1.
"herkese karşı güçlüyüm, ancak sana karşı değil" demektir. bu bilgi genelde istismar edilir.
devamını gör...
haruki murakami'ye göre aşk:
kim aşık olmuşsa, kendisinin eksik parçalarını arıyordur. bu yüzden aşık, maşuğunu düşündükçe acı çeker. bu tıpkı, uzun zamandır görmediğin birinin odasına girdiğinde bulduğun anılar gibidir.
devamını gör...
benim beklediğim aşk başka! o bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey. sevmek ve hoşlanmak başka; istemek bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka..
aşk bence bu istemektir. mukavemet edilmez bir istemek..!

|kürk mantolu madonna - sabahattin ali
devamını gör...
tesadüfler yığınıdır.* sanki tüm evren harekete geçer, birbirinden habersiz iki varlığı buluşturmak için. hatta, çin mitolojisinde kaderin kırmızı ipi adında bir inanış vardır. bu inanışa göre, tanrı, her insanın ayak bileğine* kırmızı ip takarmış ve kaderlerinde birleşmek olan her insan bu ipler sayesinde birbirlerini bulurmuş*; er ya da geç, kolay ya da zor, takıla takıla, düşe kalka belki de.. olmazlar oldurulur, tüm imkansızlar imkana evrilir. sonra da, diğer insanların gözünde iki yabancı olan bu iki insan aslında birbirlerine karşı yabancı olmadıklarını hissederler. işte bu histir aşk.

ancak, her şey gibi bu da biter. vadesi dolar. hissettirdiği izler kalır insanda belki de. psikanalizci darian leader şöyle der hatta:

"aşkın başlangıcındaki simetri bitişinde de vardır. yani birine hangi nedenlerle aşık olursanız, biterken de aynı nedenlerle nefret edeceksiniz. başlangıç ve bitiş bir çemberdir."
devamını gör...
“deliye sormuşlar aşk nedir diye?
ben neden deli oldum demiş.”

aşk; tüm yolları bırakıp, kendi kavşağında dönüp durmaktır.
aşk; her defasında budur deyip, hüsrana uğramaktır.
aşk; özgürlüğünü kaybetmektir. kimyasal bir dibe vuruştur. çok bilinmeyenli denklemlerin içinde kaybolmaktır. duygu karmaşasıdır.

aşk; leyla’nın peşinden koşmaktır. onun bir hayal olduğunu bile bile.
aşk; insanın mutsuzluk üretmesidir. zayıf düşmesidir.
aşk; ayrılıktır, tanımsızlıktır, çocukluktur, çoğu zaman aptallıktır.

aşk; onu neden seviyorsun sorusuna cevap verememektir.
aşk; sözdür, sadakattir, güvendir ve o gün geldiğinde bunların sadece sözde olduğunu öğrenmektir aşk.

aşk; bir çıkar ilişkisidir. “ben en iyi kiminle çiftleşebilirim.” hesabı yapmaktır. hormonların, bedeni teslim almasıdır.

beyni bitirmek, kalbe aşırı yüklenmektir.

aşk bir hastalıktır.

aşk bir beladır. ve biz o belanın hep peşindeyizdir.
devamını gör...
hala tamam bu o duygu denen, olmadığını aradan geçen süreyle farkettiğimiz, hacmi olmayan, ele alıp kavrayamadığımız için bizden çok uzakta olan hisdir.
devamını gör...
"aşk birine seni mahvetme yetkisi vermek,
ve bunu kullanmayacağına güvenmektir."
-antuan quentin 1888-1977 katliamı önleyen katliam.
devamını gör...
"aşk eski bir yalan, adem ve havvadan kalan" demiş eskiler, ne kadar doğru. şu an dünyada milyonlarca aşık* var ama yarısı* birbirini gerçekten seviyor ya da birbirine yeterince değer veriyor. her şeyi olduğu gibi bunu da tükettik, değersizleştirdik.
devamını gör...
bir insanın, tek kişilik olmamak şartıyla, yakalanabileceği en güzel hastalık.
devamını gör...
tanımı kişiye göre değişir. bana göre aşk öyle çiçeği, gülü sever gibi sevmek değildir. bir başka sevmektir, anlatılamaz sevmek.
devamını gör...
aşk denen şey neydi öyle,
peki ya olaylar karşısında duyduğumuz serinkanlılık bazen unutganlık. . .
duyguları elinden alınsa, her şeyi unutsa insan mutlu olabilir miydi ? yaşamına devam edebilir miydi ? kim bilir belki hepimiz kendi kurgumuzu yaşıyoruzdur. ya da olaylara 3. kişinin gözüyle bakıyoruzdur. bir düşünsenize yaşanan onca şeyin sürüp giden yılların aslında bir kurmacadan ibaret olduğunu zihnimizin bize bir oyunu olduğunu düşünün. beyin öyle bişey ki bazen bizi şaha da kaldırabilir. en alt mevkilere de sokabilir. zülfü livaneli "aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir." der ve kitabında ısrarla aşkın ve aşkın beraberinde gelen duyguların insanlık tarihinde görüp görülebilecek en korkunç duygu olduğunu savunur.
aşktan doğan kıskançlık ile işlenen cinayetler,
aşktan doğan nefret ile işlenen cinayetler,
ya da aşktan doğan intiharlar,

hergün gazete veya sanal haberlerin ilk sayfasını süsleyen cinayetlerin çoğu "aşk duygusu adı altında yapılıyor." kadın cinayetleri mi dersiniz, aşık olduğu kadının ailesi ya da herhangi bir yakınının öldürülmesi mi dersiniz... çok var efendim çok var. aşkın en güzel duygu olduğu görüşünü savunanlara inat bundan ötürü bir sürü ölüm gerçekleşiyor. bir yerde bir anne ilerde çocuğunun aşk kıskançlığı ile öldürüleceğini bilmeyerek onu büyütüyor. bir başka yerde bir anne çocuğunun bir kıskançlığa kurban gittiği yerde feryat ediyor. hayat işte bu, an meselesi denilen şey . . .
fazlaca anlam yüklenen o insan gözünüzü kapatır,
ve siz uçurumun kıyısında olduğunuzu anlayamazsınız bile.
devamını gör...
"aşk; kаrşındаkini bulunmаz hint kumаşı sаnmаnlа, sersemin teki olduğunu аnlаmаn аrаsındа geçen zаmаndır."
victor hugo

"erkekler hep bir kadının ilk aşkı olmak istiyorlar. onların beceriksiz kibirleri buradadır. kadınların yaklaşımı daha sağlıklıdır. onlar bir adamın son aşkı olmayı seviyorlar."
oscar wilde

"ah! bu kadar okudum, bu kadar öykü ya da destan duydum, aşkın yolu asla düz gitmiyor."
william shakespeare

"bilir misin ne zordur severek yaşamak. ona benimsin deyip sarılamamak. ne zordur hep yakın hissedip aslında ondan uzak olmak."
can yücel

"aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasırdır; ya canın acıya acıya adım atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın."
mevlana
devamını gör...
karışık çerezdeki "antep fıstığı", gökyüzündeki kayan yıldız, sakızdaki kısa ömürlü aroma, pizzadaki ekstra mozarella, bahar ve geç gelen yazdaki ıhlamur kokusu, ilk defa dinlenen bir şarkıya tutulma ve ilk defa okunan bir kitaba kendini ait hissetme, yolda yürürken "random" birinin size gülümsemesi, sokaktaki kedinin sizi görünce kuyruğunu dikip soluğu yanınızda alması vs gibi ufak detayların da gizli öznesi ve tadında olan.

ama biz kısaca "o" diyoruz.
devamını gör...
can yücel aşkın tarifini şöyle anlatmış;

"onu hatırladıkça başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz...

ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla o hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz..

ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin...

onunlayken pervaneleşen yelkovanlar, onsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain...

sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, ondan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa, ve o, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa...

dünyanın en güzel yeri onun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse...

hayat onunla güzel ve onsuz müptezelse... elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, onun yüzü pembeyse, kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar...

her şiirde anlatılan oysa... her filmin kahramanı o...

her roman ondan söz ediyor, her çiçek onu açıyorsa...

bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa, iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa...

iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa...

eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire onu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın o olduğunu adınız gibi biliyorsanız...

mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona o diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi ona yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke o anlatsa" diye iç geçiriyorsanız...

kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü...

özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu...

hem kimseler duymasın, hem cümle alem bilsin istiyorsanız...

onsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse...

ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse...

gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de; bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep onun yüzü suyu hürmetine...

uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa, nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız...

kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim...

gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa...

her gidişte ayaklarınız "geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla...

...o halde yarın sizin gününüz!..

"çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz."


aslında aşk'a dair her şeyi bu güzel tarifle anlatmış olsa da aşk herkeste farklı yaşanan yegane duygudur. özlemin anlam bulduğu, huzur kokan, sevgiyle büyüyen ve sarmaşık gibi yüreğinizi sarıp sarmalayan duygudur aşk.

"aşk(ışk) kelimesinin sözlük anlamı ‘sarmaşık' demektir. bahçeye düşen sarmaşık tohumu nasıl bütün bahçeyi sarıp sarmalar, hatta dışarı taşarsa; gönle düşen aşk tohumu da bütün bedeni sarıp sarmalar, oradan etrafa yayılır. nice fidanlar, selviler, çınarlar, bir sarmaşık tarafından sarılınca gitgide sarmaşık dalları arasında görünmez oluyorsa, aşk sarmaşığı da insan fidanını öyle kaplayıp gõrünmez şeyler, yok eder. sarmaşığın özelliği, sarıldığı ağacı içten içe kurutması, bitirmesi ,sonunu hazırlamasıdır. nitekim aşk da insanı sarınca onu içten içe eritip yok eder." sözleriyle açıklamış iskender pala.

benim için de aşk bir bağdır. nasıl olduğu görülmeyen ilmek ilmek özlem, huzur ve sevgi dolu bir bağ.

-ne kadar seviyorsun dersen "nar" kadar derim. dışımda bir ben görünürüm, içimden binlerce sen dökülür!-
devamını gör...
aranır bulunmaz,
istenmez gelir,
varken anlaşılmaz,
yokken süründürür,
bir acayiptir akıl ermez.
devamını gör...
"uzun bir yolculuktan sonra eve dönmektir."

piper chapman
devamını gör...
taslaklarım arasında bulduğum bir 26 nisan tanımı:
internet tanımınca bir kimseye duyulan yoğun sevgi duygusudur. ancak bana sorarsanız aşk bundan çok daha fazlası. sevgi sıcaktır, hoşunuza gidecek biçimde alışılmıştır. aşksa içinde barındırdığı sevginin yanına bir takım farklılıklar ekler. herkesi sevebilecekken, aşkı sadece tek bir kişiye hissedersiniz. kalbiniz hiç olmadığı kadar hızlı atar, gerilirsiniz. birlikte olduğunuz anı öyle derin hissedersiniz ki aklınızda karşınızdaki insan dışında hiç kimse, hiçbir şey yoktur. daha önce hiç aşık oldum mu? kesinlikle hayır. oluyor muyum? emin değilim. olacak mıyım? yüksek ihtimalle, bir gün.
sadece aşkın bize sunulduğu şekle aşık olmuş olabilirim, olsun. kim bilir, belki birgün her ne olursa olsun kendi hikayemin ana karakteri olurum.

düşüncelerim yıllarca kendimi içine kapattığım kitapların sonucu olabilir, fazla hayalperest olabilirim belki. ama bu yanlış olduğu anlamına gelir mi?

bu da günümüz zamanından notum olsun:
aşkın hâlâ net bir tanımını yapamıyorum ama artık etkilerinden korkuyorum galiba çünkü aşık olduğunuz kişi ya şansınız ya da kabusunuz oluyor. aslında baktığınız açıya göre bir ders de denebilir, kim bilir?
devamını gör...
"ama benim için aşk, kapısı önünde çekingen bir özlemle beklediğim kilitli bir bahçeydi henüz."
devamını gör...
zamanın çembersel davrandığı bir kavram sanırım. tecrübenin hiçbir değeri yok; aynı hataları tekrar tekrar yapmaya devam ediyoruz. tanışık duygulara yabancılaşma, ilk defa yaşıyormuşçasına bir his; hatadan, tecrübeden kastım budur işte. ey beyin ödül yolu! yüce efendimiz! ne dengesiz ne aşağılık bir güçsün sen öyle!
devamını gör...
gerçek aşk öyle bir derttir ki ona yakalanan bir daha asla derman bulmak istemez.*
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"aşk" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim