1161.
paldır küldür yıkılır bulutlar
gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
o eski heyecan ölür
an gelir biter muhabbet
şarkılar susar heves kalmaz

-atilla ilhan
devamını gör...
1162.
birden hatırlarsın,
o da seni - - birden bazan:
nerde, ne yapar şimdi
parlar bir özlem anılar arasından.

bu akşam ne garip sözcük
sanki ilk duydum, yadırgıyorum:
akşam. bilmem bulur muyum
yollara baksam?

söner yangın birazdan
yatışır özlem.
bir gün karşılaşırız
bir gün, bir yarım akşam.

(bkz: behçet necatigil) *
devamını gör...
1163.
seni saklayacağım inan
yazdıklarımda, çizdiklerimde
şarkılarımda, sözlerimde.

sen kalacaksın kimse bilmeyecek
ve kimseler görmeyecek seni,
yaşayacaksın gözlerimde.

sen göreceksin duyacaksın
parıldayan bir sevi sıcaklığı,
uyuyacak, uyanacaksın.

bakacaksın, benzemiyor
gelen günler geçenlere,
dalacaksın.

bir seviyi anlamak
bir yaşam harcamaktır,
harcayacaksın.

seni yaşayacağım, anlatılmaz,
yaşayacağım gözlerimde;
gözlerimde saklayacağım.

bir gün, tam anlatmaya...
bakacaksın,
gözlerimi kapayacağım...
anlayacaksın.

özdemir asaf
devamını gör...
1164.
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem öldüreceğimden korkardım
felaketim olurdu, ağlardım
devamını gör...
1165.
geceye şiir bırakmaktan da yorulduk...
devamını gör...
1166.
ne kadar severim o insaları!
o insanlar ki renkli, silik
dünyasında çıkartmaların
tavuklar, tavşanlar ve köpeklerle beraber
yaşayan insanlara benzer.

orhan veli kanık - insanlar.
devamını gör...
1167.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(bkz: cemal süreya)
devamını gör...
1168.
sen yoksun
deniz yok
yıldızlar arkadaşım
ya bu gece harika şeyler olsun
yahut bir bomba gibi
infilak edecek başım.

attila ilhan
devamını gör...
1169.
biliyorum sana giden yollar kapalı
üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni
ne kadar yakından ve arada uçurum;
insanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

uyandım uyandım, hep seni düşündüm
yalnız seni, yalnız senin gözlerini
sen bayan nihayet, sen ölümüm kalımım
ben artık adam olmam bu derde düşeli..

cemal süreya - biliyorum sana giden
devamını gör...
1170.
bizim hiç bir hürriyetimiz yok,

hiç bir hürriyetimiz,

ne çalışmak, ne konuşmak, ne sevişmek,

sen orda bağrına bas dur en büyük çileyi,

ben burda en büyük çileyi doldurayım,

ekmeğe muhtaç, hürriyete muhtaç, sana muhtaç.

sen orda dalından koparılmış bir zerdali gibi dur,

ben burda zerdalisiz bir dal gibi durayım.

a. kadir
devamını gör...
1171.
“ne güzel şey hatırlamak seni:
bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
ve saçlarında
vakur yumuşaklığı canımın içi istanbul toprağının…
içimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti…”

(bkz: nazım hikmet)
devamını gör...
1172.
karanlık bir gecede tenime işler yağmur damlaları
derimin altındaki cam kırıkları
ayaklarımın altındaki papatyalar kan kırmızı
fısıldar durur bir adam şarkımı
sırtımda havanın ayazı
ölmekteyim gecenin bir yarısı
tutacak olan var mıdır bir korkağın yasını
kaldıramaz ölü bedenim acıyı
yolun sonu ceset torbası
ölürsem tutma yasımı
devamını gör...
1173.
niceleri geldi neler istediler
sonunda dünyayı bırakıp gittiler
sen; hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler
bu dünya kimseye kalmaz bilesin
ergeç kuyusunu kazar herkesin
tut ki, nuh kadar yaşadın zorbela
sonunda yok olacak sen değil misin?
devamını gör...
1174.


"aşkım !
gölgeme basar gibi değil
dudaklarımın kenarında gezer gibi yürümeni özledim
gecenin renkleri istila edişi gibi değil
güneş gözlerimden öpermiş gibi bakmanı özledim
avuçlarımdan kayar gibi değil
aşkın sahibine dua eder gibi ellerinden tutmayı özledim
yağmur kokan tenini
uyurken seni izlemeyi
mahmur sesinle ismimi söylemeni özledim

emanetim !
adından başka konuşmayan dilim
zamanın öğütemeyeceği cümleler kurmuyor
hayalini kurduğumuz doğmamış çocuk
arkamda safa durmuyor
küsmüş
konuşmuyor
gel de gamzelerindeki çiçekleri diriltelim"
devamını gör...
1175.
birhan keskin'in en sevdiğim dizelerinden...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
1176.
insan
gelenler adamdı, buldukları insandı
insan yalnız tanrının yarattığı mâhluk
insan mâhluktan, adam insandan çıktı.
tanrının insanı yer ve içer.
insanın adamı düşünür ve yaratır.
mustafa kemal atatürk
devamını gör...
1177.
hastayım, hasta… ölgün…
gördüm yüzümde bugün:
bir sürü buruşuklar…

daha yirmi yaşımda
beliriyor karşımda,
siyahlaşan ufuklar…

ne kadar boşmuş hayat.
işte bana birkaç hat
ihtiyarladın! diyor…

bu çizgiler bir nehrin,
yatağındaki derin
çukurlara benziyor:

bir sel gibi ömrümüz,
akarak gece, gündüz
kazmış bu çukurları…

biz ki sönmüş bir koruz;
bilmem ne bekliyoruz
böyle benzimiz sarı..

sabahattin ali- buruşuklar
devamını gör...
1178.
''zenciler prensesi olacağım.
hayat işte asıl o zaman başlayacak”
pippi uzunçorap
çiçekli şiirler yazmama kızıyorsunuz bayım
bilmiyorsunuz. darmadağın gövdemi
çiçekli perdelerin arkasında saklıyorum.
karanlıkta oturuyorum. ışıkları yakmıyorum.
çalar saat zembereği boşalana kadar çalıyor
acı veren bir sevişmeyi hatırlıyorum.
bir bıçağın gereksiz yere parlaması bu.
yıllardır kendini bulutlarda saklayan illegal bir yağmurum.
bir yağsam pahalıya malolacağım.
ben bir bodrum kat kızıyım bayım
yalnızlıktan başka imparator tanımaz bodrumum
bir süredir plastik vazolar gibi hiç kırılmıyorum
fakat korkuyorum. birazdan da
kırk üç numara ayakkabılarınızla
bahçede oynayan çocukların üstüne basacaksınız
bu iyi olmaz bayım!

“gün akşam oldu” diyorum
ekmek kırıntıları atıyorum kuşlara
cam kırıkları yiyorlar
rüyamda; bir kâse dolusu suyun içinde
rengârenk yap-boz parçacıkları
anlatmak istiyorum, dinlemiyorsunuz.
hayır, sanırım sabahı bekleyemem
bilmiyorum.
insanlar rüyalarını acilen anlatmalı.

on dört yaşındaydı ruhum bayım
bir mermer masanın soğukluğunda yaşlandı.
protez bacaklar taktılar ruhuma ince ve beyaz
gıcırdaya gıcırdaya dolaştım şehri
protez bacaklarıma bile ıslık çaldılar
o ara içimde çiçeklerden oluşmuş
bir silahsız kuvvet ablukaya alındı
sinemalarda da “organzm gıcırtıları” oynuyordu.
kaçmaya çalıştım. olmadı.
bu nedenle, çiçekli şiirler yazmayı
ruhum açısından faydalı buluyorum bayım.
neyse işte
ben her filmi hatırlarım
sinemaların hiç bitmeyen gecesine sığındığım çok oldu.
“sofi’nin tercihini” seyrederken çok ağlamıştım.
öpüşen guramilerle ilgili bir film yapsalar
onu da mutlaka hatırlardım.
insan içinde çevrilen bir çıkrığın sesini unutur mu?
hem sonra ben hatırlamaya alışkınım
bir “eşya toplayıcısıyım” bayım.

büyük gemiler de yok artık bayım
büyük yelkenler de
büyük kâğıtlar yakmak istiyor şimdi canım.
işte az önce bir karabatak daldı suya
bir süredir kayıp
dünyayı yutmuş olarak çıksa da ortaya
ölüm çok iri bir sözcük değil bayım.
kasımpatları kadar acı kokuyorum biliyorum.
ama siz sobada sucuklu yumurta pişirip yiyen
yoksul bir aşkın güzelliğini bilir misiniz?
bir gül, bir güle derdi ki görse
yalan söylüyorum
güller bu sıra hiç konuşmuyor bayım.
devamını gör...
1179.
"seninle konuşurken sitare
aklıma yıldızlar dökülüyor
bir çaresiz zühre oluyorsun babil caddelerinde
ateş gözlü kâhinler koşuyorlar arkandan
binlerce meşalenin ışığı kımıldıyor saçlarında
gökyüzü salkım salkım
zigguratlar tıklım tıklım
dönüp dolaşıp dudaklarına takılıyor aklım
ah benim bu akıldan sıyrılmış aklım
kimi gün boşlukta konacak yer bulamayan
kimi gün inatçı yosunlar gibi kepez diplerine yapışan aklım..."
dilâver cebeci-sitâre
devamını gör...
1180.
sana çirkin dediler düşmanı oldum güzelin
sana kâfir dediler diş biledim halka bile
topladın saçtığı altınları yüzlerce elin
kahpelendin de garaz bağladım ahlaka bile.
f.n.camlibel
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"geceye bir şiir bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim