıyor. odaklandığı nokta, şarkı sözlerinin cümleler halinde önce beyinde canlandırılması (bu kısım otomatik ezbere anlık gelişiyor. aslında irdelenmesi gereken bir nokta, çünkü konuşurken beynin sol lobu aktifken, şarkı söylerken sağ lob aktifleşiyor) ve sonra diyafram, akciğerler, ses telleri, gırtlak, küçük dil, damak, dil, diş ve dudaklara verilen refleks komutlarla sese bürünmesi. konserlerde kulaklıkla şarkı söyleyen şarkıcılarda durum daha farklı olabilir, çünkü şarkıcının kendi sesini kulaklık ile dışarıdan bir gözlemci gibi tecrübe etmesi söz konusu. bunu tecrübe etmiş birileri varsa tecrübesini paylaşabilir. riga'da bir karaoke barda müziksiz a capella tecrübem var ama o tecrübe bu konunun çok dışında, bazı arkadaşlar bilir. *

konu iç ses ve beyin olunca, fizyoloğuyla, psikoloğuyla, nöroloğuyla, sosyoloğuyla, antropoloğuyla, biyoloğuyla, hatta yapay zeka mühendisiyle ama en çok da bir dil bilimciyle topluca irdelenmesi gereken o kadar çok şey var ki. neden en çok da dil bilimciyle irdelememiz gerektiğini soracak olursanız: iç sesin oluşması için önce bir konuşma dilinin geliştirilmesi gerekiyor. bu süreç de net olmamakla beraber bizi 100-150 bin yıl öncesine götürüyor.

bu konuyu başka konularla harmanlayıp yazacağım çok şey var, fakat yazının daha da uzamaması ve sıkıcı olmaması için şimdilik sonlandırıyorum. neandertallerin nasıl önüne geçtiğimize, dilin insan evrimindeki önemine, bilinç ve iç ses arasındaki yapay zekasal noktalara, iç sesi olmayan insanların (evet, iç sesi olmayan insanlar var) psikolojisine, bunun üzerine bilim-kurgusal hikayelere başka yazılarda değineceğim. benim de çok ilginç bir durumum var iç sesle ilgili.

dilim sanki gerçekten konuşuyorken post-alveolar bölgeye aldığı kıvrılma pozisyonunu almadan, iç sesim "r" harfini söyleyemiyor. yani iç sesim konuşurken fark ettim ki dilim fiziki olarak özellikle "r" harfine reaksiyon gösteriyor. dilimi hiç oynatmadan r harfini iç ses olarak söyleyebilmek için odaklanmam gerekiyor ama bu sefer de sanki başka birisi beynimde konuşmuş, başka birisi r harfini söylemiş gibi hissediyorum. 25-30 yıldır bunun bilincindeyim. gerçekte r harfiyle hiçbir problemim yok, diksiyonum çok düzgün. ama nedense iç sesimin r harfiyle bir alıp veremediği var...
devamını gör...
böyle dostluk görülmedi.. dürüst, anlayışlı, beni düşünen ama her haltı yedirten, cesur ve geveze şey.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
kendime aşırı muhaliftir. nefes aldırmamaktır, rahat yaşatmamaktadır, hayatımı zehir etmektedir.
devamını gör...
/iç ses, diye söylendim
ve ah dedim sonra,
böyle ah demeyi beli bükük bir ahlat ağacından öğrendim.
/

aklıma bu satırlar geldi direkt. ahhh didem ahhhh!
devamını gör...
bazen çok zor sorular soruyor, kendime sorduğum soruya cevap veremiyorum sayın seyirciler.
devamını gör...
her zaman size ait değildir.
devamını gör...
adını rıfkı koyup ara ara muhabbet ettiğim doğrudur. konuşmak için kendimden daha iyisini mi bulacağım?
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"iç ses" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim