varoluşsal sancıların kurbanı yazar profili

varoluşsal sancıların kurbanı kapak fotoğrafı
varoluşsal sancıların kurbanı profil fotoğrafı
rozet
karma: 2738 tanım: 320 başlık: 14 takipçi: 82
hey there i am using whatsapp

son tanımları


26 ekim 2023 kyk yurdunda asansör faciası

o kadar acı, öfke ve nefret doluyum ki. son zamanlarda en etkilendiğim olay oldu.
üniversite hayalleriyle gittiğin yer sana mezar oluyor.
bu kız ben olabilirdim, kardeşim olabilirdi, arkadaşım olabilirdi. bunlardan hiçbiri değildi ama birinin kardeşi, arkadaşı, sevdiği insandı. kim olursa olsun hesabını teker teker soracağız. cumhuriyetin yüzüncü yılında bizlere layık görülen hayat bu olmamalı.
o kadar standartlarımız düştü ki, iyi yaşamak değil sadece yaşamak istiyoruz.
devamını gör...

kendi küçüklüğün ile konuşmak

bugün en büyük hayallerinden birini gerçekleştirdim. evet o labaratuvar önlüğünü sonunda giydin. sadece istediğin için değil aynı zamanda hakettiğin için. karşımda dursan ellerin çenende ,ışıl ışıl parlayan gözlerle bana bakacağına eminim. her şeyi tam istediğin gibi yapamamış olabilirim ama istediğin ve ihtiyaç duyduğun kişi olabilmek için elimden geleni yapıyorum.


büyümek sancılı bir süreçmiş. sonu görünmeyen o merdivende çıkarken bazen adım attığın basamak uçurum çıkabiliyormuş. ama kendine olan inancın olduğu sürece her uçurumun aslında bir tecrübe olduğunu anlıyorsun.



bu yaşlarını çok merak ediyordun. hayallerinin çoğunu şuan yaşadığını söyleyebilirim. ama her şeyden önce gerçek mutluluğun aranarak bulunmayacağını öğrendin. daha öğrenecek o kadar çok şeyimiz ve düşecek uçurumlarımız var ki. her şeyi yaşayarak öğreneceğiz.

gözlerindeki ışıltının sönmesine asla izin vermeyeceğim
seni çok seviyorum
devamını gör...

durduk yere insanın aklına gelen replikler

"ada ben ayrılmak istiyorum"
hatırladıkça sinir basıyor
devamını gör...

telefon rehberinden numara silmek

hiçbir zaman yapmadığım ve yapacağımı düşünmediğim eylemdir.
konuşmayı kestiğim insanların varlığı bile umrumda olmuyorken numarasını silmeyi hatırlamak çok gereksiz geliyor.
devamını gör...

sevdiğin birine kızgın olmak

birine kızgınsan zaten onu seviyorsundur, sevmesen umrunda olmazdı. bu kızgınlığın tabanında kırgınlık yatar. zaman geçer sular durulur, işte o zaman kızgınlığın bir hükmü kalmaz. yalnızca buruk bir kırgınlık kalır.
devamını gör...

insanı duygusal olarak yıpratan şeyler

ben bunun genel olarak beklentiler olduğunu düşünüyorum. konu ne olursa olsun beklentiye girmek yıpratır insanı. ihtimallerin heyecanına üzülmektir çoğu zaman.
devamını gör...

travma yaşamış bir kediyi sahiplenmek

her hareketinize şüpheyle yaklaşmasına alışmak gerekir. aslında bu sadece kedi için değil insanlar için de geçerlidir. travma yaşamış bir canlıyı hayatınıza aldığınızda o size alışana kadar hareketlerine, şüpheli yaklaşımlarına, korkusuna, endişesine sabırla yaklaşmalısınız. çünkü maalesef herkesi ona travma yaşatanlar gibi sanır. zaman geçip o önyargı ve duvarlar aşıldıktan sonra hiçbir şeyde bulamayacağınız sevgiyi onda bulabilirsiniz.
devamını gör...

ölmek istemek

kesinlikle psikolojik destek alınması gereken durumdur.
iki yıl önce böyle bir durumun içindeydim. uyumaya çalıştığım geceler sabah uyanmamayı diliyor, uyandığımda ise hâlâ yaşıyor olduğum için her şeyden bir kez daha nefret ediyordum. her şey o kadar anlamsız ve çekilemez geliyordu ki tek çözüm yolu bütün sorunları kökten çözmek gibi geliyordu. yani ölmek.

inançlı bir insan değilim yani beni bundan alıkoyacak bir inancım yoktu. sadece kafamdan asla gitmeyen "ya ben bugün kendimi öldürdüğümde yarın olabilecek güzel ihtimalleri de öldürüyorsam" düşüncesi vardı. sonra sabırla hayatıma devam etmeye çalıştım. yavaş yavaş düzelmeye başladı bir şeyler. gerçekten çok yavaş oldu. şuan dönüp geçmişe baktığımda ne kadar sabırlı olduğuma şaşırıyorum.

kesinlikle sabretmeye değerdi. iki yıl önce ölmeyi dileyen ben şuan hayat neden bu kadar kısa diye söyleniyorum. umudunuzu asla kaybetmeyin. unutmayın, mücadele ettiğiniz şey kendi hayatınız :)
devamını gör...

kendine söylemek istediğin söz

senin konfor alanım diyip çıkmaktan korktuğun yer, kendi kurduğun hapishanen aptal
devamını gör...

ihtimallerin can yakması

ihtimallerin değil kişinin kendi kendinin canını yakmasıdır. o ihtimalleri düşüncemizde yaratan zaten bizleriz. bizim sayemizde varlar ve onları düşüncemize dahil etmek de bizim elimizde.

dünyada binlerce olasılık/ihtimal var bunları tek tek düşünmeye zaten ömür yetmez, hâl böyleyken gerçekleşmeyen bir ihtimale üzülmek derin sularda inci tanesi aramaktan farksızdır :)
devamını gör...

saç dökülmesini önlemek için tavsiyeler

öncelikle bir dahiliye doktorundan randevu alıp kan değerlerine bakılmalı sonra gerekli takviyeler alınmalıdır.

biotin içeren saç bakım ürünleri ve vitamin takviyesi kullanılabilir. saçı tararken kırmadan açan taraklar kullanılmalı ve ıslakken değil kuruyken taranmalıdır. çünkü saç ıslakken kırılmaya daha müsaittir. şampuana katılan birkaç damla biberiye yağı da çok iyi gelir. aynı zamanda biberiyeyi kuru ya da yaş olarak suda kaynatıp soğuduktan sonra sprey şişesine doldurarak her gün tonik olarak kullanırsanız yeni saçların çıkmasını sağlayabilirsiniz. yastık kılıfınızı saten alırsanız saçlarınız birbirine dolaşmaz ve bu sayede onları açmak için uğraşırken saçınızı dökmezsiniz. toka kullanıyorsanız saten tokaları tercih edebilirsiniz.

yoğun stres kaynaklı bir dökülmeniz varsa da bir psikologa gitmeniz iyi olacaktır.
devamını gör...

çocukluk travması

çocuklukta yaşanılan iz bırakıcı olaylardır.
anlam verilemeyen, "niye böyle davranıyorum?" diye sorgulatan davranışlar hakkında derine inildikçe aslında bu travmaların etkisi olduğu anlaşılır. bu "davranışlarınızdan sorumlu değilsiniz." demek değildir. tamamen bir çözümü olmasa bile, düşünebilen bir canlı olarak elimizden geldiğince davranışlarımızı kontrol altında tutmaya çalışabiliriz.
devamını gör...

yazarların itiraf köşesi

yaşam serüvenimdeki bir yılı daha tamamlamama az bir süre kala yazıyorum.
kararlarla geçen bir yıl oldu ama diğer yıllardan bir farkı vardı; ilk defa karşıma çıkan yol ayrımlarında bilmediğim yolları seçtim. neler yaşayacağımı bilmeden, kendimi garantiye almadan yürümeye çalıştım. tedirginlikle yürürken sürekli geriye bakmayı ihmal etmedim, bir gün girdiğim yollardan geriye dönmek zorunda kalırsam geldiğim yolu unutmayayım diye.

gittiğim her yerde kendimden bir parça aradım, çünkü insan kendinden bir parça bulamadığı yerde huzuru da bulamazdı. yanlışlarımı da doğrularım kadar sevdim, çünkü ikisi de bana aitti. insan, özünde her şeyiyle bir bütün olabilmeli. yanlışlarımızı reddettiğimizde kendimizden bir şeyler eksilirmiş, bunu öğrendim. çünkü insanı doğruları kadar yanlışları da tanımlar.

her şeyi bilmenin ağırlığıyla, her şeyi bilme isteği sürekli zihnimde çelişti. öğrendiğim şeyler kimi zaman çok işime yararken kimi zaman ise ayağıma dolandı, ilerlememi engelledi. anladım ki, çelişen şeyleri uyumlu hale getirip yaşarsak işte o zaman bildiklerimiz sırtımızda bir yük değil hayatın bize kattığı tecrübe ve birikimler olurmuş.

sonuçlardan çok süreçlere odaklandığım bir yıl oldu. bitiş çizgisine baktığım sürece başka bir şey göremeyeceğimi, sürece odaklanırsam her şeyden keyif alabileceğimi ve hayatın daha yaşanılabilir olabileceğini biliyorum. tıpkı ölümü yani sonu düşünerek her anımızı korkuyla yaşarsak yaşamdan keyif alamayacağımız gibi.

korkularımla yüzleşmeyi, doğrularımı sınamayı, kendimi keşfetmeyi, sorgulamayı, aynaya baktığımda gördüğüm kişiyle barışmaya çalışmayı hiç bırakmadım.
sonunun ne zaman geleceğini bilmediğim bu yaşam serüveni ansızın bittiğinde hedeflediğim şeylerin çoğuna ulaşmış olmayı umut ediyorum.
devamını gör...

edinilmiş en kıymetli hayat tecrübesi

hiçbir şey hakkında büyük sözler söyleme. unutma, hâlâ yaşıyorsun ve bu yol bitene kadar yaşayacağın çok şey var.
devamını gör...

i origins

bilim kurgu, romantizm ve dramı içinde barındıran filmdir.
izlerken derin düşüncelere daldırır hatta belki ikinci izleyişte anlaşılır vermek istediği mesaj.
spritüel olaylar ve bilimsel olgular çoğu sahnede kıyaslanır. tabii izlerken gözlerin büyüsüne kapılmamak elde değildir. kaçıncı kez izlersem izleyeyim hep ilk defa izliyormuş hissiyatını uyandıran tek filmdir benim için.



sadece kanıtlara inanan bilim insanı ve ruhani olaylarla iç içe olan aşık olduğu kadının düşünceleri sürekli çatışır. reenkarnasyon özellikle son sahne olmak üzere birçok sahnede vurgulanır. "belki de parmak izimiz gibi sadece bize ait olan göz yapımız öldükten sonra bir başkasında hayat buluyordur" mesajı da son sahnede zihnimize işlenir. bilim insanımız artık reenkarnasyonu anlamaya başlar ama onu bu olaylara inandırmaya çalışan kadın artık hayatta değildir. ki zaten hayatta olsaydı zaten bunu asla anlamayacaktı.



mantığım inançları bir kenara itiyor ve aklın sınırlarında bilimin ışığını kullanıyorum insanlığımızı aydınlatmak için. sen ise bana tamamiyle mitolojik birtakım inanışlardan söz ediyorsun. bunlara inanamam, ben bir bilim insanıyım. ama, gözlerine baktıkça her şey sanki her şey mantığın sınırlarını aşıyor ve sana olan aşkımı alevlendiriyor.
devamını gör...

güne bir alıntı bırak

"onun karşıma çıkmasının ilahi bir güç tarafından özenle tasarlandığına, ondan öğreneceğim milyonlarca şey olduğuna, bir gün yollarımız ayrılsa bile bana kattıklarının bir yerlerde sıçramalar yapmama yarayacağına, tam olarak ne şekilde olacağını henüz bilmediğime fakat onun olduğu bir kaderin ve büyük resmin beni güzel bir yerlere taşıyacağına inanıyordum."
devamını gör...

birini merak etmekten vazgeçmek

onu artık sıradanlaştırıp, kalabalığın arasındaki herhangi biri gibi görmektir.
devamını gör...

her şeyden sıkılmış olmak

tam olarak son bir aydır bu durumdayım. o kadar bunaldım ve sıkıldım ki her şeyden. her gün aynı şeyleri yapmaktan ve bu döngünün böyle devam etmesinden.

yaz gelince yeni bir düzen oluşacak ama o da monotonlasacak. yine her şey başa saracak. belki hayatıma yeni insanlar girecek veya çıkacak, roller değişecek. oyunun sonunda yine kalan ben ve biriken düşüncelerim olacak.
devamını gör...

bilim insanları mutlu etmeye yetmiş midir sorusu

bilim gerçekleri açıklamayı amaçlar. olayların arka planını araştırır ve hiçbir görüşe bağlı kalmadan tamamen objektif bir biçimde araştırma süreçleri ilerler.

bunlar daha sonra bilgiyi ortaya çıkarır. doğan bilgilerin amacı insanları mutlu veya tatmin etmek değildir. merakı gidermektir. bir insan ancak bilimi seviyorsa bilim onu mutlu edebilir. bunun dışında çok fazla şey bilmek mutluluk değil daha çok sorgulama, kaygı ve beraberinde varoluşsal sancıları getirir. tabii ki bunlar bilimi seven bir insanın da kaderidir.

gerçekten mutlu olmak isteyen bir insanın kafası rahat olmalıdır. bir sözün de dediği gibi;
"cehalet mutluluktur." ne kadar çok şey bilirsek, farkındalığımız o kadar artar ve bu da kaygı ve mutsuzluğa sürükler.
devamını gör...

unutulmak

değer verdiğim bir insan tarafından başıma geldiğinde üzücü olan durumdur.
onca konuşulan konu, yaşanan anılar sanki hiç var olmamış gibi uçup gitmiştir.
sanki hayat rüzgar gibi herkesi savurmuş farklı noktalara, kimsenin hayatı birbiriyle kesişmemiş gibi.

oysa anıları biriktirirken hiç unutmayacağımızı, unutulmayacağımızı sanarız. sonra bir bakarız ki; sadece buruk bir gülümsemeyle anımsadığımız günler kalmıştır geriye.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim