son yıllarda çenesi iyice düştü. makineli tüfek gibi konuşuyor... çoğu kez haklı olduğundan emin. kuşkulanmayı, yeri geldiğinde frene basmayı unutmuş gibi. kendini beğenmiş bir edâ ile muhatabını bastırmaya, sindirmeye çalışıyor. rakibini köşeye sıkıştırdığını düşündüğü anlarda da müstehzi bir gülüşle kuruluyor iskemlesine.
bu adamın meclisteki varyantının özgür özel olduğunu söyleyebiliriz sanırım. fakat özgür bey durmadan bağırıp çağırmasına, hiperaktif biri olmasına rağmen daha “yufka yürekli” biriymiş gibi duruyor. izlenimlerimiz böyle.
kendisinin türkiye'de ışid ve şehvetiye tarikatı kitaplarını okuduğum hatta şehvetiye tarikatı kitabını şans eseri imzalatabildiğim gazeteci. bu kitap sonucunda anadolu insanının ne kadar bile isteye kerizlendiğine daha doğrusu bile isteye badelendiğine şahit olmak tüylerinizi diken diken ediyor. ismail bey televizyon programlarına konuk olduğu zaman da kitapları gibi sizi etkisi altına alır konuştuğunda lafı bitene kadar kanal değiştiremezsiniz. uzun ve dolu konuşur.