maalesef ki öyle.
devamını gör...
daha türkiye hayata atılmak için çok gecikmişken biz ne yapalım değil mi?
ülkece çok zor günler geçiyoruz. ne olacak la bunun sonu? daha o bile belli değil.
türkiye niye bu kadar belirsizsin yavrum. beni çok yoruyorsun.
devamını gör...
türkiye ve benzeri ülkeler için (şili, venezuela vs) modern marksist teorisyenlerden biri "under developing country" terimini kullanmış 70'lerde. sözlüğe bakmayın çevirisi yok. "az gelişmekte olan" anlamına geliyor. öteki underdeveloped az gelişmiş demek.
gelişmişliğin pek çok göstergesi var. ülkenin kişi başına düşen reel milli gelir bu göstergelerden biri. insanların temel insan gereksinimlerine ulaşım düzeyi, bireylerin kendilerini mutlu ve güvende hissetmeleri diye gidiyor liste.
bu bağlamda gidecek olursak, 2003-2007 arası, a ko p iktidarının pençelerini yere geçirmek için suratına melek maskesi taktığı dört yıllık süreç (kısmen) hariç, kurulduğundan bu yana türkiye cumhuriyeti, vatandaşları, yurttaşları için bir cehennem.
cehennemin içinden de mamur, gelişmiş bir ülke çıkmaz.
devamını gör...
ülkemiz şahlanıyor siz ne diyorsunuz.
devamını gör...
peki gelişmişliği neden araç üzerinden değerlendiriyoruz? valla avrupadaki insan için tren, metro daha iyi ulaşım araçları (hele de metropollerde). ama istanbul’da toplu taşıma bir çile olduğundan arabayı rahatlık görüyoruz. dolayısıyla evet ülkenin geri kalmışlığını doğrulamış oluyoruz çünkü arabadan, ulaşımdan önce eğitim olsun gıda olsun pek çok önemli nokta yok mu? amaan neyse.
devamını gör...
ülkeyi düşünmekten kişisel problemlerime asla odaklanamıyorum. nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça
devamını gör...
çok geri kalmış değiliz kalmıyoruz durmuyoruz da direk geriye doğru koşuyoruz aslında.
teknolojinin geri kalmakla veya gelişmiş olmakla bir alakası olduğunu düşünmüyorum. metro istasyonları bile bizden daha az olan ülkelerdeki insanlar en azından yerlere çöp atmıyorlar. teknolojide çok ileriye gitsek bile* doğayı kirletip dünyayı mahvediyorsak açıkçası bunun gelişmişlikle uzaktan yakından bir alakası olduğunu düşünmüyorum. kaldı ki ülkedeki çoğu teknolojik gelişmeleri yabancılara yaptırıyoruz.
aslında burada en önemsediğim mevzu, kadınların konumu. ana dilimizde bile eşitlik var, ayrım yok. hatta bildiğim bir kaç a1 seviyesi dilde bile her zaman kadın erkek ayrılıyor, en basit herkesin bildiği he/she/it "o" demek bile ayrılmış. biz direk o diyoruz ya ne kadını ayırıyoruz ne erkeği hatta tüm canlılar eşit hayvanlara da çiçeklere de o diyebiliyoruz.
eski türk toplumunda kadınlar ve erkekler eşit haklara sahipti. şölenlerde, kurultaylarda hatunda mutlaka hakanla birlikte bulunurdu. hatun devlet yönetiminde hakanla aynı haklara sahipti. hatta yanlış hatırlamıyorsam büyük hun devleti adına çin ile ilk barış antlaşmasını mete'nin hatunu imzaladı ve bizde devlet yöneten kadınlar, çinlilerde insan sayılmaz, kadınlara isim verilmezdi. herkesin dünyanın düz olduğunu düşündüğü çağda çoğu toplumlardan hatta şuanki halimizden bile daha medeniyken, şimdi bu hale gelmemizde geriye doğru koşarak gittiğimizi gösteriyor. eskiden kadınlar ata binip ok atar, savaşlara katılırlardı ama bu dönemlerde "kadınlar hiç bir şeyi anlamaz. hiç bir şeyi beceremez.kadınlar güçlü olamaz. ağır spor yapamazlar. tek görevleri köle olmak ve çok bilgili erkeklerin* dediklerini yerine getirmek, çocuk büyütmek, yemek yapmak, bulaşık yıkamak ve susmaktır." diyen bir topluma nasıl dönüştük biz? nasıl bir çağ atladık ki? evet burada arap sevdasına düşmemiz büyük bir etken ama ya uyuyanlar? tüm hayatımız, toplumumuz değişirken yıllarca horlamayı nasıl becerdiler acaba?
devlet yöneten kadınlardan, hiç bir şeyi beceremez denilen yeni kadınlara.
enteresan olan kısım ise bazı kadınların bunu kabullenmesi ve horlamaya devam etmesi. bu durum gösteriyor ki yıllarca uyuyup "evett evetttt bir medeniyet gördüm sanki" diyerek rüyalar görecek olmamız.
devamını gör...
insan kalitesi olarak yerlerde olan bir ülkeyiz.

türkiye'de aydın geçinenler doğuya doğru seyreden bir geminin güvertesinde batı yönünde koşturarak batılılaştıklarını sanırlar." 
devamını gör...
biz çok geride değiliz,diğer ülkeler çok aşırı ileride. silivri soğuk.
devamını gör...
açıkçası çok geri kaldığımızı düşünmüyorum ama teknolojinin her gün geliştiği dünyada asla elindeki bilgiyle yetinemezsin kendini geliştirmen gerek ama bırakın gelişmeyi biz geri gitmeye çalışıyoruz. şuan aşırı geri kalmış bir ülke değiliz ama biz bu tarihimizle böbürlenip sürekli eskideki gibi yaşamak istedikçe, kendimizi geliştirmedikçe, eğitime ve bilime sistemli bir şekilde önem vermedikçe, ülkemizi geri kalmış toplum artığı mültecilerle doldurdukça ve en önemli konu ve yol gösterici olarak dine saplanıp kaldıkça birkaç sene içinde o kıvama geleceğiz gibi duruyor.
düşünün dünya uzayda yaşam ararken, her gün yeni birşey üretip hayatına sokarken ve hayatımızı nasıl daha da kolaylaştırırız diye düşünerek yeni birşeyler üretmeye çalışırken; bizim daima günlük gündemimiz o neden öyle giyindi, şu neden oruç tutmuyor gibi kişinin kendisini ilgilendiren şeyler oluyor.
ülke bütçesinde en büyük payı diyanet alıyor. eğitim müfredatı zaten ezelden bitik. en basitinden haftada zorunlu 3-5 saat ingilizce eğitimi alırdık. minimum 8-12 sene zorunlu eğitim aldı herkes. kaçımız az da olsa ingilizce biliyoruz? ingilizce aşıklısı olduğum için söylemiyorum, hoşumuza gitse de gitmese de evrensel bir dil ve çoğu şeyi adamlar üretiyor. üretmiyoruz e üreteni de anlayamıyoruz. üstünde türkçe çevirisi olmasa en basit ürünleri bile kullanamayız çoğumuz. zaten çevirisi olsa da okumaya erinen bir milletiz.
milletin genelinin en önemli gördüğü konu din ama onu bile okumayız. en fazla üstüne düşen bile okumaktansa kolaya kaçıp başkasından dinlemeyi tercih ediyor ve dolayısıyla herkes kafasına göre bir şey söylediğinden bu kitleyi istediği gibi yönlendirebiliyor. bu denli dinle kandırmanın ve otomatikman dinin siyasi malzeme edilmesinin üstüne yazmama dahi gerek yok.
işi ehline vermiyoruz, tanıdık torpil olayından bir kurtulsak aslında her konuda yetenekli insanımız da var bilgili insanımız da. en basitinden futbolumuzda bile kararları hayatında futbol oynamamış insanlar veriyor. kariyerinde uluslararası başarı dahi olan insanlar kenarda duruyor, fikri bile sorulmuyor.
herkes alanı dışındaki işlere bile burnunu sokup kendi işini yapmıyor. diyanet işleri tarım bakanının adına mı ne olay yorumlamıştı bi ara, tarım bakanı içişleri bakanı gibi konuşur, içişleri bakanı futbol yorumlar öyle gidiyor sistem.
ve en önemlisi okumaya teşvik edecek bir şey kalmadı. zaten kısa yoldan sonuca gitme meraklısıyız. eh bir de okuyanı iş bulamıyor, bulsa okumamışla aynı maaşa çalıştırılıyor. o zaman öğrencinin kendisi ne okuycam zaman kaybı diye düşünüyor, ailesi gereksiz masraf işe girsin diye düşünüyor. örneği kendimden vereyim üniversite mezunu isg uzmanı eşimle aynı maaşı alıyoruz, ben güvenliğim. onun okurken devletten aldığı kredi yüzünden borcu falan var, benim arabam.
son olarak tiktok falan gibi uygulamaların da toplumumuzu da dünyayı da etkilediğini düşünüyorum. bir taraflarını açıp kolay yoldan ünlü olmak, parayı bulup iyi hayat yaşamak, böyle eğlenmek varken kitap okumak, hobi edinmek, daha düşük gelir elde etme ihtimalinin yüksek olmasına kim sıcak bakıyor? fiziği falan güzelse sıradan kızlar bile instada bir dünya takipçi ediniyor, reklam falan alıp para kazanıyor? adam edebiyata yönelip kitap yazayım dese iyi bir yazar olma ihtimali yüzde kaç? gençken herkes yazmayı denemiştir kaçımız bir şey yazıp ünlenebildik? ama birkaç video çekip tanınma, kısa vadede parayı vurma olasılığı çok daha olası görünüyor herkese.
devamını gör...
bu düşüncede olan birine şunu demek isterdim gerçeğidir. " çıkar cebindeki telefonu"
devamını gör...
bir gerçektir.

neredeyse her gün kadına şiddet ve tecavüz haberleri var.
eğitim sistemi çok kötü.
üni mezunlarının büyük çoğunluğu işsiz.
adalet sosyal medyadan sağlanmaya çalışıyor.
herkesin geleceği ile ilgili türlü türlü kaygıları var.
ekonomi çok kötü, dolayısıyla da herşey çok pahalı.

belki afrika ülkeleri kadar geri bir ülke değiliz, ama bu saydıklarımın hepsi, geri kalmış ülkelerde fazlasıyla var. gerçi o geri kalmış ülkelerin çoğundaki vatandaşlar da, bizim ülkemizde olduğu gibi, dini afyonlarla uyutulduğu için farkında değiller bu durumun. ilköğretim'de bize türkiye'nin gelişmekte olan bir ülke olduğundan bahsetmişlerdi. keşke gerçekten de öyle bir ülke olsaydık.
devamını gör...
günler gecelerce tartışsak da düzeltemeyeceğimiz acı gerçek.
devamını gör...
pazardaki fiyatlardan ev kiralarına kadar maslow piramidinin ilk adımında takılıp kaldığımızı her alanda yüzümüze çarpan acı gerçek..
devamını gör...
zamanın geriye doğru ilerlediği tek ülkeyiz diyemesem de bu kadar geriye gidebilmiş ve durumdan gayet hoşnut halkı olan tek ülkeyiz diyebiliriz.
devamını gör...
değiliz aslında. yaşam standardı, teknoloji, dünyadaki yenilikler konusunda iyiyiz. parası olan için her şey çok kolay ulaşılabilir durumda. her şeyin iyisi, güzeli, kalitelisi, lüksü var ülkemizde. sorun, herkes için erişilebilir olmaması. yaşam kalitesiyle ilgili olarak; hak ve özgürlükler ile demokrasi meselesi var ki silivri çağrışımı yapıyor*.
devamını gör...
abartmayın siz de. afrika ülkelerinden birine gidin isterseniz.
devamını gör...
geri kalmakla yetinmeyip, geri kalmakta ısrar eden bir ülkedir.
devamını gör...
atatürk ü anlamakla beraber doğmuş düşünce tarzı. köy enstitü lerin kapatılması.
devamını gör...
geri kalmış bir ülke demeyelim de, siyasi politikaların yol açtığı durum diyelim. yoksa gayet güzel bir ülkeyiz. siyasal politikalar din gözetilmeksizin yapılsa toplumsal zihniyet en azından bu şekilde olmazdı.
t: türkiye'nin çok geri kalmış bir ülke olduğu gerçeği.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"türkiye’nin çok geri kalmış bir ülke olduğu gerçeği" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim