freud'un yaşadığı dönemde ünlü olması, zamanında kuramlarının iş yapması ve hala bu kadar önem atfedilmesi, zamanında freud'un kendi reklamını çok iyi yapmasından ziyade, edward bernays'ın freud'un teorilerini birtakım işlerde kullanmasından kaynaklıdır. edward bernays, halkla ilişkilerin* babası ve freud'un yeğenidir. tüm başarısını da freud'un kuramlarıyla elde eder. bernays'ın, ''torches of freedom'' ve procter & gamble için yaptığı ''ivory soap'' propagandası, dünyadaki hala en iyi yankı uyandıran propagandalardan ise bu başarı freud'un da başarısıdır. yani freud; yabana atılacak, çalışmaları küçümsenecek birisi olmadı hiçbir zaman benim için.

fakat dönemin gerçekliğini de göz ardı etmemek gerekir ki burada da başlığın sahibi bir nebze haklıdır. bugün avrupa'da psikanaliz ile iyileşme yöntemi artık devlet desteğinden çıkarıldı. sebebi de çok uzun zamanlara yayılması ve iyileştirici etkisinin olup olmamasından kaynaklı. bence de doğrudur çünkü zamanında freud'un da çok hastası olmamıştır. ve 10 tane hastaya 10 sene psikoterapi uygulayınca zaman mı iyileştirdi, psikanaliz mi, kişi kendi içinde mi çözdü, unuttu mu ne oldu gibi birçok faktörün olması düşündürüyor. bu noktada haklılar. eski desteği devletlerden de görmüyor artık freud kuramları.

artı olarak; freud'un kuramlarının doğu felsefesi ile harmanlanıp, bilinçaltı temizliği* gibi safsatalara kurban gitmesi de * bu dönemde ''çok gülünç, işe yaramaz'' denilmesinde bir etkendir. doğu felsefesi haliyle daha mistik ve gizemli bir şeyken bunu batı ürünü olan psikanalizle harmanlamak da ayrı bir kafa tabii. ama freud eskisi gibi kalmadı gerçekten. sonsuz saygı duyulması gereken, her ne olursa olsun kuramları okunup, anlaşılıp ders alınması gereken kişidir. tüm kuramları yanlış ya da tüm kuramları doğru demek de doğru değildir. sadece manipüle edilmeye açık ve toplumsal/ahlaki değerlere aykırı olması nedeniyle kabulü zordur.

edit: sizin için oturup 1 saat eski kaynaklarımı taradım, isimleri hatırlayamadım kriz geçirdim, içimde nice kritikler yaptım ve sonunda bitirdim. afiyetle.
konuyla ilgili ilgi çekici bir belgesel de bırakayım size: the century of the self
devamını gör...
“psikanaliz tarihiyle” yakından ilgilenen bir tarihçi olarak meseleyi en başından başlayarak kısaca anlatmaya çalışayım.

sigmung freud, viyanalı yahudi bir nörologtur. freud, psikanaliz kuramını ortaya atmadan önce hâlihazırda “psikoloji” adlı bir disiplin vardı. ancak “psikoloji” disiplini pek itibar görmüyordu dünyada. akli melekelerini yitirdikleri düşünülen varlıklı kimseler, özellikle 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında isviçre’de bolca bulunan rehabilitasyon merkezlerine kaldırılıyorlardı. tıpkı tüberkülozdan muzdarip olanlar gibi. psikologlar da bu kişilere bir nevî “hasta bakıcı” olarak refakat ediyorlardı. hastalara uygulanan tedavi yöntemleri bilimsel temelden yoksundu, çoğunlukla alternatif yöntemlerdi. psikiyatri sözcüğü ise 19. yüzyılın başından beri bir ıstılah/terim olarak kullanılıyordu. fakat “psikiyatri” , akademik camialarının üzerinde fikir birliğine vardığı bir disiplin değildi.

psikanaliz kavramının isim babası ise freud’un hocalarından biri olan breuer’dir. ancak breuer yalnızca ismin mucididir, psikanalitik tekniğin değil. freud, psikanalitik kuramı geliştirdiğinde bütün dünyanın ilgisini çekmeye başladı. bu ilgi öylesine arttı ki, psikanalist olma hevesiyle yanıp tutuşan, 30’lu yaşlardaki genç entelektüeller freud’un evinde toplanmaya başladılar. bir süre sonra her çarşamba günü, akşam yemeğinden sonra freud’un evinde buluşmaya karar verdiler. buna da “çarşamba psikoloji toplantıları” denildi. freud’a büyük saygı duyduklar için ona “herr professor” diye hitap ediyorlardı, zamanla bir tür ulvi lakap haline geldi.

bu toplantılara katılanlar arasında: alfred adler, carl gustav jung, otto rank, ernest jones, karl abraham, max eitingon, sandor ferenczi gibi isimler vardır. bugün, büyük bir kitabevinin psikoloji kitaplığına baktığınızda göreceğiniz kült psikoloji kitaplarının yüzde doksanından fazlası bunların eserleridir. hepsi, freud’un eski öğrencileridir.
freud, bu toplantıları yeterli bulmadığı için 1907’de “wiener psychoanalytische vereinigung” (viyana psikanaliz derneği) kuruldu.

herkesin dilediğinde söz alabildiği, tatlıların yendiği, puroların içildiği, samimiyetin ön planda olduğu “çarşamba toplantıları” yerini hiyerarşinin apaçık hissedildiği ve ciddiyetin önem kazandığı dernek toplantılarına bıraktı. artık kimin ne kadar konuşacağına doğrudan doğruya freud karar veriyordu. bu toplantılar uzun süre devam etti.

kısa keserek, freud’un yaşamının son dönemine değinelim biraz. psikanalitik kuram abd ve ingiltere’de de fazlasıyla popülerlik kazanmış hatta yaratıcısı freud’un adı anılmadan tartışılmaya başlanmıştı. yaratıcısının adını gölgede bırakacak bir üne kavuşmuştu psikanaliz.
freud’un en küçük kızı anna freud da babasının izinden giderek psikanalist olmuştur. özellikle “çocuk psikolojisi” alanında hâlâ saygınlığını koruyan biridir. melanie klein ile girdiği uzun yıllar süren akademik tartışma meşhurdur.
yıllar içerisinde, bir sağaltım yöntemi olarak görülecek olan antidepresan ilaçların ortaya çıkışıyla beraber; edebiyatın, tıbbın, antropolojinin ve dinler tarihinin kıyılarında gezinen “psikanalitik kuram” unutulmaya yüz tutmuştur.

naziler, iktidarı tamamen ele geçirdiklerinde freud’un kitaplarını meydanlarda yakmışlar, yıllar evvel kurduğu yayınevini talan ettikten sonra kapatıp mühürlemişler ve freud’u da göç etmeye zorlamışlardır.
o dönemde oldukça iyi kazanmasına rağmen bütün ailesini gitmeyi karar verdiği londra’ya götürmesini sağlayacak parayı denkleştirememiştir. çünkü naziler, ülkeden çıkış parası istemişlerdir (yüklü miktarda) yani bir nevî haraç. bunun üzerine yakın dostu marie bonaparte’ın (napoleon bonaparte’ın yeğeni) maddi desteğiyle yaşlı kız kardeşleri hariç bütün yakınlarıyla beraber londra’ya hicret etmiştir. gitmeden evvel naziler ona bir evrak imzalatmışlardır. evraktaki metni paylaşıyorum.

erklärung. ıch bestätige gerne, dass bis heute den 4. juni 1938, keinerlei behelligung meiner person oder meiner hausgenossen vorgekommen ist. behörden und funktionäre der partei sind mir und meinen hausgenossen ständig korrekt und rücksichtsvoll entgegen gereten. wien, den 4. juni 1938
prof. dr. sigmund freud

türkçesi:
beyan. 4 haziran 1938’e değin, şahsıma ve hane halkına rahatsızlık verilmediğini kendi isteğimle teyit ediyorum. parti yetkilileri, bana ve aileme karşı her zaman düzgün, ölçülü davranmışlardır.
4 haziran 1938, viyana. prof. dr. sigmund freud
devamını gör...
erik erikson vb kişiler psikodinamik kuramı eğip büküp (freud'a saygısızlık olmasın diye 'change my mind') psikokültürel kuramı geliştirmişler eyvallah ama akademik psikoloji freud'a popüler kültür kadar değer vermiyor haberiniz olsun.
devamını gör...

kavga etmek yerine küfretmeyi seçen ilk insan uygarlığın kurucusuydu.


sözü ile küfüre olan bakış açımı değiştirmiştir. freud sansasyonların babasıdır. tanrıyı abartılmış bir baba figürü olarak görmeyi tercih eder. bunun yanı sıra; insan, çocukluk ve gelişim süreçleri, kadınlar, toplum, medeniyet, psikoloji ve sosyoloji alanlarında mihenk taşı sayılabilecek görüşlerin de sahibidir. ayrıca kişiliğin 5 farklı dönemden geçerek geliştiğini öne süren, psikanalitik kuramın kurucusudur.


sigmund freud, 6 mayıs 1856 tarihinde avusturya-macaristan imparatorluğu'nda dünyaya gelmiştir.
o dönemlerde çalkantılı dünya düzeni ve bulunduğu bölgelerdeki iç karışıklığın üzerine ekonomik bunalımda eklenince, ailesi ile viyana'ya yerleşmek zorunda kaldığında, freud henüz 4 yaşındaymış. bir nevi göçmen bir hayat sürdürmüş. çok sık seyahat etmeleri farklı ırklar ve kültürlerle karşılaşmasını ve farklı insanlar tanımasını kolaylaştırmış. hayatını biraz daha yakından incelediğinizde dinden ve tanrıdan nefretinin çocukluğa dayandığını göreceksiniz.

avrupanın ekonomik buhranlarına yakından şahit olmuş. tabiri caiz ise avrupanın göbeğindeki gizli su savaşlarını yaşamış bu yaşadıklarının toplum ve millet yargılarını şekillenmesinde önemli bir yer tuttuğunu düşünüyorum.

hala çok tartışılan ve ispatlanması çok güç olan bir teorisi, tüylerimi diken diken eder.
davranışlarımızın bilinc altı ve bilinç dışı ile bağlantısını savunurken şöyle bir tez ileri sürer:

"bir insanın tüm bilinç altı üç yaşına kadar dolar. geri kalan ömrü, o üç yaşına kadar yaşadıklarının yansıması ve sonucudur."

dolayısıyla bilinci, seçimleri ve iradeyi bir kenara iteler. bu ve bunun gibi pek çok sansasyonel teorinin kralı freud ' u gülünç bulmak gülünçtür...

kendi yaşadığı dönemi aşmış ve asırlar sonrasına bile ışık tutabilecek yahut soru işareti olabilecek fikirler ardında bırakmıştır.

ileriye sürdüğü soru ve sorunlara cevap bulunabilecek zihinsel seviyeye ulaşamamış insanlarız, ne gülünçlüğünden bahsediyorsunuz?
devamını gör...
freud ve ardıllarını eleştirecek kadar psikanaliz okuması yapmış değilim. sadece şunu söylemek isterim. freud söylediği her şey % 100 doğru olarak kabul edilesi biri olduğu için değil kimsenin söylemediği hatta farkında olmadığı kavramları tartışmaya açtığı için psikiyatride bir kilometre taşı.
devamını gör...
madem ‘bilgi’ verenler olmuş, bir de şu yönüyle bakmak lazım bu önermeye diyerek fikrimi belirtmek isterim.
freud’a ‘laf atmak’ çok cool bir şey, en azından freud’u eleştirenler öyle sanıyor. nerede konusu açılsa ısrarla detaylandırabilecekleri paslar atıyorum fakat kimsenin hiçbir şey bilmediğini görüyorum. yani freud saçma diyor ama freuda dair ne bir konferans izlemiş ne bir konuşma dinlemiş ne de freuda dair akademik düzeyde bir yazı okumuş. varsa yoksa ekşiden duyduğu, instagram capsleri, her şey seks ehu ehu’dan öteye gitmiyor. freud koskoca bir alan açmış psikolojide ve etkileri hala psikolojyi domine edici güçte. adam ya da kadın gelmiş freud çok saçma yeaa diyor. nesi saçma diyorsun? abi bilimsel değil diyor. yahu kanıtlanabilirlik bilimselliğin kriteri, hakikatin değil ki. yani yolda hırsızlık yapan birini durdurup çaldığı şeyi yerine koymanız bilimsel mi? değil ama hakikat adına iyi bir şey, neden bunu yaptığınızın bilimsel bir açıklamasına gerek var mı? bence o da yok. yani freud’u zaten okumamış etmemiş adamlar eleştiriyor bir de üstüne yanlışlanabilirlik ilkesine yaslanıyor. nereden tutsan elinde kalır..
edit: imla
devamını gör...
şuan hakim olan tüketim toplumunun dinamikleri, freud'un çözümlemelerine dayanılarak ortaya çıkmıştır. eğer kendisinin kuramları günümüzde gülünç ise kendimize gülmeyi de unutmayalım.
devamını gör...
freud çok büyüktün bilemedik affet...
devamını gör...
"problem çocuklar" kitabi nitelik olarak hala geçerli,
teori ve kuramalar zamanla değişir..
devamını gör...
freud bu durur mu yapıştırmış cevabı:
"insanlar yanlış ölçüm standartları kullanıyorlar. kendileri için güç, başarı ve zenginlik arıyorlar. başkalarında onlara hayranlık duyuyorlar. hayatta gerçek değeri olanı küçümsüyorlar."
devamını gör...
11.
psikoloji devrine göre ele alınacak bir olgu değildir . freud kuramlarının çoğu doğrudur insanlara gülünç gelme sebebi cinselliğe kafayı takmış olmasıdır cinsellik de kafaya takılacak bir konudur ayrıca . zaten freud hayattayken de freuda gülen bir sürü bilim insanı vardı isimlerini bile bilmiyorum ama freud kuramlarıyla günümüze kadar ulaşmış bir beyefendidir.
devamını gör...
freud'un kuramlarının günümüzde gülünç olduğunu düşünmüyorum aksine bence gün geçtikçe haklı çıktığı yanları olabiliyor. inanılmaz eril düşüncelere sahip olsa da freud'un topografik kuramı ve psikoseksüel gelişim kuramı bugün birçok kuramın öncüsü olmuştur. eril düşüncelerine kızsam da bu düşünceler bize karen horney gibi bir kuramcıyı kazandırmıştır. kendisi kişilik gelişimi ile ilgili birçok konuda çok fazla çalışma yapmıştır.
ayrıca somatizasyon ve konversiyon bozuklukları bugün dsm 5'te ve hatta 6'da yer alıyorsa freud'un bundaki emeği çok fazladır. anna o vakasını okumanızı tavsiye ederim. çok üstünde durmamak işi uzmanlarına bırakmak gerekir.
(bkz: bir puro bazen sadece bir purodur)
devamını gör...
islamcıların en çok korktuğu bilim insanlarından biridir freud.
belki gülünç olan kısım budur.
devamını gör...
bunu düşünenlerin gülünç olduğunu düşündüğüm başlık
ee abicim ablacım cinsellik yaşarken yaşıyorsunuz, öz psikiyatrim freud diyince oo olum sacmaliyon mu oluyor !)
devamını gör...
bize böyle bir bilgi gelmedi
devamını gör...
mezun olduğum üniversitenin psikoloji bölümünde freud öğretilmiyor bile. başka bir şey demiyorum.

tanım: bir önerme.
devamını gör...
her bilim dalı eski dönemlerde yapılan araştırmaların geliştirilmesi üzerine alanına bir şeyler katar ve gelişme gösterir. aksi takdirde bilim ilerleyemez. bu durum temel argümanlar hariç bütün bilim dalları için geçerlidir.

özellikle sosyal bilimler alanındaki gelişmeler ve değişiklikler tıp, fen bilimleri vb. alanlara göre çok daha hızlı olabilmektedir, çünkü toplum, kültürel yapı teknolojinin de etkisiyle öngörülemeyen bir değişim yaşamaktadır.

dolayısı ile freud okunmalı, ondan ilham alınmalı ancak bilimsel alana katkı sağlamak için özgün kuramlar geliştirilmelidir. unutulmamalıdır ki, "çırak, ustayı geçmezse o meslek ölür."
devamını gör...
(bkz: freud'a o konuda ben de çok dargınım)
devamını gör...
narsizimin babası
devamını gör...
20.
kime göre ve neye göre gülünç geldiğini merak ettiğim konudur. neticede psikanaliz o kadar derin bir konu ki şahsen ben öğtenirken gülmeye vakit bulamadım. hatta genel de vay be dediğim yanları daha çok oldu..
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"freud'un kuramlarının günümüzde gülünç olması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim