duygusal yönü güçlüdür çünkü hafızaya daha spesifik ve belirgin veriler sunar. aniden duyumsadığımız bir koku bizi seneler önceki hatıralarımıza doğru güzel ya da acı bir yolculuğa çıkarabilir. kokuyla özdeşleşen hisler, hafızada diğer duyularla işlenen anılara göre oldukça yüksek bir yoğunluğa sahiptir. işte buna, yani kokuların anılarımızı yeniden canlandırabilmesine proust fenomeni adı verilir.

marcel proust 9 yaşındayken astım hastalığı yüzünden ailesi tarafından illiers şehrine gönderilir. burada annesinin onun için yapmış olduğu kurabiyeleri yerken, kurabiyelerin kokusu kendisine büyüleyici bir haz verir. yıllar sonra proust tesadüfen bu kokuyu yeniden duyduğunda çocukluk günlerinin o anlarına dair her ayrıntıyı anımsadığını fark eder. bu kokuya bağlı anılarını deşen proust, yine bu anılardan aldığı ilhamla 3 bin sayfalık kayıp zamanın izinde adlı romanını yazar. proust, kaleminin gücünü kokuyla anıları arasındaki etkileşimi çözme yeteneğine bağlamıştır. koku ve uzak hatıraların hafızayla ilişkisi de proust’a ithafen proust fenomeni olarak anılmaya başlanır.
devamını gör...
başlığı görünce hemen tıkladım çünkü bende de olan birşeydir. yazara teşekkür ederim böyle bir fenomenden haberim yoktu :)
devamını gör...
bende fazlasıyla mevcut olan .. gerçekten o ânı iyi veya kötü aynı duygularla yaşıyorum .
devamını gör...
iyi bir özellik desem değil,kötü bir özellik desem hiç değil bilemedim. nerde olursam duygusallaşıp ağlatan, anılarımı darma duman eden kokular vardır.
devamını gör...
bende hatsafha da bulunan hafıza.
devamını gör...
nedense asla iyi hatıraları çağrıştırmaz. nerede hüzünlü ve özlem duyulan bir anı varsa o anları zihninizde oynatır.
devamını gör...
koku hafızası gelişmiş biriyim. herkesi kokularına göre hatırlıyorum. ve hislerimi kokularla ifade edebilirim. aşırı tedirgin hissediyorsam vanilyalı mum kokusu alırım mesela.
devamını gör...
öyle bir şeydir ki, duyulan kokunun özlenen neyin kokusu olduğu çıkarılamadığında çıldırtır insanı.
devamını gör...
öyle kokular vardır ki insanı alır mazide bir yolculuğa götürür. çamaşırların aralarından gelen kalıp sabun kokusu, çeyiz sandığından yükselen naftalin kokusu, dolaplardan gelen lavanta kokusu, bunlar geçmişle alakalı. yani koku hafızası burada açığa çıkıyor. teknoloji geliştikçe kokularla olan ilişkimiz de değişmeye başladı. bunların yerini oda spreyleri, yumuşatıcılar, kokulu mumlar, tütsüler almaya başladı. bunlar arasında huzur vereni de var, rahatsız edeni de var.

kiler ya da tel dolap kokusu, babaanne evine götürür.
açık araziden yayılan tezek kokusu, yıllar önce gittiğin bir köye götürür.
silgi kokusu, ilkokul sınıfına götürür.
çam ağacından gelen koku, çocukken sahil kasabasında yapılan tatile götürür.
bunun gibi kokular, hatıraların dejavusudur. nöroloji dediğimiz alan da burada dedektif hikayesi yönünü ortaya çıkarır.

koku hafızası güçlü olanlar bu sebeple geçmişe ışınlanır, zaman tünelinde yolculuğa çıkarlar. bu durum hem neşelendirici, hem de hüzünlendiricidir. çünkü güzel hatıraların yanında yaşanmış hüzünlü hatıraları da canlandırır. geçmişe özlem ve derin bir sızıya da yol açar. bu kokular hem dostumuz, hem de ıstırap veren düşmanımız da olabiliyor.
devamını gör...
alınan koku insanı hızlıca duyumlara götürdüğünden, kişide birçok duygu geçişine sebebiyet veren hafıza.

yukarıda cenk'in arka bahçesi'nin de dediği gibi; bazı kokular insanı rahatlatırken, aynı koku bir başka kişiyi korkutabilir, üzülebilir, kızdırabilir. genetik olarak da gelebilir, mümkündür. daha önce burada korku koşullanması deneyi ile de bahsetmiştim aynı durumdan. başlığına gitmeye üşenenler için ucundan özetleyeyim;
••
denek faresine bir şey koklatılıyor ve koklatılır koklatılmaz ayağına elektrik veriliyor. aynı şey defalarca kez tekrarlanıyor, bir süre sonra farenin elektrik verilmediği zaman da o kokuyu alınca elektriğe uğramış gibi tepki verdiği gözlemleniyor. daha sonra fare başka bir laboratuvardan getirilen fareyle çiftleştiriyor. doğan yavrulara aynı koku koklatılıyor; yavruların çoğu kokuya karşı korkmuş bir tepki veriyor.
••
böylece kokulara verilen tepkinin genetik olarak da insan beynine yerleşebileceği görülüyor.

koku hafızasının sanırım en kötü yanı, hatta bana göre tek kötü yani bu. duyguları tetiklemesi. üstüne o kokunun nereden gelip de hafızanıza yerleştiği bilemeyince iş daha da çıldırmalık oluyor. *
devamını gör...
her güzel gün için ayrı ayrı biriken kokular. babannemin sabun kokan beyaz başörtüsü ile çarşıya yağ satmaya gidişi. dönüşte bize çarşıdan aldığı eti pufun kokusu.
eti puf bitince kabını sobada yakınca oluşan kesik koku.
çocukluğumdaki salı günü rutinlerinin kokuları.
devamını gör...
yüzünü unuttuğunu sandığının unutamadığının kokusu...
devamını gör...
şu.
devamını gör...
dehşet bir özellik..
o kokularla çok agladigimi bilirim..
devamını gör...
bazen kedere bazen de mutluluğa sürükleyen olay
devamını gör...
bazı insanları kokusu yüzünden hiç sevemiyorum. kötü kokmuyorlar ama yanlış kokuyorlar sanki. bazen de bir insanın kokusunu alınca ona karşı müthiş bir çekim hissedebiliyorum. bunun feromon ile ilgisi olduğunu düşünmüştüm hep ama koku hafızası da olası bir durummuş.
devamını gör...
kokuların toplanmasıdır. duyduğumuz bir koku bizde birçok anının canlanmasına sebep olur. hatta bizi yıllar öncesine bile götürebilir. gördüğümüz, duyduğumuz bir şeyi unutmamız daha kolayken kokusunu aldığımız bir şeyi unutmamız çok daha zordur. bunun pek çok sebebi vardır.

bilimsel olarak baktığımızda; görme ve işitme duyuları beyindeki ilgili alanlara gitmeden önce talamusa uğrar. koku duyusu ise bunlardan farklı olarak talamusa uğramadan koku korteksine gider. talamusta duraklamanın diğer duyular açısından nasıl bir işlev gördüğü tam olarak bilinmese de diğerlerinin oluşturduğu sinyallerin çok daha uzun yollar kat ettiğini söyleyebiliriz.

bununla beraber beyinde kokuları işleve koyan bölgenin hipokampüs ile yan yana olması, hipokampüsün de hafıza ile ilgili bir işlevi olması da neden olarak gösterilebilir.

evrimsel olarak bakıldığında da aslında yiyecek arayışı, eşeyli üremedeki feromon, iletişim ve tanıma gibi pek çok temel ihtiyaçta kokunun çok büyük bir yerinin olduğunu görürüz.

yapılan bir çalışmada yeni tanışan insanların karşıdaki ile tokalaştıktan veya herhangi bir temasından sonra farkında olmadan bir şekilde ellerini yüzlerine götürdüğü görülmüş. bu çalışma ile de aslında kokunun insanları, hayvanları, nesneleri vb tanımamızda önemli olduğunu görüyoruz. buradan

ayrıca her insanın kokusunun da aynı parmak izi gibi kendisine özgü olduğu söyleniyor. bir şekilde koku alamayan insanların hafızalarında da problem çıkıyor veya tam tersi hafıza ile ilgili hastalıklar ilerlediğinde beraberinde kokuları birbirinden ayırt edememe de görülüyor.
koku almamızı sağlayan 1000'den fazla alıcı olduğunu da göz önüne alırsak koku'nun önemi yadsınamaz bir duyu olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

ilgililerine buradan
devamını gör...
en çok sildirmek isteyeceğiniz hafıza türüdür. unutmayın, kokular en son unutulur
devamını gör...
koku hafızası çok kuvvetli olan bir ana karakterin seri cinayetler işlemesini konu alan kitabı aklıma getirdi bu başlık. okumaj isteyen olursa kitabın adı "koku" patrick süskind' den
devamını gör...
çoğu zaman "allah kahretsin" lik bi durum olmadık yerde canınızı çok yakan birinin kokusunu alabilirsiniz, kötü bir gününüz burnunuza gelen bi kokuyla dejavuya dönüşebilir. en kötüsü bazı kokuları mesela bi parfümü biriyle eşleştirmek narkotik köpeği gibi dolaşmanıza neden olur
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"koku hafızası" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim