101.
ben de uzun yıllardır bu fobiyle yaşıyorum. çok düşündüm nasıl oldu bu diye ama sağlam bir cevap bulamadım galiba yavaş yavaş oluyor insan uzaklaşıyor anlaşılmadığı için, kötülükleri gördüğü için, insanlardan umudunu kestiği için. çok iyi bilirim 26 yaşında olup 7 yıl bir odada ömrünü oyalayarak ölümü beklemenin nasıl kötü ve acı verici oluğunu.
devamını gör...
102.
bende olduğunu düşündüğüm bir fobi. fazla sosyalleşince artık evime dönmek ve odamda kendi alanımda sosyal bataryam şarj etme isteği duymak, yemek söyleyemeyiz dakikası biten arkadaşımla konferans yapıp yemek söyletmek vs...
bide benim sosyalleşmekten rahatsız olduğumi bile bile üzerime gelip zorla sosyal durumlarda bırakanlar var. umarım saçlarına örümcekler düşer öyle insanların.
devamını gör...
103.
bir tür anksiyete bozukluğudur. kişi sosyal ortamlara girmekte çekinir. aşırı kaygı hisseder ve kendiri geri çekme davranışı sergiler. öğrenilmiş bir davranıştır. her öğrenilmiş davranış gibi bu davranış da söndürülebilir ve değiştirilebilir. en yaygın tedavi şekli bilişsel davranışçı terapidir. ancak varoluşçu psikoterapinin de etkili olduğunu naçizane düşünüyorum.
devamını gör...
104.
şimdi geçmişe dönüp baktığımda gülüyorum o hallerime.bir kafeye gidip oturamıyordum bile.herkes bana bakıyor gibi gelirdi.bak fısıldaşıyorlar kesin benim hakkımda...bak bak gülüyorlar kesinlikle dalga geçiyorlar seninle derdim kendime.hem arkadaşlarımın yardımıyla hem de kendimi zorlayarak olsa da atlattım bu durumu ama sadece gerçekten yaşayanlar bilir zorluğunu
devamını gör...
105.
ainsworth bağlanma kuramıyla ilgili, bebeklikten başlar. hatta anne karnından.
devamını gör...
106.
pandemi başladığından beri evden çıkmayan biri olarak söylüyorum ki burnumun ucunu dahi balkondan çıkaramıyorum artık hareket eden şeyler gördükçe garip hissediyorum ve güvende olmadığımı düşünüyorum.
devamını gör...
107.
markette , mağazada vb yerlerde bir şeylere dokunamama hali. önümüzde ki yıllarda bilmemne fobi olarak ortaya çıkacak fobik akım.
devamını gör...
108.
hakan günday'ın daha kitabında çok iyi işlemiş olduğu başlık.
devamını gör...
109.
azı karar çoğu zarar bir çeşit fobi.
devamını gör...
110.
bu fobinin her insana göre hal durumları değişiyor takdir edersiniz ki.mesela insanlarla görüşmekte bir sıkıntı yaşamıyorum, hatta eski mesleğim oyunculuktu.tahmin edersiniz ki onlarca kişinin karşısında sahnede bulunuyordum.fakat bendeki türü aşırı kalabalık mekanlarda, kendimi güvende hissetmediğim günlerde resmen atak geçirtiyor.nefes alamıyorum ve kendimi derhal eve atıp yatağa yatmak istiyorum.allahtan bu durumu çok nadir yaşıyorum yoksa bununla yaşamak çok zor olurdu.
devamını gör...
111.
fazlası kötü bir olay, üniversite döneminde bir arkadaşımın bireysel ilişkileri çok iyi ama kalabalık ortama girince kendini kapatıyordu. bir ders için sunum yapması gerekince günlerde hazırlık yapıp, o gün gelip çattiğında derse girmeden alkol almak zorunda kalmıştık.
daha sonra iş hayatına girince o fobiyi yıktı. ne yaptı,nasıl yaptı hâlâ öğrenemedim.
devamını gör...
112.
dışarı çıkamıyorum.
devamını gör...
113.
arka planında nice yanlış davranışların neden olduğu hastalık.
devamını gör...
114.
deniz göktaş diyince akla gelen durum.
devamını gör...
115.
çözüm için karşınızdaki insanları alaturka tuvalette ıkınırken hayal edin.
devamını gör...
116.
sahip olduğum -sanırım asla beni bırakmayacak olan- bir beladır.
devamını gör...
117.
yeni insanlarla tanışmak işkence gibidir. onlara kendini anlatmak, onları anlamak, tanımak vs. zaten pek konuşamıyorum. konuşmam beklendiğinde terliyorum, kekeliyorum, ellerim titriyor, gözlerim seğiriyor... insanlara 'neden sessizsin?' diye sormayın, rica ediyorum.* nasıl geçer ya da nasıl hafifler bilmiyorum ama sanki ömrüm boyunca beni hep takip edecek.
devamını gör...
118.
eğer yaşınız 22-23'ten küçükse çok takmayın, zamanla geçer. ben 22 yaşına kadar baya sosyal fobi sahibiydim markete giderken, caddede yürürken elim ayağım falan titrerdi, tanımadığım insanlarla konuşmaya çekinirdim. sanırım liseye geçmeden bi kaç sene önce başlamıştı çünkü ilkokulda baya neşeli hareketli ve sosyal bi çocuktum, hocalar da severdi beni ama 7-8. sınıfta derste konuşamıyordum, özellikle kızlardan çok çekiniyordum. sebebi neydi bilmiyorum ama liseye geçtiğimde çok daha ağırlaştı durum, bi şekilde atlattım bu yılları üniversiteye geçince açılacağım diye kendime misyon edinmiştim ama o da olmadı hatta üniversitede en kötü zamanlarımı yaşadım, artık anksiyete krizlerine girip evde duvarları yumrukladığımı bile hatırlıyorum. zaten kendimi eve kapatmıştım o dönem, okula gidip ot gibi kampüste dikilip eve geri dönüyordum. 2. yılında üniversiteyi bıraktım yeniden üniversiteye hazırlanmaya başladım, o sıra 20 yaşındaydım istanbul'a üniversite okumaya gittim. hemen olmadı ama 2 yılda tüm karakterim değişti, neden bilmiyorum çok da sorgulamıyorum sanırım esas olay sürekli bu zihinsel rahatsızlığa direnmemdi. hiç bir zaman "tamam ben böyle bir insanım, böyle yaşayacağım" demedim. çok çekinsem de yeni üniversitemde her taşın altına elime soktum. utana sıkıla her sosyal aktiviteye dahil oldum. böyle böyle kurtuldum.

şu an insanlar çok umrumda değil açıkcası, beni yeni tanıyan insanlar genelde bana "olum sen deli misin?" "ben bunu yapsam çok utanırdım nasıl yapıyorsun böyle şeyleri" "çok cins bi insansın" diyorlar. bu sorun tecrübeyle çözülüyor, oturduğunuz yerden sosyal fobiyi dindiren müzik dinleyim de iyileşeyim diye düşünüyorsanız öyle bişey olmayacak. biraz kendinizi zorlamanız gerekiyor, hatta çok zorlamanız gerekiyor. sosyal tecrübeler edinmekten çekinmemeniz lazım, utanmaktan-yüzünüzün kızarmasından, kekelemekten çekinmemeniz lazım ve en önemlisi sürekli insanların ne düşündüğü düşünmeyi bırakmanız lazım.

not: her sosyal tecrübe kendine hastır. bi insan sosyal kelebek olduğu halde sunum yapmaktan ölümüne korkuyor olabilir, ya da tam tersi her gün çekinmeden sunum yapıyor olmasına rağmen tanımadığı insanların yanında lal kesiliyor olabilir. tüm bu sosyal tecrübeleri tek tek edimlemek gerekir. bunu yapmanın tek yolu da yılmadan denemek.
devamını gör...
119.
liseye kadar genel olarak "pısırık" olarak adlandırılabilirdim ama sonrasında sadece "yapsam, söylesem hiçbir şey olmaz ki" kafasına girdim ve bir anda her şey fark etmeye başladı. davranışlarım olsun, konuşma stilim olsun, kullandığım kelimeler olsun değişmeye başladı. hâlâ arada sırada çekindiğim olsa bile içimden hep "hiçbir şey olmaz, rahatlarım" diye geçiriyorum.
devamını gör...
120.
henry miller'in insomniasında bahsettiği durumu hatırlatmıştır. "zamansız doğmuş insanlar vardır.ülkesiz,sınıfsız,ve geleneksiz doğmuş insanlar vardır.yaşamı tek başına sürdürmeyi seçenler değil tam olarak;sürgünler,gönüllü sürgünler.bunlar her zaman da duygusal değildir:belirli bir şeye ait değildirler yalnızca,yani hiçbir yere ait değildirler."
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sosyal fobi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim