roman
4.5 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

postmodern edebiyat anlayışını en güzel şekilde aktardığı eseri. kurgusu geçmişle günümüz arasında kurulan bağlantılar açısından mükemmele yakındır. içinde osmanlı'daki şehzade cinayetlerini anlattığı bir kısım da vardır. zaten yazar, türkiye'de bazı kesimlerce bu yüzden sevilmez.tarihimize daha eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşır.geçmişimizi ya tamamen yüceltmeyi, ya da yerin dibine batırmayı seviyoruz. fakat uzun bir zaman varlığını devam ettirmiş bir imparatorluğun berbat, hiçbir şeyi doğru yapmayan bir imparatorluk olduğunu düşünmek yanlıştır.mükemmel olduğunu düşünmek de yanlıştır. çünkü bir defa yönetenler, tanrı tarafından kut almış insanüstü varlıklar değillerdir.hataları, zaafları, günahları elbette olacaktır. ve neticede mükemmel olsa 19. yüzyılda "hasta adam" olarak nitelendirilip bütünlüğünü koruması için zaman zaman farklı ülkelere yanaşmak, taviz vermek zorunda kalmazdı.değişen dünya koşullarına uyum sağlayarak bu süreci en az yarayla atlatırdı.orhan pamuk, ülkemizin çok değerli bir yazarıdır.muhafazakar sağcı insanlar da birtakım kırılganlıkları ve agresifliği bırakıp orhan pamuk'u okumalıdır.yeri geldiğinde kendi anne babalarını eşlerini eleştiren insanlar yüzünü bile görmedikleri hükümdarlar, paşalar eleştiriliyor diye küplere biniyor, ülkenin aydınlarına saldırıyor. bırakın bazı aydınlar da değinilmeyen şeylere değinsin, farklı iddialar ortaya atsın. farklı fikirlerden şeytandan korkar gibi korkmayın. kutsal değerlerimiz bir iki farklı görüşle aşınacaksa zaten bu değerlerin aşınmaya müsait, çok sağlam temeller üzerinde durmayan değerler olduğunu kabul etmiş olursunuz.
devamını gör...
orhan pamuk’un 1990 yılında yayımladıgı kendisine nobelin onunu acmıs, en güzel ve anlasılması güc romanlarından biridir. romanın 25. yas gününe ozel, (bkz: kara kitap 25 yaşında) adıyla bir eseri daha vardır, kitabın bendeki etkilerini spoiler vermemek amacıyla yazmıyorum ama bana kalırsa okunacaklar listesinde ilk sıralarda olmalı.
devamını gör...
orhan pamuk'un okuduğum ilk kitabı. orhan pamuk'un neden orhan pamuk olduğunu anlıyorsunuz. asıl hikayenin yanında küçük küçük hikayeler anlatıyor orhan pamuk. batının tekniklerini türk kültürü ile harmanlamış. bu yüzden de özgün bir kitap. ayrıca ipuçları ile dolu. mesela galip için celal çok iyi bir yazar, hatta bir usta. şeyh galip'in ustası da mevlana celalettin rumidir. kitapta aşağı katlara inilen bir bölüm var günahkarları görüyorlar indikçe burada da dante'nin ilahi komedyasında cehennemine atıf var. proust ile ilgili bölümler var, en sevdiğim bölümdür. bir de romanda küçük hikayeler anlatıldığından binbir gece masallarını da andırır.
yani kitap öyle sıradan okunacak kitaplardan değil. yorgunsanız daha da yorulursunuz.
devamını gör...
orhan pamuk'un kitapları arasında en dikkat çekeni. orhan pamuk okumaya kara kitapla başlamak en doğrusu olduğundan kara kitap ile başladım. normalde cevdet bey ve oğullarını ya da sessiz evi öneriyorlar.
özgün bir kitap.
ana tema insanların kendisi olamaması
kurgusunda 33 yaşında avukat olan galip'i karısı rüya, bir gece mektupla terkediyor. karısını istanbul sokaklarında ararken karısı rüya'nın üvey kardeşi ve ünlü köşe yazarı celal salik'in de kaybolduğunu öğrenerek ikisini de arama yolculuğuna başlıyor. bu arama yolculuğu bizim aramalarımız gibi olmuyor. galip kimseye haber vermiyor kayıplardan hatta küçük yalanlar da söylüyor.
kitabın bütün kurgusu "arayış" ama eşini değil sanki galip kendisini arıyor gibi.
rüya kaybolduğunda galip ilk önce rüyanın önceki ilişkisine gidiyor. orada bulmayı umuyor, bulacağından da emin.
kitap atıf, referans konusunda "bence" oldukça zengin. bu durum okur olarak keyif veriyor. örneğin dantenin ilahi komedya kitabının cehennem bölümünden bir referans var. pavyon sahnesinde decamerondan alıntı var. kendi edebiyatımızdan iz sürme konusunda ince memedin topal alisine atıf var. marcel proust'un kayıp zamanın izinde kitabını anlatmaya lüzum yok sanıyorum.
binbirgece masallarıyla ortak biraz zira galip rüya'yı ararken küçük küçük hikayeler anlatıyor her bölümünde. mantıku't-tayr (kuşların dili) bir arayış hikayesi olduğundan benzediğini söylüyorlar (ki mantıku't-tayr'ı okumadığımdan bilgim yok), hüsn-ü aşk aynı aileden olan iki kişi birbirine aşık oluyor tıpkı rüya ve galip gibi.
şeyh galip hüsn-ü aşk'ı yazarken mesneviden etkilendiğini söylüyor. yani ustası celalettin rumi.
kitapta da galip celal'i usta olarak görüyor.
benim kitapta altını çizdiğim not aldığım birçok yer var. ama en çok etkileyen bölüm şüphesiz 1. kısımın 15. bölümü.
kitap bence defalarca okunmaya değer ki ben öyle yapacağım. iyi ki okumuşum.
sadece sabırlı okurlar için öneririm.
devamını gör...
t: ilkin 1990 yılında yayımlanan bir orhan pamuk kitabı.
kitap hakkında çok şey yazıldı çizildi, hatta nüket esen bunun üzerine bir kitap yazdı. demem o ki sözü uzatmadan, okuyucular tarafından pek bilinmeyen bir yönü olan şeyh galib'in hüsn ü aşk'ı ile mevzu bahis kitap arasındaki paralellikler ve benzerlikleri ele alacağım. ağır spoiler içerir:


pamuk, şeyh galib'in kendi eserinde anlattığı "yolculuğa" benzer bir şekilde kendi karakteri galip'i de bir yolculuğun içine fırlatır. bu yolculuk nedir peki? çok basit olarak galip'in, karısı "rüya"'yı aramak için çıktığı yolculuktur. hüsn ü aşk'ta ise "aşk" adlı karakter "hüsn"ü bulma yolculuğuna çıkar.
eğer "aşk" çıktığı yolcuklukta diyar-ı kalp adlı yerden "kimya"'yı getirirse hüsn'e kavuşacaktır. bu yolda başına birçok metaforik anlamları olan doğaüstü olay gelir, pamuk'un kitabında ise galip'in rüya'yı ararken başına doğaüstü olaylar gelmese de, galip'in bu arayışta istanbul sokaklarının pisliğine tanık olmasıyla paralellik kurabiliriz. buraya kadar anlatım ile ilgili benzerliklerdi. sıra karakter isimlerinde.
karakterimizin adı galip, doğrudan anlaşılacağı üzere şeyh galib'in isminden mülhemdir. yukarıda "aşk"ın gitmesi gereken yer olan diyar-ı kalp'in romandaki yansıması galip'in yaşadığı "şehrikalp" apartmanıdır. kara kitap’taki celal, "aşk"’ın belki de en sonunda bulduğu kişi olan veya yerine geçmek istediği kişi olan mevlana celaleddin’i temsil etmektedir. romandaki galip de en sonunda celal’in yerini alır ve “o’ymuşçasına” onun mesleği olan köşe yazarlığına devam eder. hüsn ile aşk aynı kabilenin çocuğudurlar. rüya ile galip de akrabadırlar. hüsn ü aşk’ta mevlana’yı temsil eden karakterin adı "sühan(söz)"’dır. galip’in rüya’yı bulmasına celal'in yazılarının yardım ettiği gibi sühan da aşk’a hüsn’ü bulması için getirdiği haberlerle ve “sözleri” ile yardım eder.
romanda belkıs adlı bir karakter galip’in rüya’yı arayışını engellemeye çalışır, hüsn ü aşk'ta ise "hoşruba" adlı karakter dış görünüşü ve birtakım eylemleriyle hüsn'ü arayışta olan "aşk"’ı oyalamayı başarır. hüsn, aşk’a bir mektup yazar ve aşk’ın başından geçecek olarak serüvenin ilk adımı atılır, yani hüsn, aşk'a ulaşmaya veya onu "kazanmaya" karar verir; rüya da galip’i bir mektupla terk eder ve bu kez de galip’in macerası başlar.
devamını gör...
bir bölüm hikayenin ilerlemesi, bir bölüm roman içindeki gazete yazıları olan kısa hikayeler şeklinde ilerleyen romandır. orhan pamuk'un türkçeyi daha sonra yazacağı kitaplara kıyasla çok daha kötü kullanmış olmasına rağmen (özellikle birkaç cümleyi okuduğumda kitabı yarım bırakasım gelmişti), içindek bazı kısa hikayeler gerçekten çok güzeldir (benim aklıma kalan en iyi iki hikaye "boğazın suları çekildiğinde" ve "cellat ve ağlayan yüz"). şimdi düşününce bu kısa hikayelerin arasından iyi olanlar seçilip 150 sayfalık falan bir kısa hikaye kitabı olarak da yayınlanabilirdi.
devamını gör...
orhan pamuk'un 1990'da bir kısmını amerika'ya gittiğinde yazdığı, nobel edebiyat ödülü'nü almasındaki rolü oynayan kitaplardan biridir. kısaca konusunu özetleyecek olursak avukat olan galip'in şehrin sokaklarında kaybolmuş karısı rüya'yı aramasıyla başlayan bir yolculuk.
postmodern olması sebebiyle okuduğum zaman biraz zor anlasam da daha sonra fark ettim, anlamışım. zaman kavramı denen şeyin bazen karıştığı düşüncesiyle kaybolduğumu sanıyordum kitapta. bazen dallanıp budaklanıyordu roman. etkileyiciydi.
bu kitaptaki karlı gecenin aşk hikâyeleri isimli bölümden gizli yüz isimli bir sinema filmi yapılmış, zuhal olcay ve fikret kuşkan oynamıştır. bir saatçinin hikâyesi.
pamuk öyle ki kızına ismini vermiştir rüya'nın. ama nedense ben bu karaktere hiç ısınamadım ama anladım yaşadığı şeyi. zor olanı da bu, anlayıp bir şey yapamamak. güzel bir romandı, sabır gerektiriyor masumiyet müzesi'ne oranla.
devamını gör...
muazzam bir teknik, aşmış bir konu, inanılmaz bir hayal gücü, son derece yüksek bilgi; aynı zamanda sıradanın biraz üstü dil, sıradanın iki tık üstü karakter derinliği vaat eden orhan pamuk romanıdır.
artık orhan pamuk okurken dil ve karakter derinliği konusunda bir şey beklememeye karar verdim. haaa burdan şunu çıkarmayın, orhan pamuk kötü bir romancıdır, tam aksine orhan pamuk yaşayan en büyük türk romancıdır.
devamını gör...
ıçerisinde tarihten siyasete dinden felsefeye pek çok konuya temas eden galip adlı bir avukatın rüya adında eşinin kaybolması üzerine ortak arkadaşları köşe yazarı celalin yazıları üzerinden 2 3 gün süren eşini aramasını anlatan orhan pamuk kitabı.sonu itibariyle karadır adı gibi ve de karmaşıktır.içeriğindeki konuları özellikle tarihi konulardaki nedenselliği anlamak altyapı ister bilmeyenlere öğrenmek isteyenlere de ufuk açar.
devamını gör...
orhan pamuk'a fransızca çevirisiyle prix france culture ödülü kazandırmış romanıdır.
romanın konusu galip'in kaybolan karısı rüya'yı istanbul'da sokak sokak araması ve bulamayışı sırasında karşlaıştığı hesapta olmayan şeyler. rüya, galip'in sadece karısı değil; aynı zamanda çocukluk aşkı, amcasının kızı ve arkadaşı, birlikte büyümüşler. bir de celal var tabii, galip'in her köşe yazısını ezbere bildiği.

bu kitaptaki karakterlerden galip ve celal bana hep şeyh galip ile mevlana celaleddin'i hatırlatıyor.

kitap, yine kalın kitaplardan biri ama severseniz bir solukta bitirebilirsiniz.
devamını gör...
duayenlik derecesinde bir edebiyat tutkulusu ya da akademisyeni falan değilseniz hiç okumayın çünkü hiçbir şey, gerçekten hiçbir şey vadetmiyor. kendimden biliyorum. referansları cartları curtları çıkart, geriye hiçbir şey kalmıyor. yıllar sonra bu konuda tükürdüğümü yalarım, eminim gerçi fakat adı kara kitap olan, on kelimesinden biri çeviri polisiye roman olan ve pamuk tarafından yazılmış bu kitabı ben nasıl tasavvufa bağlayayım? hadi bağladım, o anlamsız sayfalarca ''şey'' şunu; bu onu temsil ediyor... ne anlamı var ki? alan her on kişiden on ikisinin hiçbir şey anlamadan ve hatta zevk almadan sırf okumuş olmak için sıkıla pıkıla altı yüz yılda okuduğu, pamuk' un bilindik bir kitabıdır.
devamını gör...
çocukken uyuyamadığımda annem bunu verir "aç kafana göre bi kaç sayfa oku" derdi, cidden üç beş sayfadan sonra da feci uykum gelirdi. büyüyünce arka arkaya iki gece sabaha kadar okuyup bitirdim sonra. çok acayip bi deneyim vadeder, bu konuda kara kitap'a en yaklaşan öteki pamuk eseri bence yeni hayat.
devamını gör...
pandemide bir arkadaşımın hediye ettiği ve fakat puzzle yapmaktan okuyamadığım, dün gece son sayfasını çevirmek zorunda kaldığım orhan pamuk eseri. roman severlere ciddi tavsiye olunur.
devamını gör...
açıkçası kitabı bitirdiğimde yazarın beni en çok etkileyen kitapları arasına girmedi ama yine de zevkli bir okumaydı. en eleştirdiğim konu ise bazı yerlerde çok cümle tekrarına düşüyordu. tabii ki birebir aynı cümleler değil ama insan okurken beş on sayfa sonra ben az önce burayı okumadım mı diye düşünmeye başlıyor. galip karakterinin hem sevdiklerini arayışının hem de kendi benliğini arayışının getirdiği o dumanlı kafanın bu tekrarlarda bir etkisi var mı bilmiyorum. yazar bunu bilinçli yapmışsa bile keşke yapmasaymış. çünkü okuyucu olarak beni rahatsız etti.

kitap avukat galip'in eşinin terk edişi sonrası onu aramasını anlatıyor. aynı anda kaybolan köşe yazarı celal de bu aramaya katılıyor. eşi rüya ve rüya'nın üvey abisi celal'i ararken farklı deneyimler yaşıyor. en keyifli kısımlar da bence buraları okumaktı. örneğin kitapta ilk yerli mağaza mankenleri ile ilgili anlatılanlar harikaydı. aynı zamanda tarihsel bilgiler verilmesi, tepki çekebilecek hassas konuları yazarın kitaba dahil etme şeklini de beğendim.

tek beğenmediğim kısım son 20 sayfa oldu. biraz da anlamlı bir son olabilirdi. orhan'ı okumak her zaman keyifli ve okumadığım kitaplarını okumaya devam edeceğim.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kara kitap" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim