roman / edebiyat
8.7 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

sürükleyici bir distopya, politik korku romanı da denilebilinir aslında. geçmişin silindiği yaşanılan zamanın tamamen kontrol altında alınarak kişinin kendi geleceğininde yok edildiği bir dünya'yı anlatıyor. mesajları çok net ve ağır. düşünce suçu kavramının ön plana çıktığı bu kitap ruhunuzu daraltabilir fakat baş karakterin içinde kalanları kendi içinizde haykırmadan da duramazsınız.
henüz yasaklanmadan düşünmeye devam.
devamını gör...
2.
hayvan çiftliği ile beraber george orwell'in kült kitabıdır. yazarın geleceğe yönelik kurguladığı bir kabustur adeta. insanların kişiliklerinin, daha doğrusu 'birey'in yok edildiği, onun yerine alabildiğine baskıcı, totaliter bir rejim dahilinde, 'parti'ye bağlı robotlaşmış 'yoldaş'ların yaratıldığı bir dünyada geçmektedir. birçok yönüyle günümüze de uyarlanabilecek, tüm zamanların eseridir.
devamını gör...
3.
üzerimde oldukça derin etkiler bırakmış kitap. yazılalı yıllar olmuş, 1984 geçeli bile yıllar olmuş ancak vermek istediği mesaj her gün tazeliğini koruyor. zamanın çok ötesinde bir eser..
devamını gör...
en güzel yorumu yukarıda yapmışlar. 2+2=5. kitap tamamen bunun üzerine kurulmuş. büyük birader 2+2=5 diyorsa ve sen bu toplamın 4 olduğunu biliyorsan sırf birader için 5 der misin, demez misin?

george orwell'in 1948 yılında yazmış olduğu romandır. 48'in rakamlarını değiştirerek gelecekte geçen distopyasının tarihini elde etmiş. romanı yazarken bir yandan da inzivaya iskoçya'ya çekildiğini ve veremle boğuştuğunu da belirtmem gerek. ben bu romanı can yayınevinden celal üstel çevirisiyle okudum. bence çeviri oldukça güzeldi, ancak kitap kendi özel terimlerini içerdiği için okurken yer yer ingilizcesinin de okunması gerektiğini düşündüm.

romanın distopik dünyasında sadece 3 ülke vardır: okyanusya, avrasya ve doğuasya. bu ülkeler sürekli bir savaşın içindedirler. hikaye totaliter bir tek partinin yönetiminde okyanusya'da geçer. büyük biraderin partisinin 4 bakanlığı vardır: barış bakanlığı, bolluk bakanlığı, gerçek bakanlığı ve sevgi bakanlığı. düşünce polisi ve tele-ekranlarla sürekli izlenen halk korku ile yönetilmekte, propaganda ve beyin yıkama ile de hayatları manipüle edilmektedir. hikaye bu karanlık ortamda winston smith'in hoşuna giden bir defteri satın almasıyla başlar.

roman milliyetçilik, sansür, gözetim, sefalet ve eşitsizlik temalarını işlemiş ve totalitarizmin olası sonuçları gösterilmeye çalışılmıştır. kitap (bence) yazarın da amaçladığı gibi okurken fazlasıyla gerebilir. ama sonuçta partin için akla aykırı olanı bile doğru kabul eder misin? kendine ihanet eder misin?
devamını gör...
george orwell tarafından 1948 yılında kaleme alınmış (bitirilmiş), ismi de(yazarın beyanıyla) bu tarihin son iki rakamının yerlerinin değiştirilmesi ile 1984 olmuş olan distopik kitap. george orwell'ın kitabı yazarken bulunmuş olduğu döneme bakıldığında sovyetler birliği ve nazi almanya'sının etkilerini kitaba yansıtmış olduğunu görebiliriz. kitapta anlatılan olaylar size hiç uzak gelmeyecektir. hatta kendinizi kitabın içinde de bulabilirsiniz. okudukça sizi sarsar bunları ben de yaşıyorum dersiniz.
devamını gör...
george orwell'in , insanların her hareketinin devletin gözetimi altında olduğu ve bireysel özgürlüğün unutulduğu bir toplumda winston smith karakterinin yavaş yavaş uynışının öyküsüdür.
yazar kitabı 1948 yılında yazmıştır ve 1949 da da basılmıştır kitap.
michael radford 1984 yılında kitabı filme uyarlamıştır.
devamını gör...
george orwell'in distopik romanı. roman distopiktir ve gelecekte geçmektedir (1940'larda yazılmıştır ve 1984 yılında geçmektedir.) ancak bana kalırsa –bir kaç teknolojik gözlem ve yönlendirme aleti dışında– orwell'in anlattığı sistem, kitabın yazıldığı yıllarda sovyetler'de geçerli olan totaliter sistemin rakip bir kaç totaliter devlet ile tüm dünya sathına yayılmış halidir. yani orwell aslında alegori yolu ile stalinist diktatörlüğü anlatmaktadır. ancak şunu söylemek gerekir ki, eğer orwell bu kitabıyla gelecek insan toplumları ile ilgili bir tahmin yapıyordu ise bu tahmin doğru çıkmamıştır; huxley ve onun "cesur yeni dünya"sı geleceği tahmin etmekte daha başarılı olmuştur. özgürlüğün kısıtlanması diktatöryel yönetimler ile değil, insanların anlamsız bir eğlence ve hedonizme boğulması ile gerçekleşmiştir.
devamını gör...
çok sevdiğim ve gerçekleşmesi muhtemel bir kitap. hatta çoğu şeylerinin gerçekleştiğini düşünüyorum. bravo be bize bir ütopyayı gerçekleştirdik resmen diye övünüyorlar mıdır acaba kendileriyle insanlar...
çok sevdiğim bir söz bırakarak gidiyorum.
--- alıntı ---

"akıllılık çoğunluğa bakılarak ölçülmez."

--- alıntı ---
devamını gör...
büyük adammış eric arthur blair ya da bildiğimiz ismiyle (bkz: george orwell). 1949 yılında geleceği görerek bu kitabı yayınlamıştır. gerçi hayat hikayesine bakarsak belki geleceği görmek değil de yaşadığı çağı yorumlayıp teknolojiye uyarladığı bile düşünülebilir, çünkü kendisi hitler ve mussolini desteğini alan franco'ya karşı savaşmak için ispanya'ya gönüllü olarak gitmiştir (bu anıları daha sonra katalonya'ya selam olarak yayınlanacaktır).
aslında kitap zamyatin'in biz isimli romanından esinlenmiştir. ilk ismi avrupa'daki son adam olarak belirlenmesine rağmen yayıncı tarafından değiştirilerek bu isim seçilmiştir. aralarında yayınlanma yılları arasında 17, bahsettikleri tarihler arasında da yaklaşık beş yüz yıl olsa da konu olarak huxley'in "cesur yeni dünya"sı ile benzerlik gösterir.
1984'ü okurken bazen geçmişe gidersiniz, bazen kendinizi gelecekte bulursunuz, bazen de adam bu günü yazmış dersiniz. belki sürekli televizyon karşısında marş dinlemezsiniz ama romandaki gibi her an izlendiğinizi bilirsiniz. korkunun ne kadar güçlü olduğunu, insanların korku yüzünden nelerden vazgeçebileceğini suratımıza vurur.
v for vendetta'yı izlerken de "bu şey değil mi ya, 1984" dersiniz. her hissettiğiniz baskıda "abi adam yazmış ya" dersiniz. çok da uzatmaya gerek yok, güzel kitaptır, bazen üzer, bazen ümit verir. benim içinse gerçek dünyada özgürlüğün sadece bir illüzyon olduğunu ilan eden bir kitap.
devamını gör...
fazla empati yapan, kaygılı bünyelere ağır gelebilen bir kitap.
ama yine de çok gerçek.

ben bu kitabı bitirdiğimde baskı ve işkence görmüşüm, gözetlenmişim de şimdi bitmiş gibi bir nefes alıp kitabı fırlatıp atma isteği hissetmiştim.
devamını gör...
11.
george orwell'ın 1949 yılında kaleme aldığı distopik ve alegorik politik bir roman.

orwell bu eserini veremle boğuşurken kaleme almış ve roman ilk yayımlandığı tarihte avrupa'daki son adam ismiyle basılmıştır. daha sonra olaylar olaylar olaylar derken kitabın adı 1984 olarak değiştirilmiştir.
devamını gör...
kitap 1948 senesinde bitirilmiş ve george orwell'ın beyanıyla son iki rakamın yer değiştirmesiyle kitabın ismi olmuştur. kitaba göre 3 devlet vardır; avrasya, okyanusya ve doğuasya. bu üç devlet sürekli birbirleriyle savaş halindedir. 3 devletin de güçleri birbirlerine denk olduğu için bu savaşların asla bir galibi olmaz. halk her zaman devletin dediğini yapar. büyük ağabey ne derse odur. çünkü halk dışarıda neler yaşandığında bir haberdir. halk iki tabakadır, devlet memuru olanlar ve ayak takımı olanlar. ayak takımı olanlar memurlar kadar denetlenmez. her yerde ahlak polisleri ve düşünce polisleri vardır. distopik olan bu roman aslında bana o kadar da distopik gelmemektedir. çünkü kitapta olan bir çok şey bu zamanda da mevcuttur. bu kitabı okuduğumda aklıma bir tek ülke geldi. belki sizinde gelmiştir bilmiyorum ama kitaptaki her şey bana kuzey kore'yi hatırlatıyor. büyük ağabey de kim jong-un oluyor. tabii sizin nasıl düşündüğünüzü bilemem. ama kitapta geçen sözler gerçekten de muhteşem, her cümlenin bir anlamı var;


"savaş barıştır"
"cehalet bilgeliktir"
"kölelik özgürlüktür "
"düşünün. çünkü henüz yasaklanmadı"
devamını gör...
kitapta devrim öncesi ve devrim sonrası diye iki dönem vardır. devrim öncesinde herkes çok fakir, mutsuz falanmış ama büyük biraderin devrimiyle herkes mutlu, zengin falan olmuş. ayrıca tarihi olaylar propaganda yoluyla halka yanlış ve yalan bir şekilde anlatılır. haber olarak ise ülkenin her daim ileri gittiği, girilen her savaşın kazanıldığı, düşman ülkelerin kendilerinden çok korktuğu falan anlatılır.
devamını gör...
george orwell’in kitabıdır. arkadaşımın önerisi üzerine okuduğum bir roman ve gayet beğendiğimi söyleyebilirim. yine içsel savaşlar verdiğini sisteme karşı olan tutumu gayet güzel işlenmişti. karakter olarak ise (bkz: julia)favorim.

(alıntılar)


hani, çok güçlü bir akıntıya karşı yüzmeye çalışırken birden vazgeçip kendini akıntıya bırakırsın ya, öyle bir şeydi işte.

küçük kurallara uyarsan, büyük kuralları çiğneyebilirsin.

bir zamanlar, erkekler bir kadının bedenine bakar ve çekici bulurlardı, işte o kadar. artık saf aşk ya da tutku söz konusu değildi. hiçbir duygu saf olamıyordu, çünkü her şeye korku ve nefret sinmişti. kucaklaşmaları bir savaş, orgazmlarıysa bir zafer olmuştu.
devamını gör...
haala okumakta olduğum kitap bitmek üzere ama bitsin istemiyorum. öyle bir kitap düşünün ki çağımızı anlatan geçmişten gelen bir yazar ileri görüşlülüğü o kadar açık ki zaman makinesi var mı yok mu diye sorgulatıyor bu yazar bize. kitaptan bahsetmek gerekirse spolier vermek istemiyorum ama vermeden anlatmaya çalışacağım..
politikayı iliklerinizde hissediyorsunuz , her hareketinizde suçlu sayılabileceğiniz bir ülkede yaşıyorsunuz ve tek bir dikdatör var *big brother !!*
rahat düşünme özgürlüğünüz yok her şekilde kısıtlanıyorsunuz . düşünce polisi var mesela düşündüğünüzü, her hangi bir şey hakkında bile düşündüğünüzü görse sizi buharlaştıran bir düşünce polisi..

insanoğlu düşünceyi kontrol edemez ama ediyormuş gibi korku salabilir insan ilişkilerini kontrol altına alıp kimsenin big brotheri övemek ve saygı göstermek dışında başka bir düşüncesi olamaz yoksa pufff buharlaştırılır ..

politik hiç bir şey konuşamaz düşünemez ve yazamazsınız .. yazmak günlük dahi olsa yasaktır . ve yazarımız böyle diktatör bir devletin içinde içindekileri dökmek amaçlı gizlice bir defter alır ve her günü korkuyla yazmaya başlar ..
devamını gör...
george orwell'ın 1940larda yazmış olduğu, 40 yıl sonranın kurgusu olan kitaptır. yazarın bu distopik kitabı tam bir kabus ortamı yaratır. okuduğumda beni çok etkileyen, uzunca düşünmemi sağlayan ve biraz da korkutan bir kitaptı. muazzam bir kitap olduğunu söylemeliyim size çok şey katıcaktır.
devamını gör...
1984, konusuyla atmosferiyle ününün hakkını veren başarılı bir distopya. gerçekten çok iyi sistem eleştirileri yapılmış ve iyi noktalara değinilmiş. fakat bazı yerlerinin gereksiz uzatılması ve bazı olayların da çok “birden” ortaya çıkması beni biraz koparmıştı. akıcılığı kimi bölümlerde çok iyiyken kimi bölümlerde durağanlaştığını hissettim. (spoiler olmaması için detaylara girmiyorum.) kitabı beğensem de (bkz: hayvan çiftliği) gibi biraz daha kısa olabilirmiş diye düşünüyorum. çeviriye gelirsek; (bkz: celal üster) orta-üst bir çeviri yapmış fakat bazı kelime tekrarları beni yormuştu okurken. bir de sonsöz gibi önsöz yazmasına burdan sitemlerimi iletiyorum. kısacası konusu ve atmosferi itibariyle ve yazıldığı dönemi de gözönüne alırsam zamansız ve başarılı bir eser. orwell kıyası yaparsam da hayvan çiftliği > 1984 diyeceğim o daha ağır basıyor bende. ikisini de okumayanlara ilk önce hayvan çiftliğini öneririm akıcılığı ve kitabın içine girebilme açısından daha naif kalıyor.
iyi okumalar.
devamını gör...
george orwell'ın distopya olarak kaleme aldığı, yaşasa çağımıza realist bir eleştiri şeklinde güncelleyeceği kitabı. yazdıklarının günümüze bu kadar cuk oturmasına eminim kendisi de dumur olurdu.
devamını gör...
kesinlikle okunması gereken bir kitap.

kitaptaki ülkeler, aslında yok, hayal mahsulü ülkeler. ancak sanki şu an kuzey kore başta olmak üzere böyle ülkeler gerçekte var.
kitapta anlatılan, dün düşmanınız olan ülke bugün dostunuz olması, bununla ilgili bilgilerin tüm kitaplardan çıkartılması; sansür mekanizmasını çok güzel açıklamış; kitap okumanın, piknik yapmanın, aile olmanın yasaklandığı bir dünya; ve sizi her daim izleyen kameralar; lânetleme sahnesi çok ilginç, herkes o saatte kamera karşısında toplu kötü sözler sarf ediyorlar; bu stalin rusyasında insanların, stalini elleri patlayana kadar 2 saat yani 120 dakika aralıksız alkışlaması gibi; düşünsenize 120 dakika durmadan alkışlamak; alkışlamayı bırakanlar göz altına alınıyor ve en iyi ihtimalle sibiryaya sürgüne gidiyor.

big brother seni izliyor, kavramını da yazar literatürde kazandırdı.
devamını gör...
20.
george orwell' ın kahin olduğunu düşünmemize yol açan kitaptır.
kitaptaki güzel bir laf şöyledir ;"geçmişi değiştiren bu günü değiştirir". anlamıda şudur, "eğer gazeteler ve televizyonlar halkın ne bilmesi gerekiyorsa onu söylerse, bir toplum istenildiği gibi yönetilebilir.". mutlaka okunmalı ve şaşırılmalıdır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"1984 (kitap)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim