bugün ölümünün 48. yılı.

"..dünyaya geldiğim anda yürüdüm aynı zamanda,iki kapılı bir handa gidiyorum gündüz gece.."


yetmiş yıl karanlık bir dünyada yaşadı .dünya gözüyle göremediklerini gönül gözüyle gördü. çalıp söyledikleriyle çevresine ışık saçtı.


"bir gün veysel, bir köy kahvesinde yine sazını almış türkü söylerken kahvedekilerden biri veysel’e sorar:- veysel emmi, diğer aşıklar sazın sapında dolaşıyorken sen neden tek bir yere basıp türkünü söylüyorsun ?akabinde veysel cevabı yapıştırır:
- onlar benim bulduğum yeri arıyorlar da onun için her yere basıyorlar. ben doğru yeri bulduğum için aynı yere basıyorum."
devamını gör...
pusulasını kaybetmiş 20. yüzyıl insanlığına tertemiz gönlünden çağlayan inci misâl, nezih sözlerle düzdüğü şiirlerinde sâdeliğin, asâletin, irfânın, tevâzûun ve bilgeliğin türkülerini kalplerimize nakış nakış işleyen bir garip derviş, bir büyük halk ozanıydı. farklı düşünce ve itikâdlardaki insanları birleştirip, yüreklere dokunan nağmeleriyle, dupduru kelimelerine asırlar boyu tâzeliklerini koruyacak ihlâslı nefesler üfürmüş, elleri öpülesi bir güzel insandı. tıbbî imkân olmasına rağmen gözlerinin açılmasını reddetmişti. kendi gönlünde güzellikler ve ulu sevgilerle kurduğu eşsiz dünyasının yıkılmasını istemiyordu. yüce yaratıcı'nın, o'nun için bahşettiği engin hikmet deryâsında her gün yıkanıyordu. gözleri görmüyordu belki ama baktığı halde göremeyenlerin süflî dünyalarına ''merhaba!'' demek de içinden gelmiyordu. gönül gözü ile neleri, nereleri rasat ediyordu bilmiyoruz; fakat, o beş telli sazıyla hemencecik söyleyiverdiği dizelerdeki mânâ derinliğine kendinizi bıraktığınızda anlıyordunuz, aslında garip veysel'in her şeyi ne kadar net gördüğünü ve evet bizim göremediğimizi... o'nu bundan 49 sene önce 21 mart 1973 tarihinde çok sevdiği kara toprağın bağrına uğurladık. ruhu şâd olsun, kabri nûr olsun.
devamını gör...
kültür mirasımızın en önemli ismi aşık veysel, yetmiş yıl karanlık bir dünyada yaşadı. “benim sadık yarim kara topraktır.” demiş. hepimizi anlatmış… saygı duyulası alim. şiirlerinde aşk, toprak, doğa sevgisini işlemiş. 21 mart 1973 tarihinde kış mevsiminin sonu, bahar mevsiminin başlangıcında ayrıldı bu dünyadan.  çocukluğumdan beri şiirlerini, türkülerini dinlediğim insan. gerçekten görmeyen, göremeyen kim dedirten bir halk ozanı.

kaybının yıldönümünde, en sevdiğim türküsüyle;

okan bayülgen’nin uykusuzlar klubü programında ender balkır yorumuyla.

veyselegider
devamını gör...
çiçek hastalığı sonucunda sol gözünü, bir talihsizlik sonucuyla da sağ gözünü kaybeden türk halk ozanı..


her gün aklımdan geçiyorsun, insan bir selam verir.
devamını gör...
düşüncelerini içinden geldiği gibi tüm gerçekliğiyle söylemekten geri durmayan, sade yaşamında mütevazi kişiliğiyle öne çıkan değerli insan.

aşık veysel, 39-40 yaşlarına kadar, başka ozanların şiirlerini çalıp söylermiş. kendi deyişlerini söylemekten utanır, çekinirmiş. o yıllarda, ünlü şairlerimizden ahmet kutsi tecer, veysel'i tanımış ve onun sayesinde veysel'in şiirleri gün yüzüne çıkmış. aşık veysel, kendi şairliğinin gelişmesinde tecer'in büyük yardımlarını gördüğünü söyler.

aşık veysel'in gözlerinin açtırılması için kendisine yapılan teklifi neden kabul etmediği sorulduğunda şöyle cevap verir:
"mesela ben, bu şey olmaz ama icap etti söyleyim... istanbul'dan geldiler 'gözlerini açalım' dediler. 'istemem' dedim. 'yahu nasıl olur da istemezsin. bu fırsatı insan kaçırır mı?' dediler. 'istemem' dedim tekrar. 'sebebi?' dediler. sebebiyse, 'ben şimdiye kadar kafamda bir yuva kurmuşum. gözüm açılırsa, o yuva dağılır. tekrar kurmaya imkan olmaz. bu yuvayı dağıtmak istemiyorum' dedim. adamlar da gittiler."

bunun üzerine,
"bir küçük dünyam var içimde benim,
mihnetim, zulmetim bana kâfidir.
görenler dar görür geniştir bana,
sohbetim, ülfetim bana kâfidir."

mısralarıyla başlayan dizeleri yazdığını anlatır aşık veysel ve ekler: "benim alemim, herkesin alemine karşı bir alem değil. çünkü, dünyadan bihaberim. dünyayı gezdim, ne gördüm? hiçbir şey görmedim. yalnız dünya beni gördü. ben dünyada gezdim, işte ankara'dayım ne görüyorum? hiç. ama alem beni görüyor. benim dünyaya gelişim, gidişim bu şekilde."

beğendiği halk şairleri sorulduğunda, "kimseye iyi veya kötü diyemem. sebebine gelince; bir bahçede 50 çeşit meyve ağacı olur, o ağaçlar birbirinin meyvesini bilmez. kokusundan da tatmaz. yalnız onu insanlar yer. şu ekşiymiş, şu tatlıymış, şu daha mayhoşmuş, o kıymeti onlar verir. biz şimdi ona benzer bir şeyiz ki, ben ahmet iyidir, mehmet kötüdür diyemem. demeye haddim yok" diyerek ne kadar mütevazi biri olduğunu göstermiş olur bizlere.

aşık veysel'in bir başka özelliği daha vardı: köyünün çevresinde önceden bir tek meyve ağacı olmadığı halde, ilk meyve bahçesini sivrialan'da o yetiştirmişti. elmadan kayısıya, kirazdan cevize kadar türlü türlü meyve ve çiçekler olan bu bahçeyi aşık veysel, kardeşlerinin yardımıyla yapmaya başladığında köylüler "atalarımız bunca yıl böyle bir iş yapmamışlar, şu kör adam onlardan iyi mi bilecek ki böyle işe kalkıştı?" diye küçümsemişler. bir zaman sonra ağaçlar yetişmiş, meyve vermeye başlamış. köylüler önceki söylediklerinden dolayı utanmışlar ve bu kez "o kör değilmiş, meğer kör olan bizmişiz." diyerek aşık veysel'i kutlamışlar.

aşık veysel genç kuşaklara şu şekilde öğütte bulunur:
"onlara söyleyişim şu olacak: çalışmak, azim, fikir. efendime söyleyeyim, bunlar mevcut olacak. dönmeyecek azminden insanlar. o azminden dönmeyen insan, muhakkak erinde, geçinde arzusuna ulaşır. fakat azim deyince o da, biri yani yanlış yola azim etmiş, o muhakkak yolda kalır. fakat doğru yola azmederse, o kendini bir selamete çıkartır. ve ismini baki kor dünyada, kendi de baki kalmış olur. yoksa yanlış yola azmetmiş, onun muhakkak bir gün kafasına vururlar. ondan hayır çıkmaz. çıksa kalsa bile herkes nefret eder. insanlar iki şeyle anılır, biri nefretle, biri rahmetle. nefretle anıldıktan sonra, hiç anılmasın."

yazımızı aşık veysel'in pek duyulmamış şu şiiriyle ve kendi sesinden söylediği aynı türküyle sonlandıralım:

dünyada tükenmez murat var imiş
ne alanı gördüm ne murat gördüm
meşakkatin adın murat koymuşlar
dünyada ne lezzet ne bir tat gördüm

ölüm var dünyada yok imiş murat
günbegün artıyor türlü meşakkat
kalmamış dünyada ehl-i kanaat
insanlar içinde çok fesat gördüm

nuşirevanı âdil nerede tahtı
süleyman mührünü kime bıraktı
resulü ekrem’in kanunu haktı
her ömrün sonunda bir feryat gördüm

var mıdır dünyada gelip de kalan
gülüp baştan başa muradın alan
muradı maksudu hepisi yalan
ölümü dünyada hakikat gördüm

dönüyor bir dolap çarkı belirsiz
çağlayan bir su var arkı belirsiz
veysel neler satar narhı belirsiz
ne müşteri gördüm ne hesap gördüm

devamını gör...
en sevdiğim sanatçılardandır hayatını sanata adamıştır yazdığı eserler çok etkileyicidir.
devamını gör...
bugün ölüm yıl dönümü olan türk halk ozanı olup 1894/ 1973 yılları arasında yaşamıştır.
görme yetisini kaybetse de hayatı hepimizden daha iyi gördüğü kesindir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


uzun, ince bir yoldayım
gediyorum gündüz gece
bilmiyorum ne hâldeyim
gediyorum gündüz gece

gündüz gece
gündüz gece
gündüz gece, hey

dünyaya geldiğim anda
yörüdüm aynı zemanda
iki gapılı bir handa
gediyorum gündüz gece
devamını gör...
çay var içersen ben var seversen ile başlayan şiirin kendisine ait olmadığı ve kaçan karısının ayakkabısının altına para yerleştirdiği hikayesinin de gerçek olmadığı bizzat torunu tarafından açıklığa kavuşturulmuş.
devamını gör...
yazdıklarını , bu kadar yürekten söyleyebilen nadir insanlardan biri ve türk halk ozanı.
ayrıca bugün ölüm yıl dönümü. sadık olan kara toprağa kavuştuğu gün. ruhu şad olsun.
devamını gör...
gözlerinin açılma ihtimalini elinin tersiyle itmesi ve bu dünyayı görmek istememesi bile bizim ayıbımızdır, bir başkaldırıdır.
kim istemez gözlerinin açılmasını, o istemiyor işte, kendisini aldatan karısına yolda lazım olur diye ayakkabısına para bırakıyor. öyle de büyük bir adam. başkası olsa vururdu, o vurmuyor işte.

yeri dolmaz bir türk halk ozanı.
devamını gör...
vefatının 50 yılı sebebi ile, 2023 senesine ismi atfedilen şair, halk ozanıdır.
devamını gör...

insan mıyım mahluk muyum ot muyum
ekilir biçilir bir nebat mıyım
yoksa görünüşte bir sıfat mıyım
hiçbir türlü bulamadım ben beni.



her gün dünyayı görenlerden daha çok şeyi görmüş, bakmasını bilmiş aşık. filozof.
devamını gör...
gözlerim görseydi,
toprağı tanıyamazdım.
sizin gibi basar geçerdim *
devamını gör...
çok değerli, çok kaliteli halk ozanımız. türküleri ruha işler, unutulması çok zordur. iki gözü de sağlam olmamasına rağmen iki gözü sağlam olan bizlerden çok daha fazlasını görmüştür.
devamını gör...
çok büyük adammış rahmetli.

aşık veysel'in torunu çiğdem özer, üç yıl önce bir röportajda dedesinin ilk evliliğiyle ilgili pek bilinmeyen bir olayı böyle anlatmıştı:

köyün en güzel kızıyla evlendirilmiş dedem... yol arkadaşlıkları aileleri tarafından tayin edilmiş iki insan. hayat sürprizlerle dolu, gel zaman git zaman evdeki hizmetli hüseyin'e kayıyor gönlü güzeller güzeli esma'nın. aşk bu, insanın gözünü karartır.

aşıklar bir gün kaçmaya karar veriyor ve esma çocuğunu ve dedemi bırakıp kaçıyor. ama veysel de aşık ve kaçacakları gece görmeyen gözlerine rağmen her şeyi hissediyor.

neyse, bizim kaçaklar samsun'a vardıklarında bafra civarında soluklanmak için bir çeşmenin başında duruyorlar. bitkinler, açlar, ceplerinde bir kuruş para yok. esma çoraplarını çıkarıyor ve bir bakıyor ki içinde bir tomar para...

evet yaban ellerde kurda kuşa yem olmasınlar diye... işte bazılarımızın gönlü zengin... hikaye burada bitmiyor aslında. hüseyin'le esma günün birinde perişan vaziyette köye dönüyor. bu arada dedem ve esma annenin çocuğu da ölüyor.

dedem o zaman çok meşhur, "esma'ların bir ihtiyaçları var mı?" diye sorduruyormuş devamlı akrabalarına. o kadar içi acımış ki, bir şiir yazmış "zalim, kafir, yetim koydun kuzumu/ çocuğunu geride bırakıyor, zalim kafiri hüseyin" diye.

dedem ölüm döşeğindeyken helallik almak için kapıya kadar geliyor esma anne, ama "içeri girmeye yüzüm yok" deyip vazgeçiyor...

kaynak:
devamını gör...
bir mecliste kişiler yiyip içerler ama muhabbet yoktur. ev sahibi bu durumdan sıkılır ve aşık veysel'e sorar:
- aşık, nasılsın?
veysel'in cevabı muhteşemdir:
- biz doyduk amma saz acından ölüyor.

sazdan ve gönülden bilenlere, muhabbettin kıymetını sayanlara selam olsun!
devamını gör...
yaşamının son yıllarına doğru gelişen tedavilerle ,gözlerinin açılabileceği ihtimalini elinin tersiyle itmiş olması, görmek istemeyi reddetmesi bana çok acı vermiştir. ve bu dünyaya , insanlığımıza çok sert bir darbedir, öylesine görmek istememiş ki insanların huzursuzluğunu, açgözlülüğünü, birbirini hiç acımadan öldürüşünü. hayatında bir renk göremeden bu iki kapılı handan çıkışı, ve kendini aldatan eşinin ayakkabısına para koymuş olması canımı yakmıştır. başkası olsa çeker vururdu. ama o yapmadı. toprağı severdi. toprağın oldu.
devamını gör...
ismi küçükçekmece'de bir caddeye verilmiş olan halk ozanı.

(bkz: aşık veysel caddesi)
devamını gör...
halk edebiyatının dalı olan aşık edebiyatının temsilcilerinden biri. sivas'ta doğmuş ve küçükken geçirdiği çiçek hastalığı yüzünden gözlerini kaybetmiş. babasının ona aldığı bağlama ile vaktini harcıyormuş. çok severek dinlerim üstadı. aynı zamanda adaşız. allah rahmet eylesin.
devamını gör...
fikret kızılok'a da el vermiş, son dönem önemli ve değerli ozanlarımızdan.

fikret kızılok, aşık veysel'in bir süre misafiri olmuş ve ondan hayata bakış, yaşayış konusunda çok şey öğrendiğini söylemiştir.

aşık veysel fikret kızılok'u sevmiş ve türkülerini söylemesine, kullanmasına, yorumlamasına izin vermiştir. ardından 1974 çıkışlı "gün ola devran döne" 45'liğinden "yumma gözün kör gibi" şarkısı ile fikret kızılok liste başı olmuştur.

aşık veysel'in ölümünden fikret kızılok oldukça etkilenmiş, mezarı başında sazını kırmıştır. olaydan sonra bir müddet müzikten uzak kalmayı tercih etmiştir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"aşık veysel şatıroğlu" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim