orijinal ronaldo.

lakabı el fenomeno'dur.

17 yaşındayken 1994 fıfa dünya kupası'nı kazandı.
1998 fıfa dünya kupası'nda, brezilya finalde elenmesine rağmen turnuva oyuncusu olarak altın top kazandı.
2002'de ikinci dünya kupası da kazandı.

kulüp kariyeri ise sırası ile ;
cruzeiro
psv eindhoven
barcelona
ınter
real madrid
ac milan
corinthians
2011: emeklilik
devamını gör...
canınız sıkıldığında youtube'a girin attığı golleri izleyin, tüm sıkıntılarınızı unutturacak futbolcudur. 2002 dünya kupasındaki saç modelinden kestirmiştim saçımı.
devamını gör...
kaleciyi de çalımlamak gibi çok pis bir huyu vardı.
devamını gör...
gerçek ronaldo'dur.
devamını gör...
saç stiliyle çok canlar yakmıştır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
yine akıllara gelmiş narin bilekli. günümüzde bir dünya yıldız futbolcusu var deniliyor. gerçek ronaldo bunları top diye oynar.
devamını gör...
futbol izlemeyi daha bırakmamış olduğum dönemin yıldızlarından, tanıdığım tek ronaldo.**
devamını gör...
canım futbol çekince videolarına düştüğüm futbolun peygamberi.
devamını gör...
gözlerim yaşarır ne zaman fotoğrafını görsem. ronaldo'yu hiç seyretmemişlere onu anlatmak imkansız. hele hele tüketim toplumunda onu her 2-3 yılda bir birileri ile kıyaslamak, karşılığında onun galip gelmesini sağlamak, daha da imkansızdır. the phenomenon, sadece fizikçilerin bir ortamda oturup konuşabileceği ve üzerine tartışma açabilecekleri konulara benzeyen, konuşmak için mesai tüketmeniz, onun futbol derslerini günü gününe almış olmanız gereken bir futbolcudur. anlatırken bile gözlerim dolar. yenilerin attıkları gollerle, çıktıkları maçlarla, yaptıkları şeylerle fenomen'in karşısına çıkarılmaları, sadece onu seyretmemiş olanların tarafından yapılacak bir şeydir. onu seyretmiş olanlar ise bu tip tartışmalara dahi girmezler. hafızalarında muhafaza ettikleri o futbol tanrısına daima saygı duyar, daima bağlı kalırlar.

iki fenomen var: birincisi ilk çıktığı andan itibaren olmak üzere, inter'deki feci sakatlığına kadarki fenomen; ikincisi 1998 dünya kupası finali tartışmalarına sebep olmuş ve karşılaşma öncesi ne yaşadığı hala muamma olan, 2002 dünya kupası öncesinde yani 2001-2002 sezonu bitiminde, sürekli sakatlıklar sonrasında "acaba kaç maç oynayabilir?" sorularını tokatlayarak dünya kupası'nı alıp, brezilya futbol tarihinin kim bilir? belki de son dünya kupası'nı ülkesine getiren. dünya futbolu o kadar büyük bir evrim geçirdi ki, brezilya milli takımının 1950-2002 arasında yarı finalleri, finalleri alışkanlık haline getirmiş olan geleneği, 2002 sonrasında bırakın final görmeyi yarı final bile görmeyi kendisine büyük başarı sayacağı hale geldi. ve bu durum 20 yıldır böyle. avrupa futbolunun bu kadar güçlü olması sonrasında bir daha ne zaman kupa alır hatta final görür büyük soru işareti.

öyle bir futbolcu hayal edin ki sakatlık öncesi ve sonrası resmen iki ayrı dönem olup, buna rağmen iki ayrı döneminde de ballon d'or ödülünü almış olsun. öyle bir futbolcu hayal edin ki kendine asist yapan, kendine gol hazırlayan ve 4-5 kişiyi çalımladıktan, topu 40-45 metre sürdükten sonra nabzında hiçbir değişiklik olmamış gibi gol vuruşu sırasında zamanı durdurmuş, nazik bir şekilde ağlara bırakabilmiş olsun. futbolseverlere sesleniyorum, sizin videolarda gördüğünüz o anları biz canlı yaşadık. televizyon karşısında büyülendik ve ağzımız tekrar tekrar açık kaldı. brezilya milli takımı türkiye ile karşılaştığında, yarı finalde bize öyle bir gol attı ki, attığı golün tahmin edilemezliği bugün bir daha tekrarlanabilmiş değil.

birçok tanımda gönderme yaptığım newton-einstein ilişkisi, bu tanımda da olacak mutlaka; çünkü günün heyecanına kapılıp, dokunmatik ekranın bile olmadığı ve hatta dünyanın yüzde 80'inin cep telefonu ile tanışmadığı bir dönemle, teknolojinin uç sınırlara ulaştığı dönemi karşılaştırarak, yüksek muhtemel yaşadığı ağır sakatlıkları teknolojinin, bilimin geçiş süreci yaşadığı 90'larda yaşamış olan bir futbolcuyu yeni nesillerle karşılaştırıyorlar. her 3 sezonda bir neredeyse devrim yaşayan futbol, 90'lardaki ve 2000'lerin başındaki bir futbolcu ile 2010 ve 20'li yıllardaki futbolcunun karşılaştırmasını kabul etmez. her bilim insanının kendi olanakları, kendi koşullarında değerlendirilmesi gerektiği gibi, her futbolcu da sadece kendi döneminde değerlendirilir.

birkaç kişiyi çalımladıktan sonra ceza sahasına topu getirip şık bir şekilde topu ağlara göndermeyi futbol literatürüne silinmez şekilde yerleştiren ronaldo, bu tabirin kullanılmaya başlanmasını sağlayan bir futbolcu olarak ve bunu daha modern olmayan çimlerde, daha modern olmayan stadyumlarda yapmış olarak futbolun isaac newton'ı olmuştur. spektaküler çalımlarla gol atma tabirini kazandıran diego maradona'dan aldığı bayrağı, bunu bir forvet oyuncusu olarak ve sayısal tabloda daha sık tekrarlayarak popülarize etmiş ve milyonlarca futbolseverin ekran karşısına geçmesi için yeni bir neden vermiş, yüksek muhtemel ilk defa gerçek bir sponsorluk anlaşması ile - ki bu sponsorluk anlaşması öyle bir anlaşma ki 1998'deki dünya kupası finaline kötü hissetmesine rağmen, endüstriyel futbolun ilk adımlarının atıldığı o anlarda çıkmak zorunda kalmış - bir futbolcu milyonlara ulaşmıştır. kendi adına özel üretilen ayakkabılar ilk defa bu kadar sembolize edilen, ilk defa kişiye özel ayakkabı serisi çıkarılan futbolcularda başı çeken, giydiği sarı, mavi ayakkabılar ile resmen bir sembol olan ronaldo, hiçbir şekilde, hiçbir futbolu ile karşılaştırılamaz.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

hiç şüphesizdir ki, thriller'dan daha da güzel müzik klibi çekilmiştir, örneğin rammstein'ın deutschland klibi. fakat bir numara, her zaman bellidir. onun yeri ulaşılmazdır ve onun yarattığı heyecan, hiçbir şey ile karşılaştırılamaz bir heyecan, bambaşka bir durumdur. ronaldo, futbolun thrillerıdır. yerine ne birisi koyulabilir ne de herhangi birisi onunla karşılaştırılabilir.

sayılarla anlatmadım. attığı gol sayısını yazmadım. sebebi ise onun attığı tek bir golün bile the phenomenon sıfatının karşılığı olmasıdır ki bu sıfatı karşılayan gollerden bir tane olmaması, onun ne olduğunun en büyük göstergesidir.
devamını gör...
kendisini izleyebilen nesil için 1 numaradır.
aksi düşünülemez, tartışılamaz.
olmayanları oldurmuştur, yapılmayanları yapmıştır.
ronaldinho'nun meşhur flip-flap hareketi kendisinden araktır.
robinho'nun meşhur fake adımları, yine aynı şekilde ondan araktır.


bu arada size detaylı ve birinci ağızdan doğrulanmış bilgi vereyim.
kendisini türkiye'de çıplak gözle izleyememizin sebebi mustafa denizli'dir.
(türkiye haklarına sahip olan menajerden aldığım bilgi)
o dönem milan ve ronaldo arasında sorunlar var. ronaldo sürekli sakat.
bir napoli maçında dönüyor laps 2 tane sallıyor.
sonra 2 maç daha oynuyor yine sakat.
bu sebeple milan sözleşme uzatmayacağız hatta feshedelim diyor.
o dönem menajer arkadaş ronaldo'ya türkiye pazarını soruyor.
özellikle de beşiktaş.
çünkü fenerbahçe zaten guiza'ya paraları dökmüş, üzerine forvet getirmek demek başkanın istifası demek.
galatasaray'da milan baros oynuyor, e takır takır atıyor oraya da olmaz.

neden olmasın diyor ronaldo. çat yıldırım demirören'e ulaşıyorlar, o da sever malum böyle sansasyonel şeyleri.
tamam diyor alalım.
senelik ücret, primler vs tamam anlaşılıyor en son hocanın fikri sorulacak.
mustafa denizli denilen vizyonsuz herif hayır diyor.
istemiyorum!
takım içi dengeleri bozabilir diyor önce, sonra forvet hattım gayet kaliteli.
ayrıca diyor, ronaldo futbolu zaten çoktan bıraktı.
bunca sakatlıktan sonra faydalı olamaz.
kaliteli forvet hattımız da bobo - nobre - holosko - batuhan karadeniz o dönem.
çıldırmamak elde değil.

velhasıl, olmuyor ronaldo işi.
corinthians ile sözleşme imzalıyor.
ligde o sene 10. sırada olan, sıradan bir takıma...
31 maça çıkıyor orada,
2 kere dizini parçalamış, bacaklarından 5-6 kere ameliyat olmuş o bitik ronaldo
102 dakikada bir skora katkı verip toplamda 18 gol 6 asistle futbola veda ediyor.

insan düşünmeden edemiyor, ligde orta sırada takımda bunları yaptıysa sene sonu şampiyonluğu alan beşiktaş kadrosuyla neler yapardı mesela?
işte bunlar hep vizyonsuzluk.
sırf "dünyanın gelmiş geçmiş en iyi forveti türkiye'de oynadı" reklamı için bile alınmalıydı.
buna benzer bir olay 3 seneye portekizli ronaldo'da da yaşanır diye bekliyorum.
umarım o zaman bir türk takımı paraya kıyar da getirir.
devamını gör...
en sevdiğim futbolcudur.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
herkesin aklında aynı soru: ya sakatlanmasaydi?
devamını gör...
hani ışık kirliliğine maruz kalsanız bile gökte parıl parıl parıldayan bir yıldız görürsünüz ya? işte o, ronaldo'dur. gökyüzünün en parlak yıldızı, bir şairin en güzel şiiri, en iyi aşcının en özel yemeği... seni anlatabilecek bir alfabe olsaydı, devrim yapardım.
devamını gör...
evet. ya sakatlanmasaydı?

sakatlıktan döndükten sonraki lazio maçı. ronaldo oyuna girer girmez sakatlanır ve stadyumdaki herkesin yaşadığı o üzüntü, el fenomeno'nun ne kadar büyük bir futbolcu olduğunu anlatır bize.

devamını gör...
el fenomeno. ibrahimovic'in idolü, zidane'nin "hayatımda gördüğüm en iyi futbolcu" dedigi bitirici. ronaldo topu orta sahadan alıp sürmeye başladığında sığır sürüsü üzerimize geliyor sanirdik demişti italyan savunmacinin biri. o derece hayvanı bir güce bir o kadar da tekniğe sahipti. kalmadı böyle adamlar. bu gece oynanacak şampiyonlar ligi finalinde ınter'in forveti olsaydı keşke.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"ronaldo luis nazario de lima" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim