herkesin zamanında bir tur içinde bulunduğu öğrencilik yıllarından kalma pişmanlık ile ders notlarıdır.
devamını gör...
yıllardır sakladığımız, işe yaramayan, en sonunda gözden çıkarıp verdiğimiz eşyalar. tam da verdiğimiz gün lazım olması?
devamını gör...
emektir. onca çaba ve fedakarlık yaparsın çalışırsın, hayatından vazgeçersin. birini ya da bir kurumu bir yere getirirsin. bir bakmışsın değerin bilinmemiş.
devamını gör...
böyle bir liste olucaksa ilk üç de banko kitap olmalı.
devamını gör...
sevgimi.

kurumuş boğazım..
devamını gör...
kitaplarımdır. öyle çok arkadaşıma, eşe dosta kitap verdim ki keşke zamanı geri alabilsem dedirtiyor bu durum bana. o kitapların bir iki tanesi iade edildi, geri kalanı kayıp. zaten kime ne verdiğimi bile anımsamıyorum. lise yıllarımda kitap alacak param olmadığında -ki o yıllarda kitap alacak param yoksa hiç param yok demekti- sahaflarda değiş tokuş ettiğim onca kitabı özlüyorum. pişmanım sözlük.
devamını gör...
zamandır.
devamını gör...
kitap.
geri getirmiyorlar çünkü.
devamını gör...
tiryaki için , paketin son sigarası.
devamını gör...
borç.geri gelmiyor çünkü.
devamını gör...
sevgim, ruhum ve bedenim.
devamını gör...
kitap, zaman, sevgi ve kendinle ilgili paylaştığın detaylar, anıları...
devamını gör...
ben de kitap diyorum ve bir anımı eklemek istiyorum.

kitap alışverişleri yapmaya başlayalı çok olmadı. 1 yılda 50'den fazla kitap aldım. tabii ki artık fazlaca dikkat çekmeye başladı kitaplarım çünkü yerleştirecek doğru düzgün bir yerim olmadığı için bazılarını kapının girişindeki uzun ayakkabılığın en üstteki rafına yerleştirdim. düzenli olarak gelen bir misafir görünce "aa bana bir kitap versene. hangisini okumamı önerirsin?" falan dedi. ben de okumak isteyen birine ön ayak olacağım diye sevinerek bir kitap vermiş bulundum. büyük bir hata yaptığımın farkında değildim.

günler, belki de haftalar geçti. iki hafta geçmiş olabilir. ince bir kitaptı. sormak ayıp olabilir diye çekiniyordum ama sonunda sordum. okumadığını, kitabın öylece durduğunu, bir dahaki gelişinde getireceğini söyledi. getirdi... bükülmüş ve ortası ayrılmış olarak. sinirim bozuldu, "iyi ki okumamışsın bir de okusan ne halde olurdu kim bilir." dedim. iyi bir kavga ettik. hatta ağız dalaşımız bile günler sürdü.

"yedik sanki kitabını!"
"yemişsin zaten sayfanın dışındaki şu izlere bak!"
"okumadım bile!"
"bu kadar laf yiyeceğime gider parasını verir kitap alırım!" cümleleri havada uçuştu. kavgaya son veren cümle onun ağzından çıktı: "senin yapmadığın ne malum?!" ani şoka girdiğimden diyecek kelime bulamadım ve bir süre iletişim kurmayı kestim.

şimdi kitaplarımı yatak odamdaki çekmecelerde (o olaydan sonra boşaltıp ıvır zıvır ne varsa attım) saklıyorum. sığmayanları kanepemin üzerinde tutuyor, odamdan çıkarmayı reddediyor, dokunana bile laf yapıyorum. yakında kitaplık da alacağım, düzgün yerlere yerleştireceğim sizi canım kitaplarım :(
devamını gör...
söz.
devamını gör...
kitap, borç ve ümittir. çünkü üçü de geri alınamıyor maalesef.
devamını gör...
bekaret.
devamını gör...
yüz
devamını gör...
uludağ sozluk is loading.
devamını gör...
tavsiye. nasılsa ben dahil herkes kendi bildiğini okuyor sonuçta.
devamını gör...
ödünç kitap.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"verdikten sonra pişman olunan şeyler" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim