#ödüllü filmler
drama / gerilim / suç
7.5 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

koku alma yeteneğini adeta sonar gibi kullanan koku takıntılı bir karakterin başrolünde olduğu film.

--! spoiler !--

bu vitaminsiz elemanın koku takıntısı yüzünden daha filmin başlarında kızıl saçlı, çilli, dünyalar güzeli bir kızcağız öldüyor. sırf kokusunu koklayabilmek için arkasından sinsi sinsi geliyor, kız bağırınca da ağzını burnunu kapatıp öldürüyor kızı. (nasıl sövdüm anlatamam o kız ölünce.) kız ölünce o güzelim kokusunun kaybolduğunu farkeden vitaminsiz, kokuyu hapsedebileceği yöntemler arıyor. (bkz: parfüm) ustası da buna bir efsaneden bahsediyor;firavunun mezarı açıldığında öyle güzel bir koku çıkmış ki ortaya koklayan herkes kendini cennette sanmış.

bu bizimkinin hayali oluyor ve güzel kokulu kadınları öldürüp öldürüp parfüm yapmaya başlıyor. en son öldürdüğü yine kızıl saçlı çilli bir dünya güzeli (tekrar bolca sövdüm) sonunda kokuyu yapıyor ve yakalanıyor.

idam alanına girerken parfümü de yanına alıp tüm herkese koklattığında alanda bulunan herkes kendinden geçiyor ve tüm şehir grup sekse başlıyor. böyle de manyak bir filmdir.

--! spoiler !--
devamını gör...
izlediğim en iyi yapımlar arasında olan filmdir.

böyle bir tutku, böyle bir azim görülmemiştir. spoiler vermemek adına bahsetmek istemiyorum. 10 kere izlediğim filmler arasında ilk 3tedir kendisi. ölmeden önce izlemeniz gereken filmler listesinde zirveyi zorlar. baldır o, candır o. *
devamını gör...
okulda arkadaşım edebiyat dersinde kitabının sunumunu yaparak, ballandıra ballandıra anlatmasıyla keşfettiğim, bir dakikası bile sıkmayan, ne kadar abartılsa azdır dediğim müthiş yapım. vaktim olursa önümüzdeki ay yeniden izlemeyi düşünüyorum.

herkesin zevkleri farklı ama bu film de ortak payda da buluşacağız. kesinlikle zaman ayırdığınıza pişman olmayacaksınız. garantisini veriyorum. 9/10 bak 9 diyorum o kadar iyi.
devamını gör...
özgün bir konuya sahip ilginç bir dönem filmi. filmde seyirciye anlatılan küçük nüansları çokça sevdim. klişe seri katil hikayelerinden oldukça farklı , etkileyici bir yapım. sinema tarihinin sarsıcı sahnelerine de sahip , bolca alkışı hakkeden film.
devamını gör...
perfume: the story of a murderer filmi patrick süskind'in perfume isimli romanından uyarlanmıştır. filmi de güzeldir ama kitabını okumanızı tavsiye ederim. her satırından buram buram beyninize koku gönderir.
devamını gör...
yazarı patrick süskind'in baş karakterin ne kadar kötücül olduğunu okuyucuya hiç unutturmadığı kitaptan uyarlanan filmdir. film bu performansı çok yakalayamasa da yine de iyi bir uyarlama olduğu söylenebilir. benim özellikle merak ettiğim ise kitabın sonundaki grup seks sahnesini filme yansıtmayı başarıp başaramayacaklarıydı orası ayrı ahdndjxndjdj.
devamını gör...
şu an okuduğun entryi girmeden önceki gün, sözlüğün discort* kanalında konuşabilmek için atlaya atlaya, acele acele izlediğim ve belki de bu yüzden hiç beğenmediğim film.


filmdeki metaforlari anlamamis olabilirim ama dayandigi temel su felsefe: ahlak anlayisimiz yanlis olabilir mi, iyi bir şey uğruna insanları öldürmek belki de kötü değildir, hayatta en hakiki mürşit sevgidir ve en dayanilmaz sey de sevgisizlik.

işte bu felsefik temel uzerine rezalet bir senaryo bina edip parayi basip ortalama bir seyler cikartin ortaya, alin size lerfume the story of cart curt. psikoloji yok filmde, senaryo çok yapay, çok cıvık cıvık, çok renkli. sırıtıyor.


notum 10 ama 100 üzerinden.*
devamını gör...
izlediğim gerilim filmleri arasında en iyilerinden biriydi. bak bunu kesinlikle izleyin. ben genelde kolay kolay bir filmi çok beğendim demem bazen izlerken sıkılır atlayarak izlerim ama bunu baştan sona 2 kez soluksuz izledim. öyle vurdulu kırdılı klasik değil konusu çok farklı. kitaptan uyarlama. kitabını okumadım ama filmini çok beğendim.
devamını gör...
konusunun yanında oyunculuk kalitesinin de çok yüksek olduğu filmdir. normal bir insanın milyonlarca katı daha fazla koku alabilen bir adamın hikayesidir. adamın kokulara olan açlığı, kokuları muhafaza edebilme isteği ve bunu yapamamanın yarattığı yıkım, sadece mimikler kullanılarak, göz yaşartıcı bir mükemmellikte anlatılmıştır. ayrıca izlediğim en garip biten filmdir. orgy sahnesinden bahsetmiyorum. ondan sonra yaşananlar da baya ilginçtir.
devamını gör...
2006 yapımı, patrick süskind’in kitabından uyarlanan film.

filmin , parfümün doğum yeri fransa’da geçmesi isabet olmuş. o dönem avrupa’sında banyo kültürünün olmadığı, yapılan dışkıların pencereden rasgele dışarı fırlatıldığını, şemsiyenin de aslında bu dışkılardan kurtulmak için icat edildiğini biliyoruz. parfüm de bu kokuları bastırmak için üretilmiş aslında.bilinen senede bir kere banyo yaptıkları ve hazırlanan banyo suyunda önce evin reisi, sonra karısı ve sırayla büyükten küçüğe çocuklar bu suda yıkanırlarmış. film, o dönemin bu pislik ve çöp dünyasını iyi yansıtmış.

ana karakterimiz jean. annesi pazarda balık satan bir kadın. o sırada doğum sancıları başlayınca oracıkta doğuruveriyor ama çocuğu oraya terkediyor. jean sonrasında yetimhanede büyüyor ama bir yeteneği vardır: olağanüstü koku duyusu. sonra bir parfüm imalatçısında iş buluyor. amacı, insan kokusunu hapsetmektir. bu nedenle de cinayetler işlemeye başlar. devamını getirmeyeyim ama sonu gerçekten şiirsel bitiyor. o son sahneleri şiire döksek, harika bir sanat eseri olur gerçekten.

film, 18.yy fransa’sını iyi yansıtmış. o tarihleri görmedik tabi ama o dönemde çekilmiş gibi bir hava veriyor. oyunculuklar fena değil. her şeyden önce konusu ilginç. değişik bir film arayanlar buyursun izlesin. iyi seyirler şimdiden.
devamını gör...
favori filmim hakkında entry girmemem benim ayıbımdır. uzun zamandır filmler hakkında da entry girmiyordum zaten. varsa yoksa uzun boş yazılar yazıyorum hep.

ya ben flörtlerim bana izlemelik film sorunca hep bu filmi öneririm. nasıl olurda entry girmem yahu.

patrick suskind'in ilk ve tek romanından uyarlanmış film. 1985 yılında yazmış kitabı. çıktığı dönemde ortalığı kasıp kavurmuş. yanlış hatırlamıyorsam rusya'da filan yok satmış kitap.

bu filmi ilk tarkovski çekmek istemiş ama daha sonradan bu kitabın filminin olamayacağını söylemiş. neden böyle bir kanıya varmış bilmiyorum adamlar baya baya taş gibi film çıkarmışlar. zaten bu tarkovski garip adam, kendisini hiç sevemedim niyeyse.

kitapta olupta filmde olmayan çok büyük bir kısım var tabi. en basitinden kitaptaki ana karakter jean abimiz baya çirkin tasvir edilmiş. filmdeki oyuncu ise baya yakışıklı. toplumun o suratı kitaptaki kadar dışlaması zor. neden böyle birşey yapmışlar bilmiyorum. ama yakışıklı çocuk iyi oynamış hakkını verelim.

konusuna gelecek olursak koku duyusu çok gelişmiş olan jean'in dünyanın en iyi kokusunu elde etmek için güzel kadınları öldürerek onlardan parfüm yapmasını anlatıyor. jean toplumdan dışlanmış, babası kim belli olmayan, ölse bile gömülmeyecek biri ama çalışkan azimli. aslında o kadar çalışkan olmayacakta ne yapacak. adamı çalışkan olmaya itmiş toplum. o napsın.
devamını gör...
kitabı yıllar önce okumuştum. filmi de izledim. kitaptan bağımsız bir gözle izlersek güzel film. ama işte sinema başka türlü bir iş. ticari endişeleri var, göze hitap etmesi gerekiyor olay akışının net olması ve sonunun seyirciyi tatmin etmesi gerekiyor. kitap okuruyla sinema seyircisinin beklentileri de birbirinden farklı oluyor çoğu zaman. bu nedenle çoğu kitap filme aktarılırken daha çok satar olabilmek amacıyla özgün hikaye değiştiriliyor.

buradan sonrası kitaba dair spoiler.

kitabın kahramanı son derece çirkin bir adam bunun yanında kendine özgü bir kokusu yok. hani her insanın iyi kötü bir kokusu vardır ya, işte bu adamın kokusu yok. buna karşılık çok hassas bir burnu var. her insanı farklı kokusundan tanıyabiliyor. ve insanların kokularını tasnif edebiliyor. yani bizim gözümüzle yaptığımız iyi, kötü, güzel, çirkin ayrımını bu eleman burnuyla yapıyor. ayrıca koku duygusu düşük diğer insanların da bilinçsiz olarak karışlarındaki insanın kokusuna göre tavır aldığını farkediyor.
ondan sonra sistematik olarak öldürmeye başlıyor. öldürdüğü insanların vücut kokularını çalarak bunları parfüm yapıyor ve kullanıyor. grenouille'in kurbanlarının hepsi güzel kızlar değil. nitekim güzel insanlar güzel kokar diye bir şey yok. farklı insanların kokularını topluyor. çekici gelen insanların, itici insanların, dikkat çeken, hiç dikkat çekmeyen insanların kokularını topluyor. aslında hikaye feromonların hikayesi. ama öykü18. yüzyılda geçtiği için koku üzerine kurgulanmış.

kitabın sonuna gelince o da filmden farklı. orji falan yok. kaçıp kurtulamayacağını anlayan grenuille çekici insanlardan topladığı kokularla hazırladığı parfümün tamamına kendi üstüne boşaltıyor. ve kalabalık tarafından parçalanıp yeniyor. hani minik bebekleri severken yerim seni falan denir ya. öyle yiyorlar işte onu da.

bir de 2018 alman yapımı bir netflix dizisi var. ergenlikte bu romanı okumuş bir takım insanların karıştığı cinayetlerle ilgili. o da güzel dizi. www.imdb.com/title/tt6811236/
devamını gör...
patrick süskind'in koku/das parfum romanından uyarlanmış film. koku almak konusunda uzmanlaşmış bir burna sahip olan jean-baptiste grenouille'in, en harika kokuyu bulma macerasını anlatıyor. 2006 yapımı filmin yönetmeni tom tykwer. oyuncular ise ben whishaw, dustin hoffman ve alan rickman. bence oldukça başarılı bir uyarlamadır.

www.imdb.com/title/tt0396171/

müzikleri de ayrıca efsanedir kanımca.
open.spotify.com/album/6APV...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"koku: bir katilin hikayesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim