tasavvuf, ilahi gerçekliğe, ruh bilinciyle ulaşmayı amaçlayan, evrenin ve yaratıcının sırları konusunda dini kitapların verdiği bilgiyle yetinmeyip, bu konulara dair, ruhu temizleyen, aydınlatan, yaratıcının bilincine ve evrenin sırlarına dair, bilgilere ulaştıran ve bu bilgilerin sınırlandırmalar, yöntemler ve düşünceler geliştirip çözülebileceği görüşüdür.
tüm dinlerin mistik veya tasavvufi bir tarafı vardır. islam tassavufunun konusu, değişimi ruh ve bilinç yoluyla gerçekleştirmek ve bu değişimi öğrenip yaşamaktır. abbasiler döneminde gelişen islam tasavvufunun en bilinen sistemi
vahdet-i vücud (varlığın birliği) anlayışıdır.
muhyiddin ibnü’l-arabi tarafından sistemleştirilen bu teori, yaratılmış varlıkları, yaratıcının bir parçası olarak görür ve bu varlıkların yaratıcının varlığını ispatlayan somut deliller olduğunu savunur.
muhyiddin ibnül-arabi,
füsusu'l-hikem ve
fütu-hatu'l-mekkiyye gibi eserlerinde vahdet-i vücud’un esaslarını açıklayıp tanıtmıştır. fakat bu görüşler; bazı islam bilginleri tarafından sert tepkiyle karşılanmış, günümüzde de devam eden tartışmalara yol açmıştır.
tasavvuf görüşünü kabul etmeyenlere göre, tasavvuf kur'an'da, allah’ın iradesine teslim olma ve peygamberin hayatında çilecilik ((gbkz: zühd)) olarak yaşanılan halin teknik ve kavramsal bilgisine verilen addır. islamın ilk devirlerinde bütün diğer islami ilimler (tefsir, hadis, fıkıh vs.) gibi tasavvufta tekil bir ilim olmayıp, kur'an ve hadislerin içinde bulunur. benzer olmakla beraber tasavvuf görüşüne karşı duranların, dayanak noktası evrene ve yaratıcıya dair tüm sırların zaten yaratıcı tarafından verilmiş olması anlayışı ve bu anlayışa dair yöntemlerin, belirlenmiş olduğu görüşüdür. yani yaratıcıya bağlı varlığı, yaratıcının yöntemlerinden ve düşünce sisteminden ve belirlenmiş sınırlandırmalarından azade görmez. yaratılanı yaratıcıya, yaratılanın değil, kutsal kitapların, peygamberin ya da yaratıcının şartlarıyla bağlar.
tasavvufun ortaya çıkışı, yayılışı ve zamanla yönünü tarikat adı altında belirlemeye başlamasında iki önemli faktör var. bunlardan biri manevi özelliklerin, dönemin manevi kişilerinde toplanması ve ortaya çıkması, ikincisi ise tasavvufun zamanla halk tabakalarına yayılarak her sınıftan insanın tasavvufa ilgi duymaya başlamasıdır.
devamını gör...