1.
açılmadığı için yaşayamadığım pişmanlıklar...
devamını gör...
fazladan bir dil daha öğrenememiş olmak.

burayı okuyacaklara tavsiye vermek istiyorum. ülkedeki çoğu üniversite ve bölüm müfredatı size oldukça boşluk bırakacak şekilde hazırlanmış. ve bu boşluklar hayatınızdaki son boşluklar. iş hayatı başlayınca insanın kendine çok az vakti kalıyor.
o yüzden yapmak istediğiniz ve hem efor hem sabır gerektiren her şeyi bu yıllarda yapmanız lazım. hayatınızın ilerleyen yıllarında da yapabilirsiniz elbet ama şimdikinden çok daha zor olur.

-dil öğrenmek bunlardan bir tanesidir. asla size bir şey kaybettirmez aksine illa ki bir gün işinize yarar.
-tarih ve edebiyat alanlarında kültürlenmek de yine bunlardan bir tanesidir. ufkunuzu genişletir, bir insanın başına gelebilecek en iyi şey ufku genişletmektir.
-yurt dışına çıkmak mutlaka yapılmalıdır. bana sorarsanız gezmek için değil, bir süre çalışmak için yaz tatilini değerlendirebilirsiniz hem para kazanmış hem de başka hayatları görmüş olursunuz. hayatı anlamak yolunda önemli bir adımdır. work and travel yapılabilir.
-bir çalgı aleti çalmayı öğrenmek insanı çok değiştirebilir duygularınızı yoğun olarak aktarabileceğiniz bir yer bulmuş olursunuz.
-tabi ki tüm bunları yaparken okul hayatını da boşlamamak lazım. mutlaka kendinizi kütüphane kültürüne alıştırın. vaktinizi daha değerli geçirdiğinizi farkedeceksiniz.

tavsiye etmediğim şeylerin başında ise saçma sapan size hiçbir şey katmayacak dizi ve filmleri izlemek. arkadaşlarla boş boş çay kahve içmek kağıt oyunları bilgisayar oyunları ile oynayıp zaman öldürmek. arkadaşlar zaman evrenin başından beri var onu kimse öldüremedi. zamanı öldürmeye çalışan ancak kendini öldürür.
devamını gör...
pişmanlıkla beraber ibretlik bir olay.

efendim geçen dönemin vize sınavlarında pazartesi günü saat 10'da kredisi epey fazla olan bir sınavım vardı. sınava son gün/gece çalışan öğrencimsilerden olmasam da gece son tekrarlar vs derken saat sabahın neredeyse 5'ini bulmuştu. neyime güveniyorsam büyük bir inançla sabah 8'de uyanabileceğimi düşünüp uyudum artık. neyse bir uyandım, saate baktım vee 9.40
yok ya değildir, olmasın. telefonu ters tutmuşumdur. 6 falandır olsa olsa diye düşündüm. ama yok! sınava 20 dakika kalmış ve fakülteye asla yetişemezdim. öylece durup ağlamak istedim. tabii sınıf arkadaşım da kalmıştı. dur kızım ya ne diye stres yaptın gel de kahvaltı yapalım falan dedi. ahaha oturduk bir de hiçbir şey olmamış gibi kahvaltı yaptık. cahil cesareti. o arada arkadaşım da sınıf temsilcisine mesaj attı geciktik, hocaya iletir misin şeklinde. tabii adama demezler mi "niye bizzat kendiniz hocaya mesaj atmıyorsunuz?" diye. neyse. hanım kızımız da biraz sonraki sınava hazırlanıyor olsa ki görmedi mesajı, yani çok sonradan görmüş. okula gittiğimizde sınav bitmişti. hocanın yanına gidelim dedik, ne olacak bizim bu durum diye. şansa bakın ki dersin 3 hocası vardı. gel de anlat şimdi bunlara. uyuyakaldık deseydik muhtemelen çok kızarlardı. biz de ankara'dan, evden geldik de servisler geç kalkınca yetişemedik diye uydurduk.* hocanın biri baya acır gibi baktı. sonra niye bizi aramadınız, neyiz biz burada falan diye büyüklüğünü göstermeye başladı. öbürü durur mu hemen atladı "bir de temsilciye mesaj atmışlar. kızın sınavdan sonra mesajı görmesi mi suç yoksa sizin bize bir haber bile vermemeniz mi? gerekirse sınavı bir 20 dakika geç başlatırdık. çok safsınız.." diye söylendi. okumuş kadın tabii yüzümüze yüzümüze gerizekalı, salak veletler diyemezdi.*
(bkz: salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya)

"ş-şey hocam özür dileriz. bilemezd..." diyecektim ki.. neyse yaa. aman monde akışına bırak. kime ne anlatacaksın? diye düşünüp devam ettirmedim bile. rapor almaya vs çalışın da mazeret sınavına girin bari, yoksa finale de giremezsiniz dediler. sağ olsunlar. rapor işlerini halledebildik de mazeret sınavına girmeye hakkımız oldu. "sınavdan hemen önce yanıma gelin bu arada bir şey soracağım" diye mesaj attı hocamız gecenin bir vakti. ve tahminimce grubun en zekisi o olmalı hahaha.
şöyle bir olay yaşamamak adına yalanımızı bir güzel temellendirdik, saat vs kesinleştirdik iyice. düşündüğümüz gibi oldu. yok efendim ankara'nın neresinden binmişiz de saat kaçta servise yetişmişiz... tüm levelları aştık, hatta sınav da pek tabii güzel geçti.*
neyse ki bir daha çok kıymetli hocalarımla yüz yüze gelmeyecektim.

hocalardan en azından birine haber vermemek büyük hataydı. daha büyük pişmanlığın yaşanmaması dileğiyle...
devamını gör...
4.
şimdiki aklımla o yıllarda olsaydım keşke dedirten başlık.

aile evinde yaşamak.
devamını gör...
hocalarla rakıya gitmek. (mide hassasiyeti olan arkadaşlar okumasın)

açılın garip bir hikayem var. bölüm temsilcilik ekibimizle elde ettiğimiz başarının ardından sorumlu hocalarla rakıya gitme kararı alınır. bir adet prof.dr bir adet yar.doç. 3 adet asistan ve 7 öğrenci olmak üzere rakıya gidilir. eski evimin olduğu mahallede müdavimi olduğum meyhane tercih edilir (aklıma s.ç.yım.) gecenin ortasına doğru bir problem yok gibi yemekler yenilir rakılar içilir müzik eşliğinde dans edilir. olanlar bizim çocukların gazıyla duble duble rakı içen asistanların sapıtmasıyla başlar. yaşça bizden 2-3 yaş büyük asistanlar içtikçe içer. ilk faul yan masanın sürahisini (allahtan su vardı içinde) yan masadaki kadının üstüne dökülmesiyle başlar. çok içmenin etkisiyle büyük hareketler sonucu olmuştur. üstüne birde özür dileneceği yerde ''ne var canım ölmedin ya'' tarzı söylemlerde bulunulmuştur. neyse ki yaşlı olan prof hocamız araya girmiştir ve olay tatlıya bağlanmıştır. gecenin sonunda işler iyice sarpa sarmaya başlamıştır. asistanlardan (yaşça küçük olanlar kadın büyük olan erkek) erkek olan kadın öğrenci arkadaşlarımıza inceden yanlayama başlamıştır. prof olan hocamız olayın farkına varmış ve ben artık izninizi isteyeyim direk ayrılmıştır (tam bir beyefendi). yar.doç olan hocamızda farkına varır ve oda hemen kalkar. gece sonuna geldiğimizde klasik olarak işletmeciyle hocalar arasında bir hesap sıkıntısı yaşanmıştır. işletmeciyi de yakından tanırım. gözleriyle beni neyle uğraştırıyorsun bakışları atmaktadır bana. bende yerin dibine geçmekteyimdir. güç belada olsa mekandan çıkış yapılmıştır.

tam rahatladım derin bir nefes alacakken süper zeki arkadaşlarımdan biri ''senden nefret ediyor olabilirim'' in evi çok yakın hadi çay içmeye gidelim der. ve zaten kendini kaybetmiş hocalarım ve süper zeki arkadaşlarım tarafından bu fikir harika karşılanır ve evime gelinir. çay demlenir ama kimse çay içmez çünkü evde doğum günümden kalan 4 adet şarap vardır. kadın öğrencilere yanlayan hocamız işi abartır ve öğrencilerin numaralarını almaya çalışır hatta bir tanesine hadi birlikte çıkalım der. ama yüz bulamaz kadın öğrenciler rahatsız olup evden ayrılır. daha sonra bir amacı kalamayn erkek hocada ayrılır. herkes 10 dk arayla çıkış yapar. geriye en yakın arkadaşım (erkek) ve 2 kadın asistan hoca kalır. ama durum çok kötüdür çünkü arkadaşım çoktan sızmıştır ve ben sonuna kadar ayılmışımdır. 2 kadın hocada tuvaletten asla çıkmamaktadır. yarım saat boyunca salonda bekledikten sonra asistanlardan biri benden yardım ister. tuvaletten seslenir. ve içeri girdiğimde hayatımın en kötü manzarasıyla karşılaşırım. kadın hocalarımdan biri klozette oturuyor. evet bildiğin oturuyor ve tahmin edin. üstüne üstlük etrafına kusmuş. tıpkı bir ayin gibi etrafına çember çizmiş kırmızı(şarap diye tahmin ediyorum) bir kusmuktan ve ortasında tuvaletini yapıyor ama gözlerini de açamıyor. diğer kadın hoca şok içerisinde zaten bir an bir birimize bakıyoruz. sağlam olan hoca için taksi çağırıyorum ve gönderiyorum. neden gönderdin diye soranlar için peşin cevap bu kadın hocamızda kusmuştur ama daha usturuplu bir şekilde bunu lavaboya yapmıştır yarım saattir meğerse onu temizlemekteymiş. ayakta zor durması nedeniyle kendisine hızlıca yol verilmiştir. iptal olan kadın hocamızı ise küvete oturtuyorum ve suyu açıyorum. sabah kendine geldiğinde utanmasın diye etrafı temizliyorum. olanlar yetmezmiş gibi kusmuk temizliyorum. kafamda hep hastaneyi arasam mı düşüncesi var. sıcak suyun altında oturuyor. kahve yapıyorum ama gözünü bile açamıyor. yaz mevsiminden mütevellit beyaz t-shirt giymiş ve onun ıslandığını düşünün birde. zaten şortunu ben çektim. utançtan yerin dibine geçiyorum her banyoya geldiğimde. neyse sonuç olarak rezalet bir gece oluyor devamında yaşananları yazamayacak kadar utandığım için paylaşmak istemiyorum.

ve evet ben bu hocalarla 1 yıl daha aynı okulda aynı derslerde bulunuyorum. olayın asıl kahramanı kadın hocamız defalarca benden özür diliyor. ama ikimizde asla aynı ortamda bulunmuyoruz. ben zaten temsilcilikten o hafta ayrılıyorum. hocamızın derslerinde en arkada oluyorum ve mezuniyet eğlencesinde kendisini meyve suyu içerken görüyorum.*

arkadaşlar asla saygı duyduğunuz insanlarla aynı ortamda sarhoş olmayın sonucu çok kötü oluyor.
devamını gör...
gerçek dost edinebileceğin ile alakalı savunmasız ve iyi niyetli bir düşünce.

hele ki başarılı bir öğrenci isen ve akademik kariyer için çalışıyorsan.etrafındaki herkes dostun değil, rakibin olabiliyor.

karakter , pahalı bir yapı.
devamını gör...
en büyük, en kötü, en gibi söylemler bana saçma geliyor.

üniversitede ilk zamanlarım fazlasıyla sorgulayarak geçti, bulunduğum yer bana dar geliyordu, sürekli gün sayıp yaşadığım şehre gidiş dönüş biletleri alıyordum. otobüs bileti aldığım yer artık “her zamanki yeriniz değil mi” karşılamasıyla ben bir şey söylemeden istediğim köşeden bilet kesiyordu.

velhasıl bu kadar bir kaçışa gerek yoktu. daha güzel şekilde değerlendirilebilecek zamanlarımı sürekli yollarda geçirdiğim için pişmanım. kendime göre olan insanları ayırt edip onlarla arkadaşlık edecek özgüvene ve farkındalığa zamanında varamadığım, elimdeki fırsatları daha iyi değerlendiremediğim için pişmanım.

şu an ki ben’im gülüp geçtiğim şeyler o zaman kabus gibi üzerime çöküyordu. böyle böyle kayıp gidiyor işte zaten.
devamını gör...
asıl istediğim bölümü söylemeye bile cesaret edememem.
devamını gör...
çok ciddiyim üniversite okumak.

vakit kaybı safi. 3. sınıf ülkelerde ticaret tek açar kapı. bunu gençken idrak etmek lazım.

şimdiki aklım olsa direkt ticarete dalardım kafa göz. 20 yaşındaki cahil cesareti bi başka oluyor. 1000 defa batsan 1001. hamleyi yapabilecek kadar m.lsın ama atarsın. illa tutar.

bizim gibi ülkelerde okumak, sadece kişisel zulüm. akıl en büyük düşmanı oluveriyor insanın.
devamını gör...
üniversiteye gitmiş olmanın pişmanlığı.
devamını gör...
ingilizce'yi ilerletip erasmus yapmamış olmaktır.
devamını gör...
12.
herhalde fakülteye bakıp; bu insanlar da benimle aynı mesleği paylaşacak dediğimdir malesef. ne bileyim lisemdeki troll adamlar bile daha zeki, kültürlü insanlardı.zeka, kültür önemli gençler.
devamını gör...
değmeyecek insanlarla vakit öldürmek.

edindiğim her arkadaşlığın- dostluğun kalıcı olacağını düşünmek.
devamını gör...
büyükşehirde değilseniz memleketinde üniversiteyi okumak. aile evi fiziksel baskı yapmasa bile psikolojik baskı yaratıyor.
devamını gör...
15.
üniversite de tanıdığın kişiler dostun olmuyor. herkes çıkarı için seninle arkadaşlık ediyor. tercih yapmadan önce seçeceğiniz okulu bir gidin görün, aksi halde kampus hayatı olmayınca ya da beklentinizin altında olunca ben bunun için mi çabaladım diyorsunuz. konuları son güne bırakmayın, vize ve finale her daim hazırlık olun.
devamını gör...
16.
verilen banka kartının işlevlerini öğrenmeden umarsızca harcama yapmaktır. hala borcumu ödemek için uğraşıyorum.
devamını gör...
gezip tozup sürtmek yerine akıllı uslu bir kız olmak.
pişmanım. keşke her boku dağıtsaydım.
devamını gör...
pandemiye denk gelmesi
devamını gör...
laf aramızda katy perry'nin ankara şubesi gibi bir kız vardı fakültede. bana aleni bir şekilde yürümüştü ama yaşım ufakti anlamamıştım. zaten büyük benden. ah ulan.
devamını gör...
kütüphanenin kıymetini bilemedim. ahh ahh.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"üniversitede yaşanmış en büyük pişmanlık" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim