isyan etmeye geldiğim başlıktır.
camı bile açılmayan, sadece bir duvarı olan, kalanları camdan yapılmış, tüm camları koridora bakan bir odada(tam bir akvaryum yani), dört bir yanım ruh hastaları ile çevrilmiş bir şekilde, şirketin geleceği için çokomelli çalışmalar yapmamı bekliyorlar.
aynı odayı paylaştığım ruh hastası (herşeye rağmen seviyorum keratayı) tüm gün kendi kendine konuşuyor. ar-ge merkezi turnikeleri masamın tam yanımda, sabahtan akşama kadar ar-ge merkezine giren-çıkan tüm ruh hastaları cama vurup geçiyor. (akvaryum demiştim değil mi?) bu odayla uzaktan yakından alakası olmayan adamın biri odanın önündeki koridorda sürekli telefonla konuşarak bir oraya bir buraya yürüyor. sesinin uzaklaşıp yaklaşmasından artık tam olarak nerede olduğunu kestirebiliyorum. karşı odamda iki tane ruh hastası var, biri sürekli bağırarak konuşuyor, iki odanın kapısı da kapalı olduğu halde söylediği her şeyi sanki bana bağırıyormuş gibi duyuyorum.diğeri de sabahtan akşama kadar ekranımı izliyor. (arkadaşım dön önüne diycem ama sende haklısın, akvaryum gibi oda sonuçta.)
yani anlayacağınız çalışmaya motive olmak için tek bir nedenim dahi yok. kendi içimden gelen motivasyon ve iyi şeyler yapma isteğini de bitirdim.
bu durumda olmak benim suçum onu da biliyorum.
böyle tertemiz deliresim var ve bunu yapmamak için tek nedenim, ev kredisi araba kredisi, para biriktirme çabası derken,çalışmazsam finanssal sıkıntı yaşayacak olmak.
not: sormadan söyleyeyim, iş arıyorum. ama pandemi döneminde nasıl olsa işsiz, pandemi de var ben bundan ne istesem yapar ne maaş versem kabul eder kafasındaki ölücü patronlardan başka eleman alan yok. akvaryumum en azından ortalama iyi bir maaş sağlıyor.
devamını gör...