sene 2006 lise 2yi bitirdim
bütünleme sınavlarına kalmışım atladım otobüse gidiyorum
bu aradada düşünüyorum dalmışım otobüste orta sırada koridordayım
yüzüm şoför mahaline dönük gidiyorum bi ara bi kız geldi önüme geçti demirlerden tutunuyor
kız hoş bişi fakat kalçasını döndü biraz sonra bende mal gibi etrafa bakıyorum ilerliyor otobüs
neyse ilerdeki kırmızı ışığı son anda gören şoför ani bir fren yaptı
bende dalgın halimle demirden tutarken kıza çarpmayayım diye elimi ileri doğru uzattı popomda geriye doğru attımki çarpmayayım
ama birden olduğu için kendimi tutamadım o vaziyetteyken ok gibi fırladım kıza arkadan bi geçirdim çat
diye bi ses duydum hayatımda o kadar utandığımı rezil olduğumu hatırlamıyorum kızdan özür diledim
ama çok kötü geçirdim iyiki bişeyde demedi bende ilk durakta indim okula koşarak gittim. özlendi o zamanlar...
devamını gör...
sene 2004 , boğaziçi (15 temmuz şehitler) köprüsünün halatının koptuğu saatlerde otobüste mahsur kaldık yol kapatıldı güvenlik nedeniyle ve iett otobüsünde sigara içmiştik.
devamını gör...
aslında garip olay otobüste değil otobüse binmemle başladı.
bi gün okula ders çalışmak için giderken otobüsün ani freniyle ayakta olduğum için en arkadan en öne sinek gibi yapmışmıştım. ellerimde de notlarım ve cüzdanım vardı, olayın telaşıyla 1 durak önce indim. inmemle cüzdanımı otobüste düşürdüğümü fark etmem bir oldu ve otobüsün arkasından ağlayarak koşmaya zıplamaya başladım çünkü her şeyim cüzdanımdaydı, tabi otobüs beni görmedi.
hemen sonra bi korna sesi duydum ilk başta üstüme alınmasam da arabanın yanına yaklaşınca arabadaki kadının bana gel gel dediğini gördüm ve sorgulamadan arabaya bindim. kadın ne oldu diye sordu, ben de şaşkın şaşkın "ben cüzdanım yok düştü, elimi burktum, otobüs gitti" gibi saçmaladım, o da kötü olmuş diyip bi anda gaza bastı ve otobüsü kovalamaya başladık. kadın trafiği yara yara ona buna korna çala çala otobüse yetişmeye çalışıyordu. sonunda otobüse yetiştik ama şoför nedense bir türlü durmuyor, en son kadının otobüsün önüne kırdığını hatırlıyorum, sonra hemen gidip cüzdanımı aldım. kadına çok çok teşekkür ettiğimi söyleyip okula doğru yürümeye başladım. öyle bi şaşkınlık içindeyim ki yağmur yağmasına rağmen şemsiyemi açmamışım üstüm başım notlarım sırılsıklam olmuş bir yandan da yolda bağırarak ağlıyorum.
sonra annemi arayıp neler olduğunu anlattım o da tamam diyip kapadı, meğer uyku sersemi olduğu için anlamamış sonra arayıp ne anlattın sen bana demişti.
arkadaşlarım hala bulursun böyle şeyleri dimi diye dalga geçerler benle, o kadın da aklıma her gelişinde hayır duamı alır.
devamını gör...
kızın biri belediye otobüsünde tutunduğum demirde elime elini atıp ısrarla bırakmamıştı. ay resmen taciz.

şehirlerarası otobüste yanımdaki herifin ısrarla facebook'umu istemesi. hesabım yok dememe de inanması.
devamını gör...
sene 2010.
ağrı'dan ankara'ya otobüsle geliyoruz.
otobüs ankara otogarında durduğunda bagaj kısmından 3 tane koyun çıkmıştı.
bence ilginç.
devamını gör...
yoğun bir yağmur esnasında bahcelievlerden balata gitmem 4 saatimi almıştı. bir ara otobüsten inip cay sigara ictim, bi cayciya oturup. çayım bittiğinde otobüs azıcık bile kimildamamisti yerinden. tekrar binip yarım saat daha oturdum iceride. sonra şoför ben daha fazla gidemeyecegim, firsat bulduğum bir yerden geri dönerim. siz de başınızın caresine bakın deyip indirdi bizi otobüsten.

bir ikincisi de şöyle. öğrenciyim o sıralar; büyük bir bavulla yaz tatili sonrası otogara gidiyorum. bavulu kapının yanında bir yere sıkıştırıp gectim, oturdum. dalmış bir halde camdan dışarıyı izliyorum. o sira biri bağırdı, bavul ucuyor diye. döndüm, kapıyı kapatmamis şoför, bavul da bi yolunu bulup atlamış kapıdan. gördüğümde seke seke uçuyordu geriye doğru.

bir tane daha var ama yoruldum yazmaktan. *
devamını gör...
bi keresinde otobüste birden arapça konuşulmaya başlanıldı (sevgili suriyeliler diye tahmin ediyorum) ama herkes otobüsteki herkes arapça konuşuyor yani ben mi yanlış ülkedeyim acaba diye düşünmedim değil. kendimi turist gibi hissettim.
devamını gör...
belediye otobüsünden inerken montun kapıya sıkışması suretiyle otobüs hareket edince tahmini elli metre ancak olan diğer durağa kadar koşmak .
devamını gör...
x otobüs firması bir bayram sonu kargaşası yaşatmıştı bize.1 saat önce kalkması gereken otobüsün kalkmaması sonucu oradaki yolcuları benim bulunduğum otobüse aktarıp o vaziyette şehirlerarası yolculuk yapmamaza neden olmuştu.her ikili koltukta 3 kişi bitişik bir vaziyette oturulan bir yolculuktan bahsediyorum tam bir saçmalıktı...aynı otobüs firması'nın (az çok tahmin etmişsinizdir) iri yarı, asık suratlı,sinirli muavini telefon kapatma uyarısında bulunmuş ama ne uyarı yanımda oturan kıza bağırarak beni sinirlendirme bak ya kapatırsın telefonu ya da dışarı atarım tehtidini savurmuştu.adamdan çok korkmuştuk onu hatırlıyorum.sonra indigimiz yerde şikayet etmiştik adamı ama arkamıza bakarak.
devamını gör...
halk otobüsüne bir kadın binmişti bebek arabasıyla kadının iki çocuğu var ikisi de küçük otobüste adım atmaya yer yok her yer dolu kadına biri yer verdi kadın oturdu ama çocuklar küçük olduğu için iki çocuğu da oturtması mümkün değil kadın çocuğun birini yanımda oturan kadına verdi 1 durak sonra kadın indi onun yerine başkası oturdu inerken de çocuğu bana vermişti ben de son durakta ineceğim için kadın inene kadar çocuğunu ben tutmuştum herkes de son durakta indi son durağa gelene kadar otobüs boşalmamıştı. kadın da son durakta indi.
devamını gör...
lise döneminde dolmuşta ayakta yolculuk edip kız arkadaşımla muhabbet ederken bana bunalıma girdim demek isterken sesli bir şekilde analıma girdim demesi.

(bkz: dil sürçmez bilinçaltı konuşur)
devamını gör...
yer vermemek için uyuyor gibi yapmak
devamını gör...
2012 2013 falandı sanırım tabi o zamanlar siyasetten uzağım. dershaneden çıktım otobüse bindim. duraklar yerine durmak yok yola devam yazıyordu. 3 durak inen de binen de olmadı. ve son durak evime uzak bilmediğim bir yerdi. telefonumun sarjı da bittiği için asla eve dönemeyeceğimi düşünmüştüm. boşuna kaygılanmamışım. yine kötü bir şeyler oldu.
devamını gör...
otobüs tıka basa dolu, yol uzun, hava karlıydı ve şoför frene bastı tutunacak yer bulamadığım için saçlarından tutmuştum sonrasını hayal gücünüze bırakıyorum
devamını gör...
2017 yanılmıyorsam.
12 saatlik otobüs yolculuğunun 3 saatini tamamladık, aşti'deyiz. dışarıda bir erkek ve bir kız sarılıyor, ağlıyor. kız otobüse bindi, hemen önümdeki koltuğa oturdu. o sırada çocuğa bakıyorum, nasıl üzgün. elini kalbine götürüp gözünü kapatıyor falan bir değişik duygusallıklar. kız da ellerini cama koymuş ağlıyor. neyse otobüs hareket etti. bir süre sonra kız birine telefon etti. telefondakine "yine söyleyemedim ya, bir de üzülmüş gibi yaptım ama birazdan mesaj atıp bitireceğim" tarzı bir şeyler dedi güldü.
hâlâ o çocuğa ne olduğunu, nasıl atlattığını merak ediyorum.
devamını gör...
bir keresinde otobüse bindiğimde bir çocuğun yanına oturdum. çocuk oturmamla bana pis pis bakmaya başladı. aşırı rahatsız oldum ama başka boş yer yoktu. sürekli oflayip durdu ben de içimden sorun ne acaba diye düşünüyorum. 10 dk falan sonra yanımdan kalktı ve yolculuğun geri kalanını ayakta geçirdi. yanımdan kalkarken bana beni taciz ettiğini fark etmedim sanma gibisinden bir şey demişti. hala adamın içinde bulunduğu kafaya anlam veremiyorum. yaptığım tek şey yanına oturmaktı.
devamını gör...
küçükken otobüsle ankara'dan malatya'ya seyahat ederdik. tahmini 5,6 yaşlarında falanım. annem de beni, rahat uyuyayım diye otobüste boş koltuk olursa oraya yatırırdı.

otobüs x yerinde mola verince annem de tuvalete gitmiş. ben de o sırada arka koltukta uyuyorum tabi. o an ne olduysa uyandım ve annemi göremeyince korkup bende otobüsten indim. etrafa bakınıyorum, annemi bulmaya çalışıyorum ama yok. en sonunda ağlamaya başladım. başka otobüsün şoförü beni farketti. "gel annen burada" deyince ağlamayı bıraktım ve adamın elini tutup otobüse bindim. şoför de otobüse bindi ve otobüs hareket etti. adama diyorum ki "hani nerde annem" ? .
" arkada ya çocuğum" diyor . bakıyorum ama otobüsün içi de karanlık zar zor görüyorum milleti "ama annem yok ki burda" diyorum.

hareket eden otobus birden aniden duruyor. meğersem beni bulup otobüse bindiren şoför başka bir yolcunun çocuğuyla beni karıştırmış. hemen otobüsten indiriyor beni anons geçiyorlar. "kız çocuğu bulduk kayıp kiminse gelsin alsın " diye. *

annem de o sira tuvaletten çıkıp bindiğimiz otobüste beni bulamayınca paniklemiş. anons sayesinde buluyoruz annemle birbirimizi. tabi o sevinçten ağlıyor ben de kızacak korkusundan. yol boyunca dibinden ayırmıyor beni.

kızılay' da en az 7 kere kaybolan ve her seferinde "bir daha bu çocuğu kaybederseniz sosyal hizmetlerden alırsınız" diyen polisleri ikna etmeye çalışan babam geliyor aklıma *
çok kaybolan bir çocuktum, bu zamana kadar yaşamış olmam bile büyük bir şans.
devamını gör...
geçen yıllarda otobüsteyim birde imam var biri yaşlı iki de oğlu vardı galiba cübbeli falan sonra bi kız bindi biraz açık ( ki yaz mevsimine göre gayet normal) giyimine, kıyafetlerine falan laf etmeye başladı kendi kendine söylendi tartışma yaşandı çıldırıcaktım sizi ilgilendirmez kimsenin giyimi falan diye söylenmiştim sonra başka bi adamla hoca arasında tartışma yaşandı otobüsten falan atıldılar, bu tür yobazları ülkeden def edebilsek keşke

hızlı hızlı yazdım iyi anlatamamışım
devamını gör...
aslında bu pek garip sayılmaz, daha çok trajikomik bir olay. 10 saat sürmesi gereken bir otobüs yolculuğundaydık. sabahtan yola koyulduk, akşamın erken saatlerinde eve ulaşmış olacaktık güya. seyahat ettiğimiz firma, bir otobüs firmasından bekleyebileceğinizden çok daha bonkördü diyebiliriz. * kimsenin su isteğini geri çevirdiklerini görmedim, sık sık bir şeyler de servis ediyorlardı zaten. ilk molayı yola çıktıktan 2 saat kadar sonra vermiştik. "herhalde 4 - 5 saat sonra ikinci bir mola daha verir, yolumuza bakarız." diyordum. ancak aradan saatler geçmesine rağmen o ikinci mola bir türlü gelmedi. o kadar su ve atıştırmalık tükettikten sonra haliyle herkes huzursuz olmaya başladı. otobüste fısıldaşmalar arttı. en sonunda muavine ne zaman mola verileceği soruldu. muavin de mola verilmeyeceğini söyledi. insanların büyük çoğunluğunu uyuyarak geçirdiği gece yolculuklarında bile en az iki kez mola verilirken, kalan sekiz saatlik yolu dolu mesanelerle mola vermeden geçirmemiz bekleniyordu. bunun üzerine otobüste küçük bir isyan çıktı. yolcular ve muavinler otobüsün iki farklı ucundan birbirleriyle tartışmaya girdiler. el kol hareketleri havada uçuşuyordu. muavinlerden biri pek bir agresifti, bir yolcu kızgınlıkla "indir beni kardeşim." dese indirir, orada bırakır giderdi herhalde. en sonunda ikinci bir mola vermeye ikna ettik. durduğumuz yer de inin cinin top oynadığı, yarısı bakkal yarısı tuvalet olan gecekondu benzeri bir yapıydı. tuvaletleri de tahmin ettiğiniz üzere pislik içindeydi. daha yaklaşırken anlıyordunuz bunu. doğru düzgün sabun ve tuvalet kağıdı da yoktu. normalde ücretsiz olan tuvaletler, 70 - 80 kişinin bir anda yığılması üzerine kıymete bindi ve iki lira oluverdi. birileri zaten pis olduklarını söyleyerek itiraz etmek istedi. oranın başında duran, görseniz tonton diyeceğiniz teyzeler ve amcalar ise tuvaletlerin bakımı (!) için olduğunu söyleyerek çatır çatır aldılar o parayı. (bkz: parayla rezil olmak) millet de herhalde "yola gidiyoruz, beddua yemeyelim şimdi yaşlı insanlardan." diye düşünüp fazla uzatmadı. mola devam ederken, otobüsteki yolculardan oluşan bir grubun yanına yaklaştım. orta yaşlarda bir teyze konuşuyordu. ne anlattığına ben de kulak kesildim. "düğünden dönüyorum, giderken kamilkoç' la gitmiştim. hiç böyle bir rezillik olmamıştı. prensesleeeer gibiydim kamilkoç' ta. şoför ve muavinler benimle bizzat ilgilendi. elbisem kırışmasın diye bagajda özel olarak yer ayırdılar." diye kamilkoç' la yaşadığı yolculuk deneyimini bayağı bir övdü. kamilkoç kendi reklamını bu kadar iyi yapamazdı, öyle söyleyeyim. * ne zaman aklıma o teyze gelse yüzümde bir tebessüm oluşur. neyse işte mola bitti, yola koyulduk ve üç saat gecikmeli olarak yolculuğu sonlandırdık. yaklaşık dört sene öncesinin olayıydı, ne yaptılar bilmiyorum ama bu olaydan sonra onların yerinde olsaydım mola saatleri konusunda ciddi bir düzenlemeye giderdim.
devamını gör...
başka şehirde okuyan üniversiteliler anlar arkadaşına yer kapınca ayaktaki insanlara karşı suçlu hissedersin çünkü illa ki biri sorun yaratır aslında küçük bi empatiyle her şey çözülür ama yok asla kabul etmez aslaa otobüse ayakta kalcağını bilerek girceksin .
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların otobüste yaşadığı en garip olaylar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim