481.
kaygusuz abdal'dan gelsin. diss to allah.*
ademi balçıktan yoğurdun yaptın
yapıp da neylersin bundan sana ne
halk ettin insanı saldın cihana
salıp da neylersin bundan sana ne

bakkal mısın teraziyi neylersin
işin gücün yoktur gönül eğlersin
kulun günahını tartıp neylersin
geçiver suçundan bundan sana ne

katran kazanını döküver gitsin
mümin olan kullar didara yetsin
emreyle yılana tamuyu yutsun
söndür şu ateşi bundan sana ne

sefil düştüm bu alemde naçarım
kıldan köprü yaratmışsın geçerim
şol köprüden geçemezsem uçarım
geçir kullarını bundan sana ne

kaygusuz abdal der cennet yarattın
cehenneme nice kulları attın
nicesin ateş-i aşk ile yaktın
yakıp da neylersin bundan sana ne
devamını gör...
482.
keşke gelsen

kilidi kuvvetli kapılardan girilen bir evde,
kendine çeki düzen veren
yarım yüzyıllık bir serseri.
usta kılığında bir cambaz
ne dediğini bilir de bazen
ne yaptığını hatırlamaz.
patavat işinde bir mühendis
ağzından çıkandan
dimağı habersiz.
ya kafiyelere kurban eder kendini,
ya da hep kafası karışık
kendisiyle ilgili.
keşke gelsen…
her neredeysen….
itimat sektöründe yaralı
ceylanlardan oluşan bir tabiat alanı
sanat ki tabiatın arta kalanı.
yalnızlığıma perdedir futbol tivi
ve ekranlardaki çığlık sistemi
içerde kimse yok
bakma sen habertürk,
açık oturum,
bir kulağımda memleket sesleri.
senin gözlerindeki merak
ve biraz da hayranlık belki…
keşke gelsen…
her neredeysen….
açık konuşalım ki meram
kendine gelsin akşamları
ne yaparsa yapsın dışarda
yeter ki evinde uyusun
yıpratmasın şamdanları.
kalabalık içine gizlenen bakışların
hem aleni,
hem görmezden gelinen,
kimseyi düşman etmeden
birini sevmenin tadında beliren,
senin körpe olgunluğun
ve benim yaşlı çocukluğumla çelişen…
keşke gelsen.
her neredeysen.
alkışa alışan davranışların
bir beden meselesinde düğümlenen
adına tutku ilmi
ya da perişanlık denen,
dokunmanın infilak ettiği sevmelerde,
terli söyleşmeler arasında çok sık,
senin benim olmanı çok seviyorum
diye tercüme edilen…
sonra kuru yaprak kelimelerle tükenen
kimi özlediğini bilmeyen bir şiirde
nedense bazen konuk edilen…
keşke gelsen…
her neredeysen…
ve sen kimsen
ki akşam makamını bu kadar seven,
madem binmeyecektin
neden bu durakta bekleyen…
belki de şairin
çok da meşru olmayan
kendi kendine bir rep
hafif meşrep
gül kokulu ama kelime süsünden mürekkep.
belki de çok bilgili,
kitap yüklü bir merkep.
keşke gelsen..
de sustursan bu kafayı,
her neredeysen
de orası dar gelse,
bir nefes
bir koşu
bir nazar
bir aşk hızında..
keşke gelsen…
her neredeysen…

yılmaz erdoğan
devamını gör...
483.
trrrrum,
trrrrum,
trrrrum!
trak tiki tak!
makinalaşmak istiyorum!

beynimden, etimden, iskeletimden geliyor
bu!
her dinamoyu altıma almak için çıldırıyorum!
tükrüklü dilim bakır telleri yalıyor,
damarlarımda kovalıyor oto-direzinler lokomotifleri!

trrrrum,
trrrrum,
trak tiki tak
makinalaşmak istiyorum!

mutlak buna bir çare bulacağım
ve ben ancak bahtiyar olacağım
karnıma bir türbin oturtup
kuyruğuma çift uskuru taktığım gün!

trrrrum
trrrrum
trak tiki tak!
makinalaşmak istiyorum!
nazım hikmet.
devamını gör...
484.
evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu
hani, kurşun sıksan geçmez geceden
anlatamam, nasıl ıssız, karanlık
ve zehir zıkkım cıgaram
gene bir cehennem var yastığımda
gel artık.
ahmed arif
devamını gör...
485.
gülleri sarı severim , toprağı ıslak
türküleri yanık , şiirleri hoyrat
havayı nemsiz , çayı demsiz
bir seni olduğun gibi
bir seni her şeye rağmen
bir seni hala...
ümit yaşar oğuzcan
devamını gör...
486.
güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam...
hoşgeldin kadınım/nazım hikmet
devamını gör...
487.
ben
senden önce ölmek isterim.
gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
ben zannetmiyorum bunu.
ıyisi mi,beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni gorebilesin
fedakarliğimi anlıyorsun
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
ve toz oluyorum
yaşiyorum yanında senin.
sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
ve orada beraber yaşarız
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
toprağa beraber dalacagız.
ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasndan nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
ben
daha ölümü düşünmüyorum.
ben daha bir çocuk doğuracağım
hayat taşıyor içimden.
kaynıyor kanım.
yaşayacağım, ama ,çok, pek çok,
ama sen de beraber.
ama ölüm de korkutmuyor beni.
yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
ıçimden bir şey :
belki diyor...
devamını gör...
488.
kalbimi emanet ettiğim son otobüssün,
uykumu da koydum valizime
yıllardır kayıp olan benliğim de seninle,
haydi benden öyle bir uzaklaş ki
ben bile seni tanıyamayayım.
beni de al git,
geçmişimi al,
seninle olan güzelimi ve acımı al
sevgimi de al yanına,
sevginden kalan ıslak mendilimi de koy cebine,
uzaklaş benden,
öyle uzaklara git ki bir daha sana gelemeyeyim.
unutayım yüzünü,
unutayım kokunu
seni seninle unutayım.
al git sana ait olan her şeyi
beni yoksulluğumla terk et,
beni yüreğimle bırak git,
beni acılarımdan kurtar öyle uzaklaş benden,
kırık saçlarımı yol da git,
aşka olan inancımı kül et de git,
bu hayata olan yaşama hevesimi de koy valize,
hatıralarını unutma sakın
hatıraları yak da git,
seni tanıyamayayım,
seni bana hatırlatacak her şeyi sil içimden
huzur durağıma koy beni
giderken senden son isteğim, içindeki sevgiden utan da git
bir defa yüzümü hatırla
gözlerimin derinliğini hisset yüreğinde
kirpiklerimden senin için dökülen damlaları hatırla
öyle hisset ki beni
bu his hiçbir zaman içinden kopamasın
bu his seni senden alsın
bu his seni yerle yeksan etsin
sana hoşça kal diyemem,
çünkü ben sen gittiğinde hoş kalmadım,
mutsuz ol diyemem
senden sonra mutsuz kalmadım.
mutlu ol hiç diyemem,
senden sonra mutluluğu hiç karşılamadım.
git benden,
ben senden sonra nasıl kaldıysam
sende öyle kal benden sonra.
evin içindeki ateş yakmasın seni
içinde bulunan vicdanın ateşi yaksın
canını sen değil başkaları yaksın,
seni kimse sevmesin,
seni benim gibi kimse sevemez.
sen benden sonra sevilemezsin.
sen benden sonra seversin ama yanarsın
o sevdada yaktığın gibi yanarsın.
işte yangınımı ancak o vakit anlarsın
aşk nedir bilemezsin,
gözyaşını kendin silemezsin.
işte o zaman beni anarsın.
beni sana olan sevdam ile anarsın.
yanarsın, benim sana olan sevdamda.
sözlerimi özlersin,
gözlerimi önemsersin.
beklersin,
beni terk ettiğin sokaklarda beni beklersin,
umma, ben artık senden gittim, bilincimi sildim.
~ edanur kalkan ~
devamını gör...
489.
en kısa ceza
ömür boyu olandır..
kimse bilmediğinden.
kim bilir;
belki bir yalandır..
kendiliğinden.
bir korkudur belki,
saklanandır..
çirkinliğinden.
bir soru olsa gerek;
sorulmadığındandır..
birden.
özdemir asaf - arayış.
devamını gör...
490.
-sevgili arkadaşım

1.
gözlerinin rengi gibi
yüreğinin rengi gibi
saçların da kendi renginde

ama ben, ellerini gördüm önce
toplayan, düzelten, onaran ellerini
dokunduğuna soluk aldıran
telâşlı, usta, sevecen ellerini

geç anladım ve inandım
her gün daha çok inanıyorum
ellerin, güzel işlerin karıncası
ellerin, ellerden bıkmış ellerime sığınak

2.
yüzünün rengi gibi
dudaklarının rengi gibi
saçların da kendi renginde

ama ben, özverini gördüm önce
içinden çavlan gibi dökülen özverini
hep koşan, yürümeyi bilmeyen
hesapsız, gücendirmeyen, saydam özverini
neye uzansa dirilten
susan, hüzünlenen, sıcak özverini

geç anladım ve inandım
gün gün daha çok inanıyorum
özverin, güzel işlerin arısı
özverin, sözcüklerden yılmış kafama barınak

3.
derinin rengi gibi
sesinin rengi gibi
saçların da kendi renginde

ama ben, seni gördüm önce
gülen, yaşayan, bilen seni
körpe bir söğüt dalı gibi çırpınan
durduğu yere can veren
gönüllü, duyan, seven seni

geç anladım ve inandım
şimdi daha çok inanıyorum
sen, hayatın ablası
saf olan her şeyin mayası
sen, eşyalardan usanmış kalbime dayanak

4.
sevgili arkadaşım benim
sana 'sevgili arkadaşım' diyorum
budur, bizim anladığımız sevdanın tanımı
işte sana bir aşk şiiri
içinde 'sevgilim' sözcüğü geçmiyorsa
suçun yarısı senin
çünkü, ben de bize yaraşanların sözcüğünü değil
kendisini seviyorum senin gibi

-süreyya berfe
devamını gör...
491.
rakip

ay, tebessüm edecek olsaydı seni anımsatırdı
ikiniz de güzel ancak mahvedici bir etkiye sahipsiniz.
ikiniz de ululuğunuzu borçlusunuz
ışığınızın ödünç alınmış olmasına.
o’nun “0” biçimli ağzı, dünyanın haline ağlarken
sen gamsızsın.

ilk armağanın, taşa dönüştürmekti her şeyi
bir anıtmezarda uyandığımda yanımdasın
parmaklarını, mermerde gezdirirken bir dal sigara arıyorsun
bir kadının olması gerektiği üzere kindarsın ancak,
o denli kaygılı bir halin yok
cevapsız bir soru sormak için yiyip bitiriyorsun kendini.

ay da zulmeder tebaasına
lakin gülünç gelir ona gündüz gözüyle bakıldığında
ancak senin tatminsizliklerin,
sevgi dolu bir rutine tabi olarak
posta kutusundan gün be gün ulaşmaktadır ellerime
beyaz ve bomboş olmakla birlikte
karbonmonoksit gibi yayılıyorlar.

senden gelecek bir haberin hükmetmediği bir günüm yok
afrika’yı arşınlayacak olsan dahi, aklında ben olurum.

sylvia plath
devamını gör...
492.
" keşke yalnızlığım kadar yanımda olsaydın.. keşke yalnızlığımla paylaştığımı seninle paylaşsaydım... keşke senin adın yalnızlık olsaydı ve ben hep yalnız kalsaydım…”
özdemir asaf
devamını gör...
493.
bir şehrin neresinden başlarsın hecelemeye
tekel bayileri desen onunda modası geçti
en son doksanlarda bir kadın beni çok sevmişti
annemdi.
populer kitaplardan cümle yontan yavşaklar
kasıklarına uzan diye kızım daha çok uğraşacaklar
amiral battı sevgilim tavla okey maç var yarın
gelecekle ilgili hayallerini getirde azcık oynayalım
bir sehrin neresinden başlarsın hecelemeye
çanak çanak gerçekçilik kusarken gezegene
hiç aldırış etmiyor yalnız uyuduğu gecelere
bak bir daha söylüyorum iyi düşün gitme!
onemli olan poti kareli piknik örtüsü degilde ne?
sanma ki garsonlar sarı sıcaktır sevgilim
ıcki getirirkenki elleri dikkat et kadife mavi
acımasızdır ev hayvanları kahveni icte gidelim.
ne ickim var ne kumarim ne pavyonum
ara sira siir yazarim efendim
kızınızin üzerine kusarim.
bana bak bir sehrin neresinden başlarsın hecelemeye?
sen ölüsün dostoyevski sus gülme
boğuluyorum mesela ben şiire ara versene
kadiköy vapuru bej rengi elbise
kiz kulesinden sonra tavuk pilav akşam yemeği
giderken molada çay zorla içermiş gibi
önceki gece akaretler yokuşu rakı tadi ekşi
ve bilirsin o sarkiyi / sen beni ömrünce...


karaladik işte bisiyler... anlayana
devamını gör...
494.
aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
yatakta yatmayı bildiğin kadar
sayın tanrıya kalsa seninle yatmak günah daha neler
boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
bütün kara parçaları için
afrika dahil
devamını gör...
495.
söylesem söyleyebilsen ah derdimi

söylesem ah söyleyebilsem derdimi
mehtap bir gecede açabilsem sana kalbimi
göreceksin seninle dolu
desem, diyebilsem ki seviyorum seni
çılgınca aşığım sana
ama demem, diyemem
çünkü aramızda dağlar, denizler
ve benim o kahrolası gururum var
bu böyle sürüp gidecek
sen, seni sevdiğimi bilmeyecek, öğrenmeyeceksin
ben her gece yıldızlara seni sevdiğimi söyleyeceğim
sana asla...
çünkü aramızda dağlar denizler
ve benim o kahrolası gururum var


victor hugo
devamını gör...
496.
buluşmak üzere

diyelim yağmura tutuldun bir gün
bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
öbür yanda güneş kendi keyfinde
ne de olsa yaz yağmuru
pırıl pırıl düşüyor damlalar
eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
dar attın kendini karşı evin sundurmasına
işte o evin kapısında bulacaksın beni
diyelim için çekti bir sabah vakti
erkenceden denize gireyim dedin
kulaç attıkça sen
patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan
ege denizi bu efendi deniz
seslenmiyor
derken bi de dibe dalayım diyorsun
içine doğdu belki de
işte çil çil koşuşan balıklar
lapinalar gümüşler var ya
eylim eylim salınan yosunlar
onların arasında bulacaksın beni
diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya
çakmak çakmak gözleri
meydan ya taksim ya beyazıt meydanı
herkes orda sen de ordasın
herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından
yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim
özgürlüğe mutluluğa doğru
her işin başında sevgi diyor
gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili
bi de başını çeviriyorsun ki
yanında ben varım

(bkz: can yücel)
devamını gör...
497.
bitiriyorum burada. boğazımda patlamamış bir çığlık, bağırmak, ağlamak yok artık. uzun bir şiirin dizelerini bir bir yaşadım, uzun bir şiir oldu hayatım... ben niye kimselerin ağlamadığı yerlerde ağladım?
.......
ahmet erhan
devamını gör...
498.
uçurumun kenarındayım hızır
ulu dilber kalesinin burcunda
muhteşem belaya nazır
topuklarım boşluğun avcunda
derin yar adımı çağırır
dikildim parmaklarımın ucunda
bir gamzelik rüzgâr yetecek
ha itti beni, ha itecek
uçurumun kenarındayım hızır
civan hazır
divan hazır
ferman hazır
kurban hazır

uçurumun kenarındayım hızır
güzelliğin zulme çaldığı sınır
başım döner, beynim bulanır
el etmez
gel etmez
gülce'm uzaktan dolanır
uçurumun kenarındayım hızır
gülce bir davet
mecaz değil
maraz değil
gülce bir afet
peri değil
huri değil
gülce beyaz sihir
gülce ölümcül naz
buram buram zehir
yar yüzünde infaz

bir gamzelik rüzgâr yetecek
ha itti beni, ha itecek
güzelliğin zulme çaldığı sınır
uçurumun kenarındayım hızır
ben fakir
en hakir
bin taksir
ateşten
kalleşten
mızrakla gürzden
dabbetülarz'dan
deccal’dan, yedi düvelden
korku nedir bilmeyen ben
tir tir titriyorum gülce’den
ödüm patlıyor gülce’ye bakmaktan
nutkum tutuluyor, ürperiyorum
saniyeler gözlerimde birer can
her saniyede bir can veriyorum

(bkz: gülce)
devamını gör...
499.
tanrı
bin birinci gece şairi yarattı,
bin ikinci gece cemal’i,
bin üçüncü gece şiir okudu tanrı,
başa döndü sonra,
kadını yeniden yarattı.
devamını gör...
500.
aşkın en güzel yönü
belli bir başı vardır belli bir sonu
sakınır bitkiler gibi büyütürüz
açtığını görürüz derken solduğunu
dere tepe düz sürdüğümüz tımarlı atlarımız
varır uzun bir kışa girer salar tüyünü.

çizgiyi geçtik mi geçtik, sen yalnız ben yalnız
ondan öte ne dargın ne barışık
iki aşk ölüsüyüz salt iki tanıdık
ah, bitti bitti bil ki bitti artık
binde bir, bir yerde kaşılaşırsak
iki ölü gibi- o da belki- selamlaşırız…

aşkın en güzel yönü / necati cumalı
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"geceye bir şiir bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim