sanırım şimdiki adı yaşlı bakım evi bilmem ney olan kuruluş.
belirli bir yaşı geçtikten sonra kendi isteği ile veya çocuklarının kişiye bakamaması üzerine gönderilen kurumdur aslında. bilindiğinin aksine huzur evlerinde rahatsızlıktan çok rahatlık vardır. bu iki tarafın ortak kararı ise gönül daha bir razı olur tabi. yaşı geçmiş büyüğümüz tarafından bakacak olursak herkes kendi yaşıtlarıyla aynı ortamda bulunmak kendi zamanlarının konularını konuşmak ister, onlar da öyle. eminim ki onlar için en iyi çözüm yollarından biri odur.
devamını gör...
almanyada gündüz yaşlı bakım evleri var. nasıl çocuğu kreşe götürüyorsak, yaşlanınca ve emekli olunca da anne babaları kres gibi gündüz vakti için götürebileceğin bir kurum var. yani bizimkiler alıngan olduğu için buna da itiraz ederler, huzur evi derler belki. ama nasıl ki hem anne babaların çalışması sebebiyle ya da çocuk için arkadaşlar edinebileceği bir ortam olmasından dolayı kreşler iyi geliyorsa, bu da güzel bir sistem diye inanıyoruö. sabah kuruma bırakıyorsun, hem bakılıyor hem de arkadaşları oluyor, ama iş çıkışı, tatillerde ve tabiki de haftasonlari ailecek evde vakit geçiriyorsun.
devamını gör...
ülkemizde aşırı dramatize edilen kurum. ben mi çok duygusuzum insanlar mı gereksiz duygusal çözemedim. geçenlerde bir belgesel gördüm, amcanın biriyle huzurevinde röportaj yapmışlar. 5 çocuğum var yıllardır kimse arayıp sormuyor diye sitem ediyordu. yani düşününce haklı olması gerekirken 5'i de mi hayırsız bu işte bir terslik var diye düşünüyorum. o hayırsız 5 çocuğa yıllarca ne yaptın biz bilmiyoruz, bir de onlara sormak lazım.
yaşlıların bazısı da çok huysuz ve alıngan. bakıyorsun evdeki 5 yaşındaki çocukla bile laf dalaşına giriyor, herkese karışıyor, kızıyor. insanlar nereye kadar buna tahammül edebilir. kaç yaşına gelmişsin otur köşene tesbihini çek, kaza namazlarını kıl demek geliyor içimden.
herkesin ilgilenecek durumu, vakti de olmayabilir. kronik rahatsızlığı olan yakın takip gereken yaşlılara da aman huzurevine gitmsein elalem ne der diye eziyet etmeye de gerek yok.
not: yakın çevremde huzurevinde kalan yok ama kalmayı hak eden var.
devamını gör...
günümüzde ve gelecek yıllarda yatırım yapılması gereken bir sektördür bence.(yatırım tavsiyesidir.)

#401431. tanımda anlatılan gerçekten çok mantıklı,bizim ülkemizde bakıyoruz diye kenarda bi yastık bi döşek verip ,ilaçlarını vermekle baktıklarını söyleyip övünüyorlar,halbuki özellikle büyük şehirlerde yaşlılarımız bir başlarına konuşacak kimseleri olmadan evlerinde ölümü bekliyorlar,bu hibrit sistemle ağır hasta olmayanlar en azından evde kimse yokken akranlarıyla orda sosyalleşme imkanı bulur,hobi edinir ,hayata tutunur.
inşallah bizim ülkemizde de denetimi yapılan amacına uygun huzur evleri çoğalır.
devamını gör...
huzurevlerine ayna koymadıklarını okumuştum bir şiirde.
üzücü eğer öyleyse.
ihtiyarlayınca çocukların ebeveynlerine bir oda vermek yerine yalnızlığa hapsettikleri , tabiri caizse tıktıkları hapishane. kimin hayalidir huzur evinde kalmak, orada ölmek!?
devamını gör...
11.sınıfta sınıfça keçiörendeki huzurevini ziyarete gitmiştik. hediye etmek için birer tane de gül almıştık. oraya gittiğimizde o kadar sevindiler ki onların sevgiye ve ilgiye olan had safhadaki açıklarını görmek hepinmizi derinden yaralamıştı. ısrarla bizden diğer sene de gelmemiz için söz istediler durdular. ertesi hafta, ay ya da gün değil sene için. imkanımız oldukça grup olarak huzurevlerini ziyaret etmeye özen gösterelim. her sakinin size anlatmak için sabırsızlandığı binlerce hikayesi var.
devamını gör...
çağımızda anne babasına sahip çıkamayan evlatların kurtarıcısı kurum. cekirdek ailesi varken huzur evinde kalmak aci verici yaralayici bir durum zannimca.
devamını gör...
birkaç kez gittim. orada kalanların çoğu misafirlere karşı hissizleşmiş. haklılar da. ziyarete gidenler ezberlenmiş duygularla gidiyorlar. o kişilerin dertleri kimsesiz kalmaları değil ailesiz kalmalarıdır. ve siz ziyaretçiler yarım saatlik ziyaretle koca bir ömür yaşamış insanların bir şeyi olamazsınız. öncelikle bu tutumdan vazgeçmek gerekiyor.
devamını gör...
çocuklar ailelerinden intikam alma zamanıdır nasıl kucukken anne babası ona açımdan kreşe birakabiliyorsa çocuk da ailesine karşı aynı şeyi yapar ben oradaki insanlara çok üzülüyorum belki de hayatlarını boşa geçirdiklerini ve pişmanlıkları düşündükleri için bu kadar aksi ve mutsuz oluyorlardir bazılarının olayı bambaşka olsa da genelde böyle...
devamını gör...
vadesi dolan yaşlı insanların ölüme terk edildiği yer olarak tanımlanabilir
devamını gör...
evdeki huzuru sağlamak için evdeki huzursuzların gittiği yer.

gidilen yer ev değildir, huzurlu değildir ve evdeki huzursuz gittiğinde dahi kalanlar evde huzuru sağlayamaz.
devamını gör...
ileride imkanım el verirse inşallah eşimle beraber yerleşmeyi düşündüğümüz yer. güzel huzurevleri var. her şey paraya bakıyor.
evladıma da, belki hayatında olacak kişiye de yük olmak istemem.
devamını gör...
70'i görürsem, sonrasında takılmayı planladığım yer.
o zamana bir huzurevi sözlük olur kesin, orda yazar, skor yaparım.
yaşlı köylü yazardan ironiler, nickim olur.
devamını gör...
ikinci baharımı yaşamak istediğim yer.
devamını gör...
hayatımın bir evresinde çalışmak istediğim yer.
yaşlı insanlar, onların hayat tecrübeleri beni çok etkiliyor. bir çeşit huzur kaplıyor içimi, sanki onların yaşanmışlıkları benim içimdeki varoluşsal kaygıları azaltıyor. umarım gerçek olur bu isteğim.
devamını gör...
maltepe'de bir metro istasyonu.
devamını gör...
1 okul senesi boyunca gönüllü olarak bir huzurevinde çalıştım. severek gittim, yorgun ve argın bir şekilde ayrılıyordum her çıkışımda, bir de üzgün. gittiğim yer biraz şehir içinden uzak, çevresi bahçe/orman alanlık idi. 3 katlı idi. sadece 1. ve 3. katında görevlendirilmiştim. demans olan hastalar çoğunluktaydı. kadının gözlerine bakıyorum, gözleri sevinçle bakıyor ama boş. bilmiyorum, anlatabiliyor muyum? diyorum ki, hatırlıyor musun beni bak ben daha geçen gün buradaydım... hayır diyordu. peki ne hatırlıyorsun? yanındaki oturan kişi okul arkadaşı imiş. bana çocukluğunu anlatıyordu. hayal gücüm yettiği kadar hayal ediyordum. gezdiriyordum bahçede.

3. katta ise biraz daha kendilerinde olan insanlar vardı. bir hanımefendi vardı, hiç unutmuyorum... çok tatlı, akıllı... bir kör hanımefendi vardı mesela, onu gezdirmiştim bir iş arkadaşıyla beraber. onun durumunu çok iyi anlıyorum. bir süre gidememiştim huzurevine ve gözlerimi etrafta gezdirdiğimde gözümün önünde bir eksiklik vardı ve çözememiştim. o sırada gözüme bir defter ilişti ve defteri açıp, sayfalarını karıştırmaya başladım. defterde huzurevinde yaşayıp, diğer tarafa göçen kişilerin isimleri yazıyordu... ve sonra o kadının ismini gördüm ve anladım ki gitmiş... hikayesini bile dinleyemeden...

beni en çok şaşırtan olaylardan bir tanesi de, 3. katta baktığım kişinin torunun simasını anında tanımam olmuştu. sonra hemen kısa bir araştırma yaptım, söylemem nasıl. torunu bizim okuldaymış zamanında... o kadına çok kitap okudum ben, çok kırılgan ve narindi. bir deri ve kemikti... bağırıyordu, çığırıyordu, zar zor yemek yediriyordum, zar zor çok çok eski şarkıları açıp onu sakinleştirene kadar...

şimdi oradaki çalışanlara gelelim. asla ve asla düşündüğünüz kadar iyi bakılmıyor. insanların bırakın ruhuna dokunmayı, ellerini bile tutmuyorlar. herhangi bir sıcaklık, aynı yukarıdakilerdeki tanımdarda denildiği gibi, bir ev hissiyatı yok. yok çünkü olamaz. iki yabancı taraf, jenerasyon bir araya gelmiş. zaman mı yetiyor sanıyorsun? evraklarda boğuluyorlar, ilaçları hazırla derken, kontroller derken... en can alıcı noktaya geleceğim, en azından bana göre... saatte en az 1 defa ara verip, koskocaman olan balkona çıkıyorlar kafalarını dağıtmak için. ben oradan oraya koştururken ve ruhlarında bir iz bırakmaya çalışırken onların umurlarında olmaması benim canımı çok sıkıyordu ve hâlâ da sıkar. değiştiğini hiç sanmıyorum. hem mutfaktaki çalışan insana yardım ederdim çünkü asla vaktinde çıkmazdı, ekstra zaman kalırdı ve onun da parası ödenmezdi. aynı hastanelerdeki çalışan odaların temizliğini sağlayan insanlar gibi. temizlikçi kelimesini kullanmak istemiyorum.

son olarak, beni çok üzen bir olayla bu tanımı bitirmek istiyorum (bitiremedi). insanlar bakılacak kişiye kayıt, evrak işi, yaptırırken bir iş arkadaşım yanıma gelip bana kağıtların boş olduğunu göstermişti. kağıtlardaki sorulara baktığımda da şu tarz sorular gördüm: 'ne yapmaktan hoşlanır?' vb. nasıl insanın gönlü böyle boş bırakmaya izin veriyor ki, diye de sitem etmişti iş arkadaşım.

bazı iş arkadaşlarım da çatlaktı ama bu her yerde mevcut az çok. ya işi başkasına yaptırmaktan zevk alanlar olur ya da deli olanlar.

hüzün akıyor duvarlarından, hüzün... dışarıyı izlemek için ideal camları vardı binanın ama özgür değillerdi... güneş çökünce insanın içi biraz daha üşüyordu ve her yer daha soğuk oluyordu...

onun için de, her gün farklı bir aktivite olurdu her katta. bingo oynanırdı, bulmacalar çözülürdü, bowling oynanırdı plastik labutlarla, sürekli dizme işi bana düşerdi, en genç çalışan bendim çünkü. yemekten önce dualar bile edilirdi.

t: yaşlı insanların kendi isteği ile yada kendi isteği olmaksızın, günlük hayatlarını sürdürebilsin veya sürdüremezsin, diğer yaşlı bireylerle birlikte, ikili veya tek odada, kaldığı bir yer.
devamını gör...
m4 metrosunun en çok kullandığım istasyonu.
devamını gör...
baktım ki yaşlanmışım; hafızam sıkıntıda, marş motoru çalışmıyor, dört çekere geçemiyorum, hemen zınk diye yerleşeceğim huzurevine. iki tane de kafa dengi kanka bulursam değmeyin keyfime.
devamını gör...
çok ziyaret etmek istediğim yerlerden bir tanesi. henüz fırsat bulamadım. ama aklımda.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"huzurevi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim