1.
19. yüzyıl felsefesine yön vermiş en önemli isimlerin başında gelen alman filozof.
devamını gör...
2.
bay bıyık.
devamını gör...
3.
ağladığında ağlatır.
devamını gör...
4.
hayat hikayesini dinlemek için; dinle - izle

yeryüzünde var olan bütün dinlerin ve politik görüşlerin insanoğlunun özgür gelişmesini engellediğine ve hepsinin yıkılması gerektiğine inanan bir insan…

nietzsche 1844’te saksonya’da bir taşra papazının en büyük oğlu olarak dünyaya geldi. gerek annesi, gerekte babası uzun protestan geçmişleri olan ailelerden geliyorlardı ve evlerinde sessiz, sakin, bilgili ve sıkıcı bir hava esiyordu. friedrich, gençliğinde çok zekiydi. evin ve okulun otoritesine sıkı sıkıya bağlıydı.

annesi, friedrich daha 5 yaşındayken dul kalmıştı ve sonradan olan kız kardeşleriyle birlikte komşu şehir olan naumburg’a yerleştiler. ailenin tek erkek üyesi friedrich ve burada kadınların arasında yani annesi, büyükannesi, teyzesi ve kız kardeşleri ile birlikte yaşamaya başladı.

1851 yılında weber enstitüsü’nde, eğitimine başladı. annesinin ona piyano hediye etmesiyle ilk müzik derslerini aldı. 10 yaşında ilk kompozisyon denemelerine başlayan friedrich orta öğrenimi sürecinde birkaç deneme, çok sayıda şiir ve kompozisyon kaleme aldı.

12 yaşına geldiğinde sonradan kendisinin açıkladığı üzere “olanca göz kamaştırıcılığı içinde tanrı’yı” gördü. on üç yaşında, yani 1857’de ilk otobiyografisini yazan nietzsche’nin, kafasını kötülük olgusu kurcalıyordu. “hiç bir adalete sığmayan, dünyadaki sayısız çatışma ve derin acı iyi bir tanrıya nasıl mal edilebilirdi? çocuğun küçük yaşta kaygı ile tanık olduğu, özellikle bedensel acı ve işkencelerin kaynağı neydi?” bu kuşkular nietzsche'nin bilincinde gelişecek, dört yıl sonra, 1861 yılında yazdığı ilk şiirin esin kaynağı olacaktı.

hayatını ailesinden de etkilenerek dine evrilten nietzsche, 20 yaşında bonn üniversitesinde ilahiyat eğitimi almaya başladı. fakat bu eğitim kısa sürdü ve 1 yıl sonra dillerin yapısını, tarihsel gelişimini ve birbirleri ile ilişkilerini inceleyen bilim dalı olan filoloji’de karar kıldı. bu okulda çok sıkı bir şekilde eski yunanca ve latince öğrendi. evdeki rahat ve konforlu hayattan, okulun soğuk demir yataklarına geçiş onu epey üzmüştü. fakat düşünce tarzı bundan aldığı kuvvetle daha da güçlendi. kişiliğinin ve başarısızlığın bilincine bu sayede varmıştı.

ancak bir yandan da inancını sorgulamaya devam ediyordu. nietzsche’nin keskin zekası, içinde yaşadığı dünyanın çelişkilerini görmezlikten gelmesine engeldi. bu dönemde kadınlar tarafından çevrelenmiş geçmişi ve atacağı adımlar ve yapacakları yine ailesi tarafından planlanmış geleceği ile ilgili düşünmeye başladı. huzursuzdu, bilinçsiz bir isyan dürtüsü kişiliğine etki etmeye ve onu değiştirmeye başladı.

herkesin giremediği özel öğrenci birliklerine girdi, arkadaşlarıyla içki içmeye başladı ve öğrenciler arasında yapılan eskrim düellolarına katıldı. kaçınılmaz olarak bir düelloda yara aldı. burnunun üstündeki küçük dikiş izi o günlerden kalmaydı.

bu dönemde nietzsche’nin yaşadığı iki önemli olay hayatını sonsuza kadar değiştirecekti. birincisi gittiği bir genelevde kaptığı frengi virüsüydü. o dönem frenginin tedavisi mümkün değildi ve gittiği doktor bu hastalığı ondan gizlemeye karar verdi. aslında o dönem bu uygulama sıkça yapılan bir şeydi. ikinci olay ise gittiği bir sahaf dükkânında bulduğu kitaptı. arthur schopenhauer’in istem ve tasarım olarak dünya adlı kitaptı bu. yazarın karamsarlığı onu derinden etkilemişti ve nietzsche bu tarihten sonra yazar hakkında derin araştırmalar yapmıştı.

niçe için bir diğer önemli hadise ise 8 kasım 1868 yılında vilhelm richard wagner ile tanışmasıydı. nietzsche müzisyen olan wagner’e hayranlık derecesinde ilgi duyuyordu. her ikisinin ortak özelliği hem beethoven’a hem de schopenhauer’e olan ortak hayranlıklarıydı. wagner nietzsche’nin babasıyla hemen hemen aynı yaştaydı. babasız büyüyen nietzsche için baba figürü oluyordu ve o dönem wagner’den epey etkilenmişti.

öğrenimini tamamlayan nietzsche, çok genç yaşta yani daha 24’ündeyken isviçre’nin basel üniversitesinde filoloji profesörü oldu.

basel’de nietzsche’nin bilinen değerlere karşı isyanı açığa vuruldu ve kitaplarının ilk üçünü yazdı. aynı zamanda gittikçe artan ruhsal yalnızlığının bilincine vardı. fikirlerini anlayanlar pek azdı ve bunlar da istekli görünmüyorlardı. dostluğa pek düşkün olduğu halde uzun süreli pek az dostluk kurdu. gerçekte dostluk kuracak kendi çapında zeki insan bulamıyordu. basel’de hem filoloji hem de felsefe dersleri veren niçe üniversitede epey saygınlık kazanmıştı.

hem dostoyevski hem de tolstoy gibi savaş ortamını gören yazarlar kervanına katılacağı tarih 1870 yılıydı. gönüllü olarak prusya savaşında sağlık hizmetleri birliğine er olarak katılmıştı. nietzsche’nin o dönem içinde yanan vatanseverlik alevi ancak savaşa katıldığında sönecekti ve nitekim öyle oldu. kitabını tamamlama duygusunun bile önüne geçen vatanseverliğiyle ilgili sonraları şunları söyleyecekti: “karşımızda devlet var. başlangıcı insana utanç verici. çünkü devlet insanların çoğu için korumak bilmeyen bir acı kuyusu, ikide bir buhranlara salarak onları tüketen bir alev. ne var ki, çağırmaya görsün, ruhlarımız kendilerini unutuyor; kanlı çağrısına yığınlar koşa koşa gidiyor, kahraman oluyorlar.”

cepheye giderken, frankfurt’ta, oldukça gösterişli biçimde resmi geçit yapan bir süvari birliği görmüştü. bütün felsefesini yaratacak hayalin ve görüntünün o an doğduğunu söylemiş ve bunu şu sözlerle ifade etmişti: “en güçlü ve en yüksek yaşama isteminin sefil bir var oluş mücadelesinde değil, savaş isteminde, güç isteminde, yenmek isteminde olduğunu duydum ilk defa.” bu düşünce, onun “güç istenci” kitabının tohumu olacaktı ve oluşumundaki militarist kaynağı hiçbir zaman inkar etmeyecekti.

savaş ortamında karşılaştığı acı gerçekler karşısında dehşete düşen nietzsche halihazırda kaptığı frengi virüsünden sonra çürümüş cesetler ve yaralanan askerlere yardımcı olmaya çalıştığı bu dönemde dizanteri ve difteri virüslerine de merhaba demişti. böylece sağlığı giderek bozulan nietzsche cepheden vazgeçmek zorunda kaldı.

tekrar üniversiteye dönen yazar hem denemelerine hem de kitaplarına ağırlık verdi. 1972-1978 yılları arasında toplam 6 eserini yayınlamayı başarmıştı.
1879’da uzun yıllardır sürmekte olan sağlık problemleri iyice arttı. zira çocukluğundan bu yana miyop olan filozofun bu sorunu geçici körlüğe neden oluyordu. migren ve şiddetli mide ağrılarıyla birlikte sağlığı iyice bozulduğu için üniversitedeki görevinden istifa etmek zorunda kaldı.

üniversiteden istifa ettikten sonra birçok ülkeyi gezme fırsatı yakaladı ve o dönemden 1888 yılına kadar her sene yeni denemeler ve kitaplar yayınlamaya devam etti.

1882 yılında yazdığı şen bilim kitabı yayınlandıktan sonra ünlü yazar lou salome ile tanıştı. thuringia’da birlikte bir yaz geçiren ikiliye nietzsche’nin kız kardeşi elizabeth de eşlik etti. salome, nietzsche’yi bir partnerden çok öğretmen gibi görüyordu. ancak filozof salome’e aşık oldu ve onun peşinden koşmaya devam etti. salome, nietzsche’nin evlenme teklifini reddettikten sonra ilişkileri sona erdi. kardeşi elizabeth’in annesiyle birlikte sürekli olarak salome hakkında tartışmaları, tekrarlayan hastalık nöbetleri ve onu canından bezdiren intihar düşüncesi ile oldukça bunalan nietzsche, en büyük eserlerinden biri olan böyle buyurdu zerdüşt kitabının ilk bölümünü 10 günde yazacağı rapolla’ya kaçtı.

schopenhauer’e olan felsefi bağlılığını yitirdikten ve hayatını etkileyen, baba gibi gördüğü wagner ile olan ilişkisini tamamen koparması o dönem yazmaya devam ettiği böyle buyurdu zerdüşt kitabını da etkilemiş oldu. yazım tarzını değiştirmesi o dönem okuyucular tarafından fark edildi ve eserleri daha az satmaya başladı. bu dönemde yayıncısıyla sorunlar yaşamaya başlayan nietzsche’nin böyle buyurdu zerdüşt kitabının dördüncü bölümü ancak 40 kopya basıldı. bu kopyalar da sadece yakın çevresine dağıtıldı.

yaşadığı sağlık sorunlarından dolayı eskisi kadar iyi üretemiyor ve çalışmaları üzerinde uzun süreler düşünme fırsatı yakalayamıyordu. işte tam o dönemde yani 1887 yılında dostoyevski’nin kitapları eline geçmiş ve yazarı benimsemişti. bu dönemden 1889 yılına kadar kendi çabalarıyla 5 kitap daha yayınlamayı başarmıştı.
bundan sonraki yıllarda olumlu düşünce tarzını geliştirdikçe var olan nietzsche ile var olmasını istediği nietzsche arasındaki uçurum giderek daha fazla açıldı. fikirlerindeki şiddetle dost olarak yanına aldığı kadının eline bakan adam arasındaki zıtlık duygulandırıcıydı. bilinen ölçülerden kendini kurtarmak bir yana hayatında annesinin ve kız kardeşinin etkisinden bile kendisini kurtaramıyordu. kitaplarında salık verdiği gibi yüreğindeki acıma duygusunu öldürmek şöyle dursun, son derece duyarlı, içten hıristiyanlar karşısında anlaşılmamaktan korkan biri olup çıkmıştı. karşılaştığı gerçekler yüzünden yüreği beyniyle devamlı savaş halinde bir adam olup çıkmıştı.

3 ocak 1889 yılında beklenen çöküntü gelip çattı. daha önceki aylarda akıl deneyinde aksama olduğunu gösteren belirtiler ortaya çıkmıştı. çapraşık şiddet duygularını dile getiren mektuplar yazıyordu. bunlardan birinde genç kayser’i öldürmek niyetinden söz ediyor, diğerinde çarmıha gerilmiş adam diye imza atıyordu.
derken bir gün sokakta bir at arabasının sahibinin atına çok kötü davrandığını gördü. koşup hayvanın boynuna sarıldı, acıyla öpmeye başladı hayvanı. sonra hıçkıra hıçkıra ağladı. birden kendini kaybedip yere yuvarlandı.

dostoyevski’nin suç ve ceza kitabında, eserin kahramanı raskolnikov’un da gözleri önünde bir at kırbaçlanıyordu. bu durum nietzsche’nin biyografi yazarlarının gözlerinden kaçmadı. zira nietzsche dostoyevski’i çok seviyor ve onun için şöyle diyordu: “kendisinden bir şeyler öğrendiğim tek psikolog.”

her ne olursa olsun o an da bayılışı ve çöküşü tam oldu. bir daha aklını tam olarak kullanamadı, kitap yazamadı. hasta yatağında annesi ve kız kardeşi tarafından bakıma muhtaç bir şekilde son yıllarını geçirdi.

1900 yılında ise hayatını yalnız başına geçiren, birçok esere imza atan, herman hesse, michel foucault, albert camus, carl gustav jung gibi isimlere ilham kaynağı olmuş büyük filozof nietzsche, zaatüreden hayatını kaybetti. yıllarca hıristiyanlığa hizmet etmiş atalarının yanına gömüldü. kim bilir belki de onların yanında kendisini daha mutlu hissetmiştir.
devamını gör...
5.
sayesinde varlıgi, tanrıyı çokça sorguladigim yazar.
devamını gör...
hastalığı sırasında bir çok mektup yazmıştır. birini çeviriyorum.

dünya başkalaştı çünkü tanrı dünyada. cennetlerin coşkuyla taştığını görmüyor musun? imparatorluğumun mülkünü aldım, papa’yı hapse attım ve wilhelm, bismarck ve stöcker’in vurulmasına izin verdim.

- çarmıha gerilen.

edit : nietzsche nihilist değil, varoluşçudur. idealleri olan bir yazar nihilist olamaz. aynı zamanda nietzsche'nin zerdüştü üzerine seminerler adlı bir kitap vardır okumanızı tavsiye ederim. böyle bir yazarın da popülezme kurban gitmesi, onu zerre anlamayanların abuk subuk şeyler yazması bana hep komik gelmiştir.
devamını gör...
bıyıklarına kurban denilesi sanıldığı kadar nihilist olmayan filozof.
devamını gör...
dinsiz yüreği, inanlardan daha merhametli olan filozof.
devamını gör...
“en derin yaralarla başlar, en derin gülücükler. en yüksek uçurumlardan düşerken öğrenirsin uçmayı. en derin denizlerde boğula boğula becerirsin tek bir nefeste yaşamayı.” sözünün sahibi filozof.
devamını gör...
10.
türkçesi yalnızca say yayınları'ndan okunması gereken alman filozof.
devamını gör...
11.
böyle buyurdu zerdüştün yazarıdır kendisi . büyük düşünür .
devamını gör...
12.
tam adı friedrich wilhelm nietzsche olan, dönemindeki bilgi olanaklarını en farklı şekilde yorumlayan filozof. kendisi dostoyevski'yi çok severmiş.
devamını gör...
13.
ne nihilist ne de anarşisttir sadece kendidir.
devamını gör...
14.
daha az acı istiyorsanız; gidin 'sürü'nün bir parçası olun." demiş ve bitirmiş; aşmış yazar, filozof, düşünce adamı.
devamını gör...
15.
"hastalık en önemli uyarıcıdır - ancak birinin buna sahip olması için yeterince sağlıklı olması gerekir."
sözünün sahibi filozof.
devamını gör...
16.
*cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz.
sadece seçim yaptığını zanneder.
cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır!
böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir! demiştir.
devamını gör...
17.
übermensch (üstün insan) kavramını yaratan insan. ortamlarda karizma yapmak için söylenebilecek ünlü sözleri:
" ey ulu yıldız ! kendilerine ışık saçtıkların olmasaydı , saadetin nerde kalırdı ! "
"tanrı öldü"
"ne kadar yükselirsek, uçamayan insanlar için o kadar küçük gözükürüz."
"insan ağaca benzer. ne kadar yükseğe ve aydınlığa çıkmak isterse,o kadar kök salar yere, aşağılara,karanlığa, derinlere kötülüğe."
"kovalamaktan, aramaktan yorulduğumdan beri bulmayı öğrendim"

ve liseliler bilmez:
whoever fights monsters should see to it that in the process he does not become a monster. and if you gaze long enough into an abyss, the abyss will gaze back into you. (baldur's gate)
devamını gör...
18.
filolog, filozof, kültür eleştirmeni, yazar.
devamını gör...
19.
ölüyorum işte, kayboluyorum bir anda hiçim artık.yeniden gelir ama içine örüldüğüm düğümler, beni baştan yaratacaktır o! kendim de,sonsuzca yeniden gelişin bir nedeniyim.

böyle buyurdu zerdüşt
devamını gör...
20.
belki de tarihin en çok yanlış anlaşılan filozofudur kendileri.
öncelikle nietzsche (bkz: nihilist) değildir. nietzsche nihilizmin uğranılması gereken bir uğrak olduğunu söylemiştir. çünkü ancak böyle yıkabilirdiniz var olan değerlerinizi ve yine ancak böyle inşa edebilirdiniz yeni değerlerinizi.
nietzsche nihilizmi ikiye ayırır (bkz: etken nihilizm) ve (bkz: edilgen nihilzm).
niçe etken nihilizmi, düşmekte olan taşı bir de sizin itmeniz şeklinde açıklar. düşmekte olan taştan kastı ise sizin değerlerinizdir. yani eğer tüm değerlerinizi hiçliğe itebilirseniz kendi elinizle ancak o hiçlikten yeni değerler yaratabilirsiniz der. ve bu taşın hiçliğe gitme durumuna ise uğranılması gereken uğraktır der. edilgen nihilizmse bir bataklıktır. "abii dünya çok boş yaa","öleceksek niye yaşıyoruuzz kii" diyen derbeder tayfanın bulunduğu yerdir orası.

bildiğiniz gibi nietzsche tanrı öldü demiştir.
tanrı öldü diyerek sadece dini ve tanrıyı öldürmez aslında, onları da öldürür fakat sadece onlar değildir ölenler. nietzsche'nin tanrıdan kastı yine nietzsche'nin zamanından önceki bütün değerler, kültürler, ahlak sistemleri ve düşüncelerdir. nietzsche, "tanrı öldü" diyerek aslında bunların hepsini öldürmüştür. çünkü yukarıda da dediğim gibi bunların hepsini öldürebilirsek ancak o zaman yeni değerler yaratabiliriz.

nietzsche, ayak takımına kin doludur. nietzsche'nin dünyasında vasat olana yer yoktur.
ayak takımı dediği kişiler ise herhangi bir vasfı veya ideali olmayan sadece soyunu ve yaşamını idame ettirip bu dünyadan göçüp giden kimselerdir yani dünyanın %99'u gibi küçük bir kitleye ithamda bulunur. nietzsche, cesaret ve idealden yoksun bu kitleyi en iyi şu sözleriyle tanımlar:

onlara göre erdem, alçakgönüllü ve uysal yapan şeydir:böylelikle kurdu köpeğe, insanı da insanın en evcil hayvanına çevirdiler. "tam ortaya koyduk sandaliyelerimizi"(burada orta yolcu olmayı eleştiriyor) -budur bıyık altından gülüşlerinin anlamı- "ve bir o kadar da uzağız ölen savaşçılardan da, keyif çatan dişi domuzlardan da."(uçlarda olamamak) ama işte bu, v a s a t l ı k t ı r: ölçülülük dense de adına.

böyle bir kitleye karşı olan nitezsche doğal olarak demokrasiyi de bir lanet olarak görür. ve hatta (bkz: fransız devrimi) için "devrimin idealleri olan eşitlik, kardeşlik ve özgürlük gerçekte hıncın ifadesi olan hıristiyani sürü değerleridir. " der.
yani yeteneksiz olan büyük kitlenin yetenekli olan küçük kitleye karşı olan hıncına dem vurur ve onların kendilerini itibarsızlaştırma çabası içinde olduğunu söyler.
bu kısmı daha iyi anlamak için günümüz türkiyesine bakabilirsiniz. var olan tüm iyi meslekler toplumun bir kısmı ve onu temsil eden iktidar tarafından itibarsızlaştırıldı artık okuyan kişilere salak gözüyle bakılan bir toplumdayız. artık herhangi bir eğitimcinin değeri yok, herhangi bir hukukçunun değeri yok,herhangi bir mühendisin değeri yok... artık değerli olan mütahitler, tacirler ve hatta polisler... yani iyi eğitimsiz kişiler yani nietzschenin bahsettiği kişiler.

nietzsche, yine bu kişilerin oluşturduğu etik yapıya karşıdır bu kişilerin eşitlik diye attığı naralara karşılık şu şekilde yanıt verir. "zayıflar, bizi kendi gücümüzden utanmaya zorladıkları için kazandılar." ona göre güçlü ve zayıf eşit olamaz olmamalıdır da bu onun için ahlaksızlıktır.


diğer yanlış anlaşıldığı konu ise kadınlardır. en çok yanlış anlaşılan sözü ise şudur:
"kadınlara mı gidiyorsun kırbacını unutma." buradaki kırbaçtan kastı güçtür. kadına şiddet veya onu köleleştirmek değildir. bildiğiniz gibi doğada seçici olan erkek değil kadındır. kadınlar da yine doğal olarak zayıfı değil güçlüyü seçer bunun da en temel nedenleri iyi bir genetik ve güvenlik ihtiyacı hissetmeleridir. aslında oradaki kırbaç yakışıklılığı,iyi bir mesleği,iyi bir kültürü vs. temsil eder.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"friedrich nietzsche" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim