feci paradoks yaratan bir durumdur zira, iyi yalan söyleyen kişiyi yakalayamadığımız için yalancı diyemiyorken; kötü yalan söyleyen kendini ele verdiği için beceremediği halde yalancı addedilir..
beyaz ve siyah olmak üzere ikiye ayırdığımdır. beyaz ise hayatını sorunsuz idame ettirmek için gerekli olandır, siyah ise bir bakmak lazım. hemen yalancıyı dövmek olmaz.
iyi bir yalancı olmak istiyorsanız kuvvetli bir hafızanız olmalı arkaaşlar. yoksa söyleyip de unuttuğunuz yalanlar hiç ummadığınız bir anda başınıza dert olur.ben kötü bir yalancıyım.söylemesem daha iyi de işte bazen söylemeniz gerekebiliyor.
neden doğruyu söylemekle gerçekleri göğüslemek, bu kadar korkunç geliyor bu insanlara? soylemeyin, bakin gerçekten ortaya cikar dumurun kralına ugrar kalırsınız oyle.
"bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın bile buna nasıl tahammül ettiğine şaşıyordum. yalana herşey isyan etmelidir. eşya bile: damlardan kiremitler uçmalıdır, ağaçlar köklerinden sökülüp havada bir saniye içinde toz duman olmalıdır, camlar kırılmalıdır, hattâ yıldızlar düşüp gökyüzünde bin parçaya ayrılmalıdır filân..." peyami safa, dokuzuncu hariciye koğuşu
bu satırlar yalan karşısındaki hislerimin tercümanıdır.
bir kimseye zararı olacağını bile bile yalan söylemek en aşağılık hareketlerdendir. bazen kişi söylediği yalanlara kendi de inanır işte o noktada şifa diliyorum.