aşık olmaya aşık bir adamdır
devamını gör...
eskimek ne güzel, eksilmedikçe.
devamını gör...
sende, ben, imkansızlığı seviyorum,
fakat asla ümitsizliği değil...
devamını gör...
mavi gözlerinin ekmeğini yemiş şair.
başkasını sevemem dedikten sonra öldüğünde saatin arkasında yazan isim başka çıkmıştır.
biz yapsak arkamızdan etmedikleri küfür kalmaz nazım hikmet yapınca büyük adam oluyor.
devamını gör...
ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
sonra, sende ölünce
kavanozuma gelirsin.
ve orada beraber yatarız
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar
devamını gör...
86. (tematik)
ülkesine hasret giden ustamız, mavi gözlü devimiz... iyi ki geçtin bu dünyadan.
veda ediyor dostlarına bu şiiri ile.
"sizi canımda
canımın içinde,
kavgamı kafamda götürüyorum.
hoşça kalın
dostlarım benim
hoşça kalın...

.
.
.
yine görüşürüz
dostlarım benim
yine görüşürüz...
beraber güneşe güler,
beraber dövüşürüz..."
devamını gör...
"ne mükemmel şey anasını sattığımın, yeryüzünde kocaman toprak var. sana orda: hangi dindensin, hangi millettensin, hangi uyrukluktansın? diye sormuyorlar, başka bir adamın sırtından geçindin mi, papazlık, imamlık ettin mi? burjuva polisinde, jandarmasında çalıştın mı? diye soruyorlar, aa dedin mi, uyrukluğun filan kimsenin umrunda değil, o koca toprağın orda doğmuş büyümüşsün gibi, yerlisi oluyorsun. ne güzel şey, ne güzel iş bu iş, anuşka! dilini bilmediğin, geleneklerini, göreneklerini bilmediğin bir yere düşüp de orada kendini yabancı duymamak..."

"sevdayım tepeden tırnağa,
sevda: görmek, düşünmek, anlamak,
sevda: doğan çocuk, yürüyen aydınlık,
sevda: salıncak kurmak yıldızlara,
sevda: dökmek çeliği kan ter içinde..."

"biz kırka bastık. bir ömür böyle geçti. bir kitap adı olacak. bir ömür böyle geçti. kötü mü geçti? niye kötü be kardeşim? ama geçti..."

yaşamak güzel şey be kardeşim, nâzım hikmet ran
devamını gör...
lambayı yakma, bırak,
sarı bir insan başı
düşmesin pencereden kara.
kar yağıyor
karanlıklara.
kar yağıyor
ve ben hatırlıyorum.
kar...
üflenen bir mum gibi söndü
koskocaman ışıklar..
ve şehir
kör bir insan gibi kaldı
altında yağan karın.
lambayı yakma, bırak!
kalbe bir bıçak gibi giren hatıraların
dilsiz olduklarını anlıyorum.
kar yağıyor
ve ben hatırlıyorum.

şiiriyle insana ateşte ısıtılmış bir dostun hançeridir. dostun hançeridir şiirleri, çünkü öldürmez. kurşun çıkartır.
devamını gör...
alçaklığın, hainliğin,
ikiyüzlülüğün, puştluğun,
kısacası cümle kokuşmuşluğun
at oynattığı bir dönemde
yaşamdan zevk alabilmek
ancak zayıfların bahtiyarlığıdır.
esas olan;
sadece yaşamak değil,
insana yakışır şekilde ve
onurlu yaşamaktır..
teslim olmadan,
boyun eğmeden,
sürünmeden,
el etek öpmeden yaşamaktır..
devamını gör...
serbest şiirleri kadar çok güzel rubaileri de olan şairimizdir.


sarılıp yatmak mümkün değil bende senden kalan hayâle.
halbuki sen orda, şehrimde gerçekten varsın etinle kemiğinle
ve balından mahrum edildiğim kırmızı ağzın, kocaman gözlerin gerçekten var
ve âsi bir su gibi teslim oluşun ve beyazlığın ki dokunamıyorum bile...

«— şarapla doldur tasını, tasın toprakla dolmadan,» — dedi hayyam.
baktı ona gül bahçesinin yanından geçen uzun burunlu, yırtık pabuçlu adam :
«— ben, bu nimetleri yıldızlarından çok olan dünyada açım,» — dedi,
«şaraba değil, ekmek almaya bile yetmiyor param...»


ölümü, ömrün kısalığını tatlı bir kederle düşünerek
şarap içmek lâle bahçesinde, ayın altında...
bu tatlı keder doğduk doğalı nasibolmadı bize :
bir kenar mahallede, simsiyah bir evde, zemin katında...

ömür gelip geçiyor, vakti ganimet bil uyanılmaz uykulara varmadan :
yâkut şarabı billûr kadehe doldur, seher vaktidir ey delikanlı uyan...
perdesiz, buz gibi odasında uyandı delikanlı,
gecikmeyi affetmeyen fabrikanın canavar düdüğüydü uğuldayan...

ben, bir insan,
ben, türk şairi komünist nâzım hikmet ben,
tepeden tırnağa iman,
tepeden tırnağa kavga, hasret ve ümitten ibâret ben...

insan
ya hayrandır sana, ya düşman.
ya hiç yokmuşsun gibi unutulursun
ya bir dakka bile çıkmazsın akıldan...


çürüksüz ve cam gibi berrak bir kış günü
sımsıkı etini dişlemek sıhhatli, beyaz bir elmanın.
ey benim sevgilim, karlı bir çam ormanında nefes almanın
bahtiyarlığına benzer seni sevmek...
devamını gör...
dünyanın gelmiş geçmiş en büyük şairlerindendir. her bir şiiri de kişiliği gibi devrimcidir. yoldaşımızdır. kendi dilinden hayatı:

1902’de doğdum
doğduğum şehre dönmedim bir daha
geriye dönmeyi sevmem.
üç yaşımda halep’te paşa torunluğu ettim
on dokuzumda moskova’da komünist üniversite öğrenciliği
kırk dokuzumda yine moskova’da tseka-parti konukluğu ve
on dördümden beri şairlik ederim.

kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir
ben ayrılıkların
kimi insan ezbere sayar yıldızların adını
ben hasretlerin
hapislerde de yattım büyük otellerde de
açlık çektim açlık grevi de içinde ve tatmadığım yemek yok gibidir

otuzumda asılmamı istediler,
kırk sekizimde barış madalyasının bana verilmesini
verdiler de
otuz altımda yarım yılda geçtim dört metrekare betonu
elli dokuzumda on sekiz saatte uçtum prağ’dan havana’ya.

lenin’i görmedim nöbet tuttum tabutunun başında 924’te
961’de ziyaret ettiğim anıtkabri kitaplarıdır
partimden koparmağa yeltendiler beni
sökmedi
yıkılan putların altında ezilmedim

951’de bir denizde genç bir arkadaşla yürüdüm üstüne ölümün
52’de çatlak bir yürekle dört ay sırt üstü bekledim ölümü

sevdiğim kadınları deli gibi kıskandım
şu kadarcık haset etmedim şarlo’ya bile
aldattım kadınlarımı
konuşmadım arkasından dostlarımıniçtim ama akşamcı olmadım

hep alnımın teriyle çıkardım ekmek paramı, ne mutlu bana
başkasının hesabına utandım yalan söyledim
yalan söyledim başkasını üzmemek için
ama durup dururken de yalan söyledim
bindim tirene, uçağa, otomobile,
çoğunluk binemiyor.
operaya gittim,
çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın
çoğunluğun gittiği kimi yerlere ben de gitmedim 21’den beri
camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye,
ama kahve falına baktırdığım oldu
yazılarım otuz kırk dilde basılır
türkiyem’de türkçemle yasak

kansere yakalanmadım daha
yakalanmam da şart değil
başbakan filân olacağım yok
meraklısı da değilim bu işin

bir de harbe girmedim
sığınaklara da inmedim gece yarıları
yollara da düşmedim pike yapan uçakların altında
ama sevdalandım altmışıma yakın
sözün kısası yoldaşlar
bugün berlin’de kederden gebermekte olsam da
insanca yaşadım diyebilirim
ve daha ne kadar yaşarım,
başımdan neler geçer daha
kim bilir.
11 eylül 1961, doğu berlin"
devamını gör...
türk edebiyatında serbest nazmı başarıyla uygulayan ilk kişidir. iyi bir şairdir. bununla birlikte temsil ettiği bakış açısının bayrak isimlerinden beri olmuştur. türk edebiyatının klişe "iki üstat" retoriğinde necip fazıl ile birlikte yer almaktadır. bu durum tabii ki bu iki şairin türk edebiyatının en güzel şiirlerini yazdığı anlamına da gelmez.
devamını gör...
şiir yazmayı o zamanlar anasının sevgilisi olan yahya kemal beyatlı'dan öğrenmiştir. yahya kemal anasıyla zevki sefa ederken kendi de yahya kemal'den şiir dersleri almıştır.
devamını gör...
"allahtan büyük ne var, demişler, çocuklar var, demiş.
öyle ya çocuk allah korkusunu bilebilir mi?
bilmez.
kim kimden korkmazsa, o ondan büyüktür."
devamını gör...
korkma giderken b'yi alıyorum.
gerisini sana bırakıyorum.
ne de olsa sen bitirdin b'izi,
öyleyse sende kalmalı izi
devamını gör...
ilk gençliğini “vatan şiirleri” yazarak geçiren ve dayısını kahraman olarak gören hikmet bey ve celil’e hanımın ilk göz ağrısı.
istanbul’un işgaliyle birlikte aydınların,işgal ve emperyalistlere karşı düzenlediği toplantılara katılan bir delikanlı.
hamidiye zırhlısında yaptığı stajı ve üç yıllık bahriye eğitimini ciğerlerinde ki hastalığı atlatamadığı için bahriyeli hayatını terketmek zorunda kalan bir yiğit.
bu ülkeye tüm damarlarıyla bağlı bir dünya şairi idi kendisi.yakın dostu abidin dino’ya “sen mutluluğun resmini yapabilir misin abidin/1961 yazı ortalarında küba’nın resmini yapabilir misin/...?” diye seslenen de oydu “prag ,bir gölün dibinde gümüş kakma bir sandıktır..”diyen de o.
her yerde arayıp bulamadığı “saçları saman sarısı kirpikleri mavi “sevgili en çok istanbul’da çıktı karşısına.bu dünyanın ortasına dikilmiş bir hürriyet ağacıydı nazım.ne biz onun farkındaydık ne de polis farkında. devri sevenleriyle daim olsun büyük şair .
devamını gör...
nazım pirayeye mektup yazarken münevver ile yakınlaşır sonra gider veraya aşık olur onunla evlenir öyle muhtemel bir bağlanma sorunsalının getirdiği bir dizi davranışlar
devamını gör...
şiirleri ve politik görüşü iç içe geçmiş şairdir. şiirlerinde, çekilen ızdıraptan çok umudu işlemiştir. en sevdiği şiirlerinden biri için (bkz: bugün pazar).
devamını gör...
soyadı koşmak fiilinin ikinci hali olan yazar.
run/ran/run
devamını gör...
100.
ve hala şarabımızı vermek için, üzüm gibi eziliyorsak,
kabahat sende demeğe de, dilim varmıyor.
ama kabahatın çoğu senin, canım kardeşim.
(bkz: nazım hikmet)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"nazım hikmet ran" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim