üşüdüğümde, huzurlu olduğumda, mutsuz hissetiğimde...... durumlardan bağımsız olarak yaptığım eylem. uykumu açmaz benim. istersem içip uyurum, istersem sabahlarım. canım keyfim, kahyam ve kahvem.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

başlığı açan yazara katılıyorum. kendini seven sevgi saçar. böylece özlem giderilir*.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
edit:
sevmekse doğuştan yetimiz. sevmek basit, güzel, bebek gibi... umarım bu konuda kimse zorlanmaz*.
devamını gör...

asıl mesleğim uzakyol kaptanlığı.
kadın olduğum için, 'sen git, kendine göre bir iş yap' dediler.
bende genç kadın girişimci oldum ve oto yıkama, pasta cila ve kaplama üzerine bir dükkan bir de oto motor bakım ve tamir atölyesi kurdum. ikisinde de aktif olarak çalışıyorum. tabuları yıkarım, bulaşıklara karışmam *
devamını gör...

sözlukte tanımlarını severek okudugum bir elin parmagi kadar insan var ve kendisi bu listede başı çekiyor. kalemi baki olsun .yazdıklarını okurken etkilenmemek elde değil.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
her yere atmam lazım
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

cesare pavese’nin yalnız kadınlar arasında isimli romanında geçen ve çok isabetli bir tespit içeren cümlesidir.

bahsi geçen cümle herhangi bir şekilde bir çıplak kadın teni gördüğü anda kurt adama dönüşüp ulumaya başlayan erkeklerin anlayabileceği bir cümle değil.

soyunan bir kadının sanat eserine dönüşmesini izleyebilecek kadar sanat zevki gelişmiş olan insanların anlam verebileceği bir cümle bu.

kadın bedeninin içinde bütün sanat dallarını barındırabileceğini anlayacak zekaya sahip olmak gerekir öncelikle. ve bu ince zevki destekleyebilecek bir sanat zevkine. ve her şeyin sosu olacak, bu sanatsallığa tatlı bir lezzet katacak olan şehvete.

gördüğü güzelliğe hemen sahip olmaktan başka bir şey düşünemeyecek kadar gözü dönmüş yarı evrilmiş insansılar anlatmak istediklerimi anlayamayacaklardır. çünkü bu insansılar sanata düşkün entelektüellerin cinsellikle mesafeli tavırları olduğunu düşünen varlıklardır. onların varlığı kağıt mendiller içinde yok olmaya mahkûmdur.

soyunan bir kadın izlenmeye değer, insanın sanata olan aşkını pekiştiren, dünyanın varoluş amacını anlamlandıran bir tablodur.

ben bu tanımı yazarken biraz cesare pavese’nin etkisi altında kalmış olabilirim. ama yetkin fırça darbeleri ile yapılmış gamzeler birçok rönesans ressamına fırça kırdıracak kadar sanatsaldır.
devamını gör...

geçici süreyle olmasa olunur da, süreli olunca değmez gibi geliyor bana. 5000 puan verip 1 aylığına değmez bence. bir de soyulmuş hıyar rengi olunca ister istemez soğuyorsun.*
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

türk futbol tarihinde tarihi, taraftarları ve kültürüyle efsaneler arasında yer almış futbol takımı. 1925 yılında kurulmuş olan ve diğer anadolu takımlarına nazaran en eski takım kimliği taşıyan kırmızı - lacivert renkli takım 2019'da resmen feshedilerek kapısına kilit vuruldu.
devamını gör...

az önce izleyip bitirdiğim nolan filmidir.

epik bir film diyemem. muhteşem de diyemem. ama gerçekten sağlam film. nolan mantık hatalarını gidermek için elinden geleni yapmış ama halen birkaç mantık hatası mevcut. ters akan bir entropide hiçbir canlının sağ kalması mümkün değil. her ne kadar zamanı tekil ve öznel olarak filmde ayırmışlarsa da, zamandaki akış özneldir bence. ya da okuduklarıma göre. yani ters akan bir zamanda düz ilerlemek, filmde denildiği gibi "rüzgara işemek" ile aynı şey. ters esen rüzgar, yaralanmasanız bile sizi param parça eder.

ama sağlam film tekrar diyorum. nolan güzel bir iş çıkartmış. daha güzel sahneler bekliyordum ayrıca. durum hikayelerine çok fazla dalmış nolan bu sefer. yani konuyu ve gidişatı anlatması zaten 1,5 saat sürdü.

edit: ayrıca filmdeki ana hikayenin en büyük kusuru da şudur. eğer geçmişte olacak bir şeyi biliyorsanız ve müdahale edebiliyorsanız, başka şeylere de edebilirsiniz. yani bu film hiç olmamalıydı. bu konu hiç yaşanmamalıydı. demek istediğimi anlarsınız filmi izleyince.
devamını gör...

boy. ben kısa olduğum için demiyorum*yani gerçekten kızların kısası makbuldür bence. hem zaten ben kısa değilim ki*, sizler çok uzunsunuz.*
devamını gör...

okullarda çokça kullanılan bir üründür. alternatif olarak bez pano da vardır.

evime hiç almadım ama bu panodan.
devamını gör...

ak su, beyaz nehir anlamındadır. diğer bir adı idil'dir. avrupa da bulunan 3500 km uzunluğunda en uzun ırmaktır. kaynağı rusya'nın kuzey batısında ki valday tepeleridir.

- relax ukdesi -
devamını gör...

içerdiği gizem yüzünden her bölümünde farklı yorumlar yapmama sebep olan 1998 yapımı japon deneysel anime televizyon dizisidir.
yorumlarımı kronolojik olarak buraya bırakacağım, merak eden olursa keyifli okumalar dilerim...

bölüm 1:
toplumsal yozlaşmışlığı kafkaesk bir buhran içerisinde işleyen ve ilerleyen ilginç bir seriye benziyor. muhtemelen izlemeye devam edeceğim. aklıma gelen şeyleri yorum olarak buraya yazmayı düşünüyorum.
not: burada kafkaesk terimini, bilinen ve algılanan gerçeklikten kopma, uzaklaşma durumu anlamında kullandım. sorulmadan söylemek istedim, bilginize arz ederim.

bölüm 2:
yorum 1:

*nereye gidersen git, herkes birbiriyle bağlı.*

yorum 2:
ending'ini çok beğendim, sözleri ve dile getirilişi harika. opening de güzeldi diyebiliriz. dinlemenizi tavsiye ederim.

bölüm 3:

*çoğu insan sanal ortamda, gerçek dünyada olduğundan tamamen farklı bir kişiliğe bürünür.*

bu sözler, kablolu ya da sanal kişilikler yaratmış kimseler diye nitelendirebileceğimiz insanları özetler nitelikte. kendimden örneklemem gerekirse: günlük yaşamım için, kısa ve düz yanıtlar veren bi' kişilik kullanıyorum. iş, okul, aile için de farklı birçok kişilik yaratmış durumdayım. sanal ortamda da bundan pek farklı değilim, değişmeyen tek şey sürekli değiştirdiğim ve kafama göre yinelediğim
kişiliklerim. demem o ki: bu kimseler, sahte kimliklerinin ardında, gerçek kimliklerini yitiriyorlar. belki de en çok ben yitiriyorum. muhtemelen kısa cevaplar veren kişiliğim, ilk ve de tek hakiki kişiliğim. hikaye ile ilgili yorumuma gelecek olursam da hikaye gittikçe derinleşiyor ve ilginçleşiyor. diğer yorumlardan ve izlediklerimden yola çıkarak durumların daha da sarpa saracağını varsayıyorum, umarım öyle olur.

bölüm 13:
hikaye sürekli bir sis perdesinin arkasında gizlendiği için anlaşılması güç bir yapıya sahipti. tabii bunun için de belli başlı sebepleri olabilir. zaten her bölümün başında bölümü katmak olarak isimlendirmişlerdi. hikayenin işlenme biçimi ve katmanlardaki verilen kısıtlı bilgi ile belli başlı konuları düşündürdüklerine inanıyorum. bu konu önceki yorumlarımdan da örneklendirilebilir (1 ve 3'üncü bölüm yorumları ile desteklendi). bir noktadan sonra konuyu spinoza'nın doğa-tanrı'sına getireceklerini sanmıştım. hikaye, kimi yerinde golyadkin'cilik kimi yerinde hegesias'cılık oynanıyormuş hissi vermedi de diyemem. sanırım hikayeyi özel kılan da bu tavrıydı. bilinçli ya da bilinçsiz bi' biçimde yaratılan sistematik kargaşanın meydana getirdiği ilginç eleştiri ve yorumlamalar. opening ve endingleri çok güzeldi diyebilirim. hikaye kendi kendini açıklar nitelikteydi ama bazı noktalarda soru işareti bıraktı. sanırsam onların kararı da bize kalıyor.
devamını gör...

1978 yapımı randal kleiser filmi. başrollerinde john travolta ve olivia newton-john var. film türkiye'de iki kez vizyona girdi. ilki 1980 yılında, ikincisi de 20. yıl şerefine dijital yenilemeden geçmiş haliyle 1998 yılında. işte bu 1998 yılında olan gösteriminde izledim ben bu filmi, tek başıma sinemada izlediğim ilk film olma şerefine sahip olduğu için bende ayrı bir yeri de vardır.

ha bu arada bu film bir müzikal filmdir. soundtrack albümü hit parçalar barındırır, açılış parçası olan grease bu albümde benim en sevdiğim parçadır. ikinci parça summer nights yazı beraber geçiren sandy (newton-john) ve danny (travolta)'nin yaz aşklarını bitirip okula başlamalarını anlatır. okulun ilk günüdür ve herkes birbirine "yazın ne yaptın anlatsana" demektedir. summer nights parçası boyunca kızlarla erkeklerin dünyasının farklılıkları gözümüze sokulur. sandy yaz aşkının ne kadar muhteşem bir centilmen olduğunu anlatırken, danny yazın bir fıstıklaydım çok güzeldi kankalar minvalinde takılmaktadır. ikisi de aynı tonda bitirirler şarkıyı, yaz bitti e yaz aşkı da bitti. ama bilmedikleri sandy'nin memleketine geri dönmeyip, danny ile aynı liseye başladığı bilgisidir. arkadaşlarına karşı maço ve havalı davranan danny, yazın ponçik ponçik takılıp gece 10'da evine bıraktığı sandy'yi karşısında görünce bir yandan arkadaşlarına karşı karizması sarsılmasın diye uğraşır bir yandan da hoşlandığı kızı kırmak istemez ve de olaylar karışır.


bence bu film verdiği mesaj olarak çok talihsiz bir filmdir. bu kadar emek, yapılmış muhteşem şarkılar, koreografinin güzelliği -greased lightning parçası mesela-, gençlik ruhunun yakalanması ve bir jenerasyona damga vurabilmiş olmanın etkisi verdiği mesajla silinir gider.


filmin sonunda verilen mesaj havalı olmak için kendiniz olamazsınızdır. danny'nin arkadaşları tarafından kabul görmek için sandy kendisi olmaktan vazgeçer ve onu o yapan tüm kişiliğinin parçalarını -kıyafetleri, saçları, konuşma tarzı, hareketleri- bırakır ve "cool" bir kız olur.

potansiyeli harcanmış talihsiz bir filmdir grease. ama şarkılar çok iyidir. bir de filmin sonunda olan araba sahnesini bana açıklayabilecek biri var mı? gördüklerimiz sadece çok briyantin koklamaktan oluşan halüsinasyon muydu?

devamını gör...

hayır, insan sade ölürken ayrılmıyor, arkada bırakmıyordu. belki bütün ömrünce her an birçok şeyler onu arkada bırakıyordu. sonra olduğu yerde birdenbire kabuklaşıyor, çok ince, görünmez bir şeyle o anda etrafında olanlardan ayrılıyordu, "biz mi gidiyoruz, onlar mı?" sual buydu...

huzur - ahmet hamdi tanpınar
devamını gör...

her an aldatılabilirsiniz.
ürkünç.
devamını gör...

zaman zaman çocuğu sallamanın denge ve beyin problemlerine neden olacağı, bazen de kendisini anne karnında gibi güvende hissettiğini söyleyen uzmanlar yüzünden halen emin olmadığım uyutma şekli. bana göre çocukların büyük bir kısmı koşullanma yolu ile öğreniyor. bu yüzden kolik değilse hiç alistirmazsaniz farklı şekillerde uyutmak daha sağlıklı diye düşünüyorum. gecenin bir yarısı uykunuzun ortasında bebeği alıp ayakta sallamak cehennem azabı gibi olmalı.
iki çocuğumu da hiç sallamadim belki bu yüzden biraz mesafeli baktığım uyutma şekli.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim