yıllar yıllar önce, perihan abla dizisi vardı. tek kanallı zamanlarda, çocuk halimizle, sakar şakir 'i, meraklı melahat 'ı severek izlerdik ve derdik ki, ya ne kadar güzel bir dizi yapmış adamlar. sonra, bizimkiler dizisi çıktı, kapıcı cafer, şükrü, sabri bey, katil yavuz evimizin birer ferdi oldu, ilkokula giderken pazar günleri gelsin diye sabırsızlanmak nedeniydi. çocuklar birbirlerine dummkopf derdi kızdığında. derdik ki; ya arkadaş ne güzel dizi yapmış adamlar. sonra süper baba, 2. bahar falan derken yaş büyüdü haliyle, internet teknolojisinin de gelmesiyle, yabancı dizileri daha kolay izlemeye başladık, sevdik. lost diye bir dizi yaptılar, her bölümünden sonra arkadaşlarla oturup teoriler ürettik, dedik ki bundan daha iyisi yapılmaz azizim, bu en iyisi.. sonraları bir sürü dizi çıktı, fringe, supernaturel, dexter.. hepsi güzeldi, ama bu breaking bad dizisi çok ama çok güzeldi. şimdi diyorum ki; bundan daha iyisi yapılamaz. (tabi ki yapılacak)
aslında, basit bir dark side 'a geçme hikayesi. ezik hayatından bıkmış bir kimya öğretmeninin, uyuşturucu baronluğuna giden maceralı ve kanlı yolculuğu. naif adamın (walter white) nasıl acımasız bir mafya babasına (heisenberg) dönüştüğünün hikayesi. aile kavramı, toplumsal yozlaşma, paranın gücü gibi olgulara sağlam bir bakış ve eleştiri, üst düzey oyunculuk, akıcı senaryo, muhteşem müzikler. daha başka ne olsun ki??
devamını gör...