#televizyon dizileri #final yapan diziler
dram / psikolojik
5 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

geçmişe dönüp bakınca gülseren budayıcıoğlu teyzenin en masum dizisi gibi geliyor gözüme. gittikçe fenalaştı. sütten çıkma ak kaşık değildi kırmızı oda ama yine de en masumuydu.
devamını gör...
tv dizileri reyting için hep ağlatan diziler oluyor. komedi ise neredeyse hiç yok . romantik komedileri dahil etmiyorum. bu dizi de yer yer merak uyandıran; neler varmış ,nasıl insanlar varmış dedirten bir dizi. ağlamaktan gözlerinizin şişmesini istiyorsanız ve izlemediyseniz tercih edebilirsiniz. zaten hayat yüzümüzü güldürmüyor, bir de dizi izleyip ağlayamam diyorsanız ben gibi başlamanızı tavsiye etmem. : ' )
devamını gör...
birkaç bölüm izledim annemlerle. gülseren budayıcıoğlunun başının altından çıkan her şeye bir parça göz atıyorum. danışanlarının yaşadıklarını bu şekilde servis etmesini etik dışı buluyorum. üstelik psikiyatrist olan karakterin iç sesi cinlerimi tepeme çıkarıyor. senelerce psikiyatristlerle görüşmüş biri olarak asla karşımda böyle bir hekim görmek istemezdim. ben sorunumu çözmek için kendisine gideceğim, o bana acıyacak, yargılayacak. iğrenç.
devamını gör...
severek izlediğim dizi. aynı zamanda hastaları üzerinden prim kasıyor, para kazanıyor diyenlere, bir psikolojik rahatsızlığı olan bir kişi mi var? hayatlarının anlatılması durumunda ise o ve ona benzer binlerce durum söz konusu. yani bir hasta anlattı diye hastalarına saygısızlık edildiğini düşünmüyorum.
devamını gör...
ilk sezonuna tesadüfen kanallar arasında gezerken denk geldim. denk geldiğim sahnede, psikiyatrist ve hasta, kırmızı odada görüşme yapıyorlardı. psikoloji kitaplarını ve filmlerini sevdiğimden ilgimi çekti. işte o ilk denk geldiğim sahne ‘meliha’ nın sahnesiydi. merak edip izlemeye başladım; ne hayatlar var dedim. ilk sezonu eksiksiz izledim. hatta izlerken kitaplarını da aldım gülseren budayıcıoğlu’nun, hem okudum hem de izledim.

haliyle kitap ile dizi arasında büyük farklılıklar var. en büyük farklılık, masumlar apartmanı ile ilgili ama şu anki konu bu değil.

oyunculuklar çok iyi ama, oyunculuğunu sevmeme rağmen, binnur kaya’nın oyunculuğunu sevemedim. aslında başarılı bir oyuncu ama nedense o rol ona uymamış sanki. sonrasında başarılı oyuncuları kadrosuna katmasıyla dizi daha da yükseldi ama yükseldikçe de basitleşti.

ilk 4-5 bölüm gerçekten iyiydi. sonrasında dizi saatini müziklerle, ağlamalarla doldurdular ki izlediğinizde ziyaretçi hastanın sorunlarından çok bir müzikal izliyormuşum gibi hissettirdi.

sonraki bölümlerine bir daha bakmadım. keşke kitaba biraz daha sadık kalsalardı ve keşke ilk bölümlerdeki kaliteyi devam ettirebilselerdi.
devamını gör...
az önce televizyon izlerken tv 8'i açtım, elinde kasap bıçağı olan bir kadın, yatak odasında eşini tehdit ediyordu ve bu olay maalesef ki bende travmatik bir etki yarattı.**

(hassas bünyeler izlemesin)

devamını gör...
2020 yılında yayımlanmaya başlayan gülseren budayıcıoğlu'nun madalyonun içi kitabından uyarlanarak çekilen yönetmenliğini farklı farklı bölümlerde cem karcı, benal tairi, ali balcı'nın senaristliğini banu kiremitçi bozkurt ve verda pars' ın üstlendiği psikoloji, drama dizisidir.

itiraf etmeliyim ilk 1, 2 bölümünü izledim. ama nasıl bir izlemek. ruhumu sıkıp sıkıp bedenimden çekip bir kenara attılar sanki. bu diziyi kim neden izler ve bu dizi nasıl en izlenenler arasına girer aklım almıyor.

arkadaşım bizim memleket zaten kaos zaten dert üstüne dert binmiş zaten her türlü pislik sıkıntı, üzüntü, huzursuzluk, mutsuzluk var. yahu neden bu gam, tasa yüklemesi hala?

benim izleme nedenim sırf merak. öyle reklamlar yaptılar ki şöyle psikoloji dizisi böyle bilmem ne dizisi bende oluştu bir merak. ki psikolojiye ayrı bir merakım vardır acaba mı dedim?

yani tekrara girmek istemiyorum bir çok arkadaş benimde takıldığım konulara değinmiş zaten. ultra absürt ve mantık dışı bir dizi. ayrıca bunun travma çözmeyle yakından uzaktan ilgisi yok. ay bu insanlar böyle nasıl tedavi edilir? travma olmayan insanda bile travma oluşturur bu tedavi yöntemi.

neyse izleyenlere hayırlı işler diliyorum. allah zihin sağlığınıza zeval vermesin diyor aman dikkat diye ekliyorum.
devamını gör...
ünlü olmak para kazanmak adına sonsuz bir ego ve oburlukla hasta mahremiyetini infaz eden kadının, medya aracı... kadının akademik kariyeri yok, özel bir uzmanlık alanı dahi yok ve türkiye'de çok sağlam psikiyatristler varken bu kadını bilip güveniyor herkes... kimse de demiyor ki, hikayelerini çaldığın, kullandığın, egzajere ettiğin, ajite ettiğin insanlar, sayende başlangıçtan daha kötü noktaya geliyor ve daha önce sadece seninle paylaşabildikleri acıları, şimdi herkesin gözü önünde anadan doğma yargılanıyor... bilmeden ahkam kesmeyelim evet, ama ben bu kadının tüm kitaplarını okudum, henüz film yokken, bir şeyi eleştirebilmek için bimek gerekir dedim. okurken de delirdim, izlemeye zati tahammülüm kalmamıştı. kadın kitaplarında sonsuz bir betimlemeyle varlığını, zekasını, üstünlüğünü son derece görgüsüzce anlatıp kendini ilahlaştırıyor, nedense ona gelen hastalar da hep, sizden önce onlarcasına gittim, çözemediler diyor ve bir temel fıkrasında dahi bir araya gelmesi mümkün olmayan karakterler aynı olayın özneleri olup hepsi de şans eseri bunun hastaları çıkıyor ve bir dedektif edasıyla çözüyor bu bağları da... bizi daha çok incitirler, talip olduktan sonra...
devamını gör...
psikiyatrik bulguları bulunan insanları (kızına oğluna sevdiğine eşine vs) yaptıkları büyük yıkımları normalleştirmek ballandırarak izleyiciye ajitasyonu aşılamak
türk halkı bayılır böyle arabesk sahnelere.
koca karısına çocuğuna şiddet uyguluyor küçüklük travması diye affediliyor şunu da belirtmekte yarar var hiç bir psikiyatrik hasta orda gösterildiği gibi tamamen iyileşip hayata atılamaz ve psikiyatrik hastalıklar ömürlüktür bir kaç seansta nezle gibi yok olmaz.
devamını gör...
"ben şarlatanım koşun gelin" desen kimse gelmez ama bir şarlatan, "ev kadınları için sahte psikoloji melodramı çekiyorum" diyor ve hakikaten tüm cahil cühela kadın takımı tv başına kilitleniyor. bu sosyolojik bir vakadır.
devamını gör...
yerde uzanırken düşleyince insanı üzen oda. duvarında isim veremediğin yılların eskittiği yıldıza bakmak hüzüne boğar. hayatına giren fazlalıkları tanıyamamana neden olur bu oda. aniden korkarsın, düşüncelere; berbat kabuslara dalarsın uyumaksızın. yalnızlığın sesine isyan edip her yerine batan ağrılarla sabahı kucaklamak zorundasındır. ve asla isyan edemezsin, sakin kalmak zorundasındır...

ha bir de dizisi vardir. izlemem.
devamını gör...
bu diziyle beraber psikiyatriye gitmenin ancak delilik sebebiyle olabileceğini düşünerek bu psikolojik tedaviden kendisini mahrum bırakan bu halkın psikiyatri tedavisi ayağına geldi. bunun yanında bakırköy psikiyatriye gitsen örneğin:
bakırköy psikiyatri : neyiniz var
ben : derdimi anlatırım
psikiyatri : hmm dudaklarına az bişey büker soru sormaz
ben : gözlerine bakarım
psikiyatri : bu ilacı kullan 2 haftaya gel
diyecek ne yazik ki...

tahsin hasğolu güzel yorumlamıştahsin hasoğlu yorumu
devamını gör...
herkesin nedense cocuklugu bozuk hiç biri doğru düzgün çocukluk geçirmemiş tabii böyle insanlar da olur da her şeyde de çocukluğa inilmez ki dürüstçe söylemek o kadar saçma dizi varken yine izlenebilecek durumda
devamını gör...
su anda pandemi şartlarında değil de normal şartlar altında olsaydık övgüleri buraya sıra sıra dizerdim. ama herkes zaten depresyondayken televizyonda böyle dizilerin olmasından şahsen rahatsızım.
devamını gör...
hem diziyi izleyen biri hem de dizinin kaynaklık ettiği (bkz: madalyonun içi) kitabını okumuş biri olarak bir çift kelam edeyim:

kitapta (bkz: gülseren budayıcıoğlu) psikiyatrist-hasta ilişkisini gayet güzel koruyor. duygusal durumlarını hastaya yansıtmıyor. ayrıca kitap hazırlanırken ilgili hasta profilleri hastalardan izin alınarak ve isim ve mekanlar saklanarak yayımlanmış. etik konusuna riayet edilmiş. hatta bazı hastaları niye bizi yazmadınız diye gönül bile koymuş. ilaveten kitapta gülseren hanım bazı hastalarda terapinin başarılı olmadığını ve sorunlar yaşadığını itiraf ediyor.

dizi ise tamamen kurgu. manolya hanımın gözünden gözyaşı eksik olmuyor. burada psikiyatrist-hasta ilişkisi yok. dert anlatan-dert dinleyen ilişkisi var. birçok yer aşırı derecede dramatize edilmiş. dizi süresini doldurmak için anlamsız iç bayıcı müzikler ve sahneler. burada etik olarak sorun şu: ilgili hastalar kitap için böyle bir rıza verdiler. dizi çekilirken ilgili hastalardan böyle bir onay alındı mı? çünkü hastaların hikayelerine olağanüstü şekilde kurgu katılmış. "kitaptan uyarlanmıştır" ibaresinin bu etik sorununu ortadan kaldırmadığı görüşündeyim. ancak etik sorununu (varsa tabi) dizi yapımcılarının oluşturduğunu düşünmekteyim.

gülseren hanımın tek kabahati, bütün kitaplarını dizi yapımcılarına satması. tabi bu kadar talep olunca insan hayır diyemiyor galiba. toplumda bir süre sonra antipati oluşturur bu. iki kitapla sınırlı kalsaydı kimse birşey demezdi. sanırım işin bu raddeye geleceğini kendisi de tahmin edemedi.
devamını gör...
son 4-5 yıldır, "toplumun kanayan yarasına parmak basıyoruz." başlığı altında kadına şiddeti kabak gibi gösteren dizilerin yanında kırmızı oda, şiddetin aslında çocukluktan kaynaklı olduğunu anlatan ve başarılı bulduğum bir dizi.
devamını gör...
terapiyi ve terapisti yanlış anlatan bir dizi.

bir terapi odası bu kadar çırağan sarayından fırlama olmamalı, bir terapi odasında terapist masa arkasında oturmamalıdır çünkü masa hiyerarşi sembolüdür. olması gereken düzen, diziden daha farklıdır.

doktorun danışanına "biz dost olacağız" minvalinde sözler söyleyerek sarılıp ağlaması doğru değil. odada kurulması gereken ilişki terapötik ilişkidir dost ilişkisi değil.

bir psikolog/ psikiyatrist, danışanına acıyarak bakmamalı.

ilk bölümlerde rastlayıp çok yanlış bulduğum şeylerden biri de seans sırasında tuna'nın içeri girip kahve ikram etmesi. görüşme esnasında yangın dahi çıksa odaya kimse giremez . danışan biriciktir. hatta bana sorarsanız danışan su haricinde herhangi bir şey de yiyip içmemeli.

tek iyi yön, insanları sorunları için psikoloğa/ psikiyatriste teşvik etmeleriydi ama insanlar da terapiyi böyle bir şey zannediyor bu açıdan iyi değil
devamını gör...
ailecek izlenecek bir dizi değil. yaş sınırlaması çerçevesinde izlenebilir. olumsuzluklardan beslenen beyin yapımız var. aşk, huzur, mutluluk anlarda yaşanırken hüzün, acı ve mutsuzluk zamansız ve uzun yaşanıyor. kırmızı oda her konusuyla içinizden birlerinin hikayesi. zengini fakiri olmaksızın herkeste bir dert var diyor. ülkede çok sorun var evet, çok acı var evet. zaten kırmızı oda bu acıları yaşayanların perdesi. hayatta karşılaştığımız herkes kendi gücü kadar dertle boğuşuyor. dertsiz tek bir insan gök bu yeni doğan bebek bile dertsiz değil. acıkır, altına yapar hep bir muhtaçlık bir ihtiyaçlık vardır. varın büyümenin yükünü kendinizde hesap edin. empatiye odaklı bir dizi olsa da bilinçsiz tv izleyicisi yüzünden çocuklar bu gerçek yüklerle bir şekilde tanıklık yaşar. olmaması gerekir. çocuklara ve aileye yönelik hangi dizi var ki... bir seksenleri izleyebilirsiniz ailecek. gerisi aile olmayı değil, aile yıkmayı öğretir. holdinglerde iş insanları, özel okullarda zenginlerden geçinen bir dizi sektörünün yanında kırmızı oda farkında olun dese de duymak, anlamak istemeyene sadece fısıldar. farkındalıklar için güzel bir yapım. ama bizim gibi her gün gündemi değişen ruhu sıkılan halk için yararlı mi orası tartışılır.
devamını gör...
bu toplumun son ihtiyaç duyduğu dizi bu değil de nedir inanın bilmiyorum. travma izletmek bu seyirciye ne kazandırıyor, halimize şükredelim mi diyorlar ? zaten her gün bitmeyen çocuk tecavüzleri , kadın cinayetleriyle iç içeyiz. hayır etik olması tarafını bir kenara kaldırdım çoluk çocuk oturup bunu izliyor, sosyal medyada fütursuzca paylaşıyorsunuz.
devamını gör...
türk toplumu böyle uzun uzadıya duygu yüklü dizileri sever. aşırı bilgi içerikli şeyler sıkıyor toplumu ne de olsa diziler biraz kafa dağıtmak için izlenen şeyler. vaktim oldukça izliyorum ve tabii ki hiçbir şey kusursuz değil hatalar ya da daha farklı bir senaryo tarzı olabilirdi ama bence güzel ve ne yalan söyliyim böyle bir dizinin türkiye'de tutacağına başta inanmamıştım
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kırmızı oda (dizi)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim