başlığa bayıldım sevgili sayın yazara teşekkür ederim. resim nasıl koyuluyor bilemiyorum linkler vereceğim?
claude monet(neredeyse bütün tablolarını severim modumu yükseltir, pinterestten bakarım hep) nilüfer göleti en sevdiğim çünkü anne ve gilbert’ın öpüştüğü yere benziyor eski filmindeki.
bana sorulabilecek en zor sorulardan biri. çünkü tanıdığım çoğu kişiden çok daha fazla tablo ve sanatçı biliyorum. bu nedenle de birini seçmem çok zor. ancak alexander cabanel'in fallen angel tablosuna hayranım. *
vincent van gogh ~arles'te kırmızı bağ (kırmızı üzüm bağı) ressamın keder ve yokluk içinde geçen hayatında satabildiği tek tablosu olduğu söylenir, bu yüzden beni hüzünlendirmiş ve etkilemiştir.
karak vermek çok zor, en klasik rambrant' tan, abstrak ekspresyonistlerden, bir mark rothko eseri, günümüz realizm dahilerinin klasiği çinli guan weixing'in suluboyaları ve daha bir çoklarının arasından nasıl seçebilirim diye düşündürten.
gustav klimt - the kiss (1907-1908)
tamamen kişisel zevk.
pieter brueghel - the peasant wedding (1567)
bu resmi mükemmel olan kompozisyonu için seviyorum. ressam, resimde nereye hangi sırayla bakmamız gerektiğini kontrol ediyor adeta.
jan van eyck - the arnolfini portrait (1434)
bu resmin detaylarının incelenmesi gerektiği için direkt national gallery'nin site linkini bırakıyorum. buradan
kuzey resminin büyük ustalarından van eyck. arnolfini'lerin portresi'nde de inanılmaz ayrıntılar var.
ekleme: brueghel ve van eyck'a ait olan resimlere arkasında yatan teknik bilgi ve birikimler için hayranım. zira ikisi de sanat tarihi açısından önemli eserler.
self-portrait with death playing the fiddle - arnold böcklin
nedenine gelecek olursam bence bu hayata böcklin'i bağlayan şey o tek kalmış keman teli, keman teli koptuğunda müzik duracak ve böcklin de hayattan kopacak.
botticelli'nin athena ve kentaur isimli eseri, bunu bu kadar çok sevme nedenim de bol detaylar ile süslenmesi.
misal, athena'nın üzerindeki giyside medicilerin arması var.