futbol

oynamasının ve izlemesinin tam olarak büyüsünü çözemediğim. insanları çok sevindirip üzmeyi becerebilen. aslında mutluluk ve üzüntü dışında menfaati olmayan. dün gece beşiktaş'ın rezil topuyla bırakmayı düşündüğüm. oynamaktan çok büyük zevk aldığım spor(spor denebilirse)

hicbir mantığı olmayan koşturmaca.

hayatının büyük bölümünde sadece izleyici olarak futbola vakit ayıran fanatikçe takım tutan çoğu insan, benim gözümde boş beleştir. güzel bir spor fakat özellikle türkiye'de oynayan da izleyen de bunun bir eğlence ve centilmenlik oyunu olduğunu çoktan unutup, yenilgiyi hazmedemeyen ortadoğu barbarlardan farksızdır.

superlig bu başlığın altına gelmemeli çünkü futbol öyle bir şey değil.

22 kişi + hakem(ler) + meşin yuvarlak ile oynanan bir ayak oyunudur.
günümüzün en çok ilgi duyulan spor dalıdır.

bir nevi deşarj olma hedesi. yoğunlaşman gereken esas ciddi konulardan kurtulup daha basit olana yoğunlaşmanı sağlar. doğuştan gelen sorgulama dürtüsünü bu alanda tüketerek derdin tasanın hatta isyanın sınırlarını çizer.

bireysel başarıların takdir edilmediği, insanın insanı ezdiği, ekonomisi ve sosyal gelişkinlik düzeyi açısından geri kalan ülkelerde, adına stadyum denen aynı anda yüz bin kişiyi içine alan matrixvari yapılarda uyutma yapabilen inanılmaz spor türüdür. gelmiş geçmiş hiçbir spor dalı, şu ana kadar bu tip bir etkiyi verememiştir.

zenginlerin oynayıp fakirlerin seyrettiği spor branşı.

şu ufak hayatımızda aldığımız ufak zevklerden birisi

toplumların afyonodur

tribünde seyretmenin verdiği zevk başka..

çocukluktan yetişkinliğe kadar her yaşta ayrı bir seyir zevkinden oynamasına kadar olan iki direk arasına meşin yuvarlağı yollamaktır. çocukken oynadığım kola tenekesinden plastik topa daha sonra futbol topuna terfi ettiğimiz zevki bambaşka olaydır. bitmek bilmeyen enerjimizi mahallede,okulda maç yaparak geçirirdik. büyüdük halı sahalara terfi ettik, oyun konsollarından tuttuğumuz takımların maçlarına kadar izlemek gibisi yoktur. futbol bir kitaba yada makaleye sığmayacak kadar büyük bir spordur.

"ilk olarak türkler icat etmiştir." desem taşak geçecek insan çok ammaaa;
şuna da bir bakılmalı.

(bkz: ahmet taşağıl)'ın okuduğu, incelediği; göktürk ülkesine gelen çin elçilerinin anısında yazar bu durum.
şu videoda görülebilir

kendisinin kitabından aldığım, iddiayı konu eden ekran görüntüsü için;
bakınız

her daim oynamaktan, izlemekten ve tartışmaktan kendimi alamadığım spor, oyun, yaşam biçimi..

bakmayın siz milyon dolarlık, manken gibi gezen futbolcuların efemineliğine. futbol sert bir spordur. maskülist bir yaklaşımla kadınları incitmek gibi bir amacım olmamasına karşın, kabul etmeliyiz ki futbol erkek oyunudur. erkek, burada sertliği, dayanıklılığı temsil eden bir simgedir aslında. bunun dışında futbol, yağmurlu bir havada, eksi bilmem kaç derecede, nabzı 140 olan bir futbolcunun gol attıktan sonraki o sevincindeki masumiyet ve gururdur aslında. 4-4-2 'ler, 4-5-1'ler, 3-5-2 'ler, santraforlar, sarkık liberolar, hepsi hepsi detaydır. aslolan insanın tüm fiziki ve ruhsal kapasitesinin tanrı vergisi yetenekle buluşmasıdır. futbol küçük bir çocuğun yatağına serilen takımının nevresimi, anadolu'nun bir köyünde gittiğiniz kahvede asılı olan 1988-1989 sezonu beşiktaş takım posteridir. ruhtur, insanın en derin hırslarıdır. hiç bir maddi menfaatin olmayan bir maçı uzaktaki sevgiliyi beklermiş gibi beklemektir, aşktır.

izleyicisinin sinirlerine hakim olamadığı bir tür topa vurmaca oyunu. zaten genelde bu oyunun izleyicisi stadlarda bağıran çağıran küfreden yakan yıkan tiplerdir. neden? çünkü futbol izleyebilmek için asgari zeka yeterlidir. ben bunları modern insan olan homo sapiens sapiens 'den ayırıp "homo sapiens futbolus" diyorum. bu türün birkaç örneğini bu başlık altında çokça göreceğimizi ümit ediyorum. modern insanın bir alt türü oldukları için hayvanat bahçesine sokulamayan bu canlıların, yazdıklarını okumak isterseniz, bu başlığa sıkça uğramanızı tavsiye ederim. genelde futbolu savunma biçimleri, bir maymunun yuvasını, ailesini ve yiyeceğini koruması gibi içgüdüseldir. hatta futbolu savunurken diğer spor dallarından örnekler vererek onu temize çıkarmaya çalışırlar. sürü halinde iken tek başlarına olduğundan daha mütecaviz tavırları vardır. araştırmalara göre, bu tür aslında sapiens olarak doğar. fakat futbolus'a dönüşmüş baba, amca, dayı gibi insanların baskısı sonucu futbolus haline gelirler. bu dönüşüm öylesine yavaş ve farkettirmeden olur ki futboluslar hâlâ sapiens olduklarını iddia edebilirler. işbu entryde bahsettiğim ufak nüanslar ile sizde bir futbolus kaşifi olabilirsiniz. kolay gelsin, başarılar.

topun bir o kaleye gidip bir bu kaleye gidip sonunda almanların kazandığı oyundur.

futbol şiddettir futbol holiganlıktır futbol adam pıçaklamaktır.

albert camus'nun meraklısı olduğu ve ciddi ciddi kalecilik yaptığı spor dalıdır ayrıca.

dünya üzerinde ilgili duyulacak o kadar güzel şey varken buna ilgi duyan, takip eden, ömrünü verenler var.zerre ilgimi çekmeyen olaydır.

11'er kişiden oluşan iki takımın bir top peşinde koşuşuna ve sonunda o topu kale ağlarına gönderme sporuna demir.